PKK Lideri Öcalan’ın tecrit altında tutulmasına dair konuşan Abdurrahman Ayhan, ‘Öcalan’a tecrit uygulamak, Türkiye için felaket demektir. Türkiye’nin yaşanmaz bir hale gelmesi demektir’ dedi
Dünyanın 74 merkezinde 10 Ekim’de başlatılan ‘Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm’ kampanyaya katılan 106 cezaevinde binlerce tutsak, 27 Kasım’da açlık grevine girdi. 13’üncü gününe giren eylemde yer alan tutsaklar, talepleri karşılanana kadar eylemlerini sürdüreceklerini söyledi.
PKK Lideri Abdullah Öcalan ile 1970’li yıllarda Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğrencisi olduğu yıllarda tanışan, kendisi de Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven öncülüğünde 8 Kasım 2018’de başlayan ve 200 gün süren açlık grevine katılan Abdurrahman Ayhan, İmralı tecrit sistemini, haber alınamama halini ve Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü talebiyle başlatılan eylemlere ilişkin Mezopotamya Ajansı’na değerlendirmelerde bulunarak, tecridin sürdürülmesinin Türkiye için felaket olacağı uyarısında bulundu.
‘Tecrit devam ettiği sürece herkes tecrit altında olur’
Abdullah Öcalan’ın kalıcı barışın sağlanması için 1993 yılından bu yana mücadele ettiğini söyleyen Ayhan, “Öcalan’dan 33 aydır herhangi bir haber alınamıyor. Türkiye’deki demokratik kitle örgütleri, aydınlar, avukatlar, yazarlar, sanatçılar ve parlamenterler buna karşı duyarlılık göstermeli. Sadece Türkiye’de değil, dünyadaki demokratik, enternasyonal yapılar ve ‘ben insanım’ diyen herkes bu tecride dur demeli. Bakın tecrit devam ettiği sürece herkesin geleceği tecrit altında olur. Sayın Öcalan’a tecrit uygulandığı sürece Türkiye demokratikleşemez” dedi.
Ayhan, Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi’nin (CPT) İmralı’ya yaklaşımını eleştirerek, “CPT, en son İmralı Cezaevi’ni ziyaret etti ve ağır tecrit altında tutulduğunu söyledi. Bunu söyledi ama gereğini yapmadı” ifadelerini kullandı.
Kapitalist modernitenin Abdullah Öcalan ile halklar arasındaki bağı koparmak için tecridi derinleştirdiğini ifade eden Ayhan, halkların kurtuluşunun ise Demokratik Modernite paradigması olduğunu belirterek, “Öcalan daha önceki söyleminde, ‘Toplumsal uzlaşıyı sağlayın’ çağrısında bulunmuştu. Devlet niye Öcalan’ın bu söyleminden korkuyor. Bu düşüncenin toplumsallaşmasından korktukları için fırsat vermiyorlar. Ama ne yaparlarsa yapsınlar, artık bu düşüncenin önüne geçemezler” diye belirtti.
‘Öcalan’a tecrit uygulamak, Türkiye için felaket’
“Tutsaklar bugün Türkiye’nin demokratikleşmesi gibi bir talep ileri sürüyor. Tutukluların talepleri açık ve nettir” diyen Ayhan, en son 2019 yılında Kürt siyasetçi ve DTK Eş Başkanı Leyla Güven öncülüğünde cezaevlerinde 200 gün boyunca açlık grevi eylemine işaret ederek “Bu açlık grevi eyleminde de talep aynıydı. Sayın Abdullah Öcalan yönelik devam eden tecridin kaldırılması, ailesi ve avukatları ile görüşmelerinin gerçekleştirilmesi talebiydi. Bundan daha demokratik bir talep olamaz. Bütün eylem ve etkinlere rağmen devlet tecrit politikasından vazgeçmedi” ifadelerini kullandı.
Ayhan, “Mevcut iktidarın Kürt sorununda ısrar ettiği savaş politikası; hayatımızın her alanına sirayet ediyor” diyerek şöyle devam etti:
“Toplumda ciddi ayrışmalar var. Halklar arasında düşmanlığa varacak çatışmalar gelişiyor. Bu toplumsal dinamiklerin düşmanlaşmasını doğuruyor. Öcalan’a tecrit uygulamak, Türkiye için felaket demektir. Türkiye’nin yaşanmaz bir hale gelmesi demektir. Hak, hukuk, adalet ve insan haklarının yana olan herkesin bu duruma dur demesi lazım. Tutukluların talepleri yerine getirilsin ve derhal bu tecrit kaldırılsın.”
Tecride karşı tüm kesimlerin ses çıkartması çağrısı yapan Ayhan, “Bu ülkede bir halk gerçekliği var. Bu halk da Kürt halkıdır ve herkesin bu gerçeği görmesi lazım. Kürtler ve dostları dışında birçok yapı bu duruma kayıtsız kalıyor. Öcalan sesini topluma ulaştırılabilirse, Türkiye’nin demokratikleşmesine ciddi katkı sağlayacak. Tecrit devam ederse, toplumun her kesimi zarar görecek. Herkesin her alanda tecride karşı tepki göstermesi gerekiyor. Bu insan olmanın bir görevidir. İmralı zindanında dünyada görülmemiş bir işkence sistem var” şeklinde konuştu.
HABER MERKEZİ