Cihangir İslam Ayasofya’nın camiye çevrilmesine ilişkin işsizlik ve yoksulluğun üstünün kapatıldığını dile getirerek “Ayıp ne kadar büyükse örtü o kadar büyük olmalı” yorumunda bulundu
Danıştay’ın 10 Temmuz’da aldığı kararla müze statüsünden çıkarılmasının ardından AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından müzeden camiye çevrilen Ayasofya, bugün kılınacak cuma namazı ile ibadete açılacak.
3 imam ve 5 müezzin atanan Ayasofya’daki cuma namazını Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş kıldıracak. Kılınacak namaza Diyanet tarafından davet edilen 500 isim katılacak.
İslam: Ayıp ne kadar büyükse, örtü o kadar büyük olmalı
Ayasofya’nın camiye çevrilmesi ve bugün kılınacak Cuma namazıyla ibadete açılacak olmasını değerlendiren Bağımsız İstanbul Milletvekili Cihangir İslam, Ayasofya’nın Cumhuriyet’ten sonra 1934’te müzeye dönüştürüldüğünü, bugün ise Bakanlar Kurulu kararı ortadan kaldırılarak camiye dönüştürülmesine ilişkin “Soruyorum size 1934’te Erdoğan, 2020’de Atatürk olsaydı aynı kararları mı alırlardı?” diye sordu.
Böylesi bir kararın siyasi nedenlerle alındığını söyleyen İslam, Ayasofya’nın işsizlik, yoksulluk ve adaletsizliğin üstünü kapatmak için gündemleştirildiğini ifade etti. İslam, “Ayıp ne kadar büyükse, örtü o kadar büyük olmalı” dedi.
Konu tartışılmalı
İslam, öte yandan Ayasofya’ya dair 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ortadan kalktığı için bazı şeylerin artık daha rahat tartışılacağını, konunun akademik ve entelektüel alanda tartışılması gerektiğini de belirtti.
Ayasofya’nın müzeye dönüştürülmesi kararının tüm dindarlara rağmen yapılan bir şey olduğunu, resmi ideolojinin dindar halkın kararına hiç saygı göstermeden aldığı bir karar olduğunu kabul eden taraftan bakmak gerektiğini dile getiren İslam, bundan sonra izlenecek yolun da önemli olduğunu, içeride nezaket, dışarıda diplomasi, ibadethane olması dışında kültürel niteliğinin korunması ve dışarıda Müslümanları ve camileri hedef haline getirmemek üzerine çalışmanın da olması gerektiğini vurguladı.
Lozan’ın ihlali
Nor Zartonk İnisiyatifi üyesi Murat Mıhçı ise, AKP’nin Ayasofya hamlesine Türkiye’deki Hristiyanların çok şaşırmadığını ama Avrupa ve Rusya’daki Hristiyanlarda ani bir etkiye sebep olduğunu belirtti.
“Hem Ortodokslar hem de Katolikler için kıymetli, Rusların kiliseye bağlanmasında temel etkiydi Ayasofya” diyen Mıhçı, müzakere dönemi bittikten sonra AKP’nin o başlangıçtaki azınlıklarla olan bağının tamamıyla ters yöne gittiğine dikkat çekti.
Mıhçı, “Vakıf mülklerinin iadesi gündemi varken bugün bırakın iadesini geri almaya dönüştü. Ayasofya Kilisesi’ne sadece dini mabeti camiye çevirmekten öte bakmak lazım. Bu hamle Lozan Anlaşması’nın 42’nci Maddesi’nin ihlali anlamına geliyor. Lozan 42 Maddesi’nde şu yazar; her iki tarafında kilise, havra gibi mülklerinin korunmasındaki söz birliği imzasıdır. Aslında mülkü camiden öte Lozan ihlali olarak görmek lazım. Bu hamle Avrupa’da İslamafobi, Türkiye’de ise Hristiyanofobiyi artıracak. Siyaseten de ciddi bir mesaj içeriyor. Lozan’ı ihlal ederek, Lozan’ı tanımayacağı anlamına getirmiş oluyorsunuz. Bir sene önce ‘Ayasofya’ya ne gerek ver, Sultanahmet’i dolduramıyoruz’ derken, şimdi Ayasofya gündeme geliyor. Bundan sonraki süreci hep birlikte göreceğiz” dedi.
Kaynak: MA