Cemalettin Yüksel
Halacığım, şimdi sen merak edersin, öldüğün gün mezarında olaylar oldu. Son bir kez de olsa yaşadığın şehir, ‘Türkiye’nin başkenti’ Ankara’da sana bir karış toprağı çok görenler oldu. Kürt-Alevi kimliğinden kaynaklı mezar yeri vermediler. Sistemin bu kadar düşmanca davranışına bizim ve yoldaşlarının gönlü razı gelmedi ve seni mezarından çıkarıp doğup büyüdüğün, hak ve hakikatin şehri olan Dersim’e götürdük.
Şimdi sen, senden sonra olanları merak edersin.
Halacığım, cezaevleri doldu taştı. Yeni cezaevleri yapılıyor. Başta Kürtler olmak üzere muhalif tüm kesimler cezaevine koyuluyor. Hasta tutsaklar bir bir ölüyor.
Babalara evlatlarının naaşları bir torba içerisinde veriliyor. Analara ise evlatlarının naaşları kargo paketi ile yollanıyor.
Ekonomi çöktü, insanlar evlerine artık alışveriş yapamaz hale geldi. Ormanlarımız bir bir yakılıyor. Çok sevdiğin Botan ve Dersim’de ormanlar kesiliyor, köyler insansızlaştırılıyor.
Kadın cinayetleri erkek egemen sistem ile arttı. Her gün katliamlar yaşanıyor.
Çocuk istismarcıları ve tecavüzcüleri sistem tarafından korunuyor.
Halacığım, ülkede seçim havası esmeye başladı. Birinci ittifak tekçi otoriter, tüm bu sorunları halklara yaşatan ittifak, ikinci ittifak ise olumsuzlukları ortadan kaldıran değil, restorasyon diye yola çıkıp yasakçı zihniyetin devamıdır.
Biliyorum, şimdi diyorsun ki hep sitem ediyorsunuz, peki siz ne yapıyorsunuz?
Biz de boş durmuyoruz. Demokrasinin gelişmesi, dar kalıplara sıkışan cumhuriyetin 100. yılında daha demokratikleşmesi, demokratik cumhuriyet için mücadele ediyoruz. Ülkeyi sarmalayan sorunlar ile başa çıkmak için yeni bir yol haritası belirledik. Demokrasi bileşenleri ile emek ve özgürlük bloğunu kurduk, çalışmalarımız devam ediyor.
Hasta tutsaklar ile ilgili her hafta anneler Adalet Nöbeti tutuyor ve yüzlercesi gözaltına alınıyor.
Biliyorum yetmez diyorsun, partimizin kapatma davası sürüyor. İşin açıkçası partiyi duvardan ibaret görenlere karşı şimdi sokaklar partimiz oldu. Belediyelerimize kayyum atandı. Ancak belediye başkanlarımız halk ile iç içe çalışıyor. Doğa yıkımına karşı mücadele hattını büyütüyoruz.
Şimdi soruyorsun, Aysel ne durumda? Aysel Demans hastalığına yakalandı. Hasta tutsak olarak hala rehin tutuluyor. İki kez ATK’ye gönderildi ancak iki kez de hastalığı olduğu kabul edilmedi. Nedenini biliyorsun, kadın mücadelesinin ilklerindendi, Alevi idi, Kürt’tü, ilk eş başkandı. En çok da kızdıkları mesele bu.
Şimdi kendi ihtiyaçlarını karşılayamaz durumda. Sakın üzülme, arkadaşları Aysel’e öyle bakıyorlar ki el üstünde tutup tüm ihtiyaçlarını karşılıyorlar. Açık görüşte gördüm. Gülten başkan, Edibe başkan ve Figen başkan Aysel’e, ‘Aysel’im’ diye hitap edip kucaklıyorlar. Geçmişte sistemin sana yaşattıklarını unutmak için hafızasını sildi.
Halacığım seni unutmadık, unutmayacağız…
Özlemle…