AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘helallik’ istemesine tepki gösteren DBP Eş Genel Başkanı Aydeniz, ‘Siyasette helalleşme yüzleşme ve hesap vermeyle olur’ dedi
Mereş merkezli 6 Şubat’ta meydana gelen depremlerin ardından devlet ve iktidar yetkililerinin ilk 3 gün sessizliğe bürünmesi, ardından halkın tepkilerine tehdit ve hakaretle yanıt verilmesi tepkilere neden olmuştu.
Deprem öncesi alınmayan önlemler ve hükümetin deprem sonrası yetersiz kalmasını kabul etmeyen AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, daha sonra depremin vurduğu Semsûr’da (Adıyaman) “helallik” istedi. Helallik isteyen Erdoğan’a toplumun farklı birçok kesiminden tepkiler de gecikmedi. Sanal medyada gündem olan söyleme halk #HelalEtmiyoruz etiketi ile tepki gösterirken muhalefet de iktidarı ‘helallik isteme istifa et’ sözleri ile eleştirdi.
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz de, Erdoğan’ın sözlerine “Siyasette helalleşmeden önce halka hesap verme vardır” diyerek yanıt verdi.
‘Ölümlerin hesabını versin’
İktidarın deprem sonrası yaptığı ilk işin Olağanüstü Hal (OHAL) ilan etmek olduğunu hatırlatan Aydeniz, “Deprem ardından ilk 48 saat önemli süreçlerdir. Ancak devletin kendisi sahada yoktu. Sonrada kalkıp halktan helallik istiyor. Helallikten önce bu yaşanan ölümlerin ve geç müdahalenin hesabı halka verilsin. Bu kadar insanın ölmesi iktidarın savaş ve rant politikalarının sonucudur. Depremin kendisi doğal afettir. Ancak insanların günlerce enkaz altında kalmasından tutalım Kızılay’ın çadır satmasına kadar yürütülen politikalar sonucunda bu kadar fazla sayıda yurttaşın ölmesinden birinci derecede devlet ve iktidar sorumludur. Bunca şeye rağmen hesap verilmeden helalleşme istemek akıl tutulmasından başka bir şey değildir” diye belirtti.
Aydeniz sözlerine şöyle devam etti: “Siyasette helalleşme ancak yaptığın suçlarla ve yarattığın mağduriyetlerle yüzleşme ve hesap verme ile olabilir, başka yolu yok. Yani kısacası helalleşmenin şartlarını yerine getirmelisin.”
İktidarın yönetememe hali
Depremin ilk anından itibaren Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Halkların Demokratik Partisi (HDP), sivil toplum örgütleri, kurum ve kuruluşların bölgeye ulaştığını dile getiren Aydeniz, merkezi yönetimin ise sorunlara karşı çözümsüzlükte ısrar ettiğini söyledi. Yaşanan kaos ve krizin yönetememenin sonucu olduğunun altını çizen Aydeniz, “Bu nedenle devlet, tek adam rejimi ve iktidar, yönetme sistemi her zaman halkın önünde engel olmuştur. Depremde dolaştığımız yerlerde yurttaşlar, şunu belirtiyordu: ‘Çadır, var, kepçe var ancak valiliğin talimatı olmadan ne kepçe çalıştırabiliriz ne de çadır verebiliriz’ diyorlardı” diye belirtti.
Çözüm demokratik özerklik
Çözümün merkezi yönetime karşı demokratik özerklik seçeneği olduğunu belirten Aydeniz, şöyle devam etti: “Son olaylar bir daha demokratik özerklikle yerelden yönetimin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha bizlere gösterdi. Bir yandan devletin elindeki tüm kurumlar ve buna bağlı olarak belediyelere atanan kayyımlara rağmen bir şey yapılmaması diğer yandan sivil toplum örgütleri ve gönüllülerin oluşturduğu dayanışmaya yönelik tahammülsüzlük. Devlet buna dahi tahammül edemedi ve yardım depolarına kayyım atadı. Artık politikaları kayyım sistemiyle yürütülüyor. Yerelin kaderi merkeze bağlı olmamalıdır. İşte bir çadır dahi merkezin kararı olmadan verilmiyor. Bu nedenle yetkilerin merkezden alınarak yerele verilmesi gerekiyor.”
Kaynak: MA