Manisa T Tipi Cezaevi başta olmak üzere son dönemde birçok bölgedeki cezaevlerinde ayakta sayım dayatması gündeme geldi. Buna karşı duran tutuklulara yönelik işkence uygulamalarının geliştiği belirtilirken yaşananları 1980 askeri darbesi ardından cezaevinde kalan kişiler değerlendirdi. 1980 askeri darbesi ardından tutuklanan ve İzmir Buca Cezaevi ile Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi’nde kalan isimlerden biri olan Ali Yıldırım, 12 Eylül döneminde Diyarbakır Cezaevi’nde tutuklulara yaptığı işkencelerle hatırlanan cezaevi müdürü Esat Oktay’ı hatırlatarak, “Eğer bu tür uygulamaların bir faydası olsaydı, kimse Esat Oktay kadar kazançlı olamazdı. Ama tarih insana çok şey öğretiyor. Diyarbakır Cezaevi’nde dayatılan, işkence ayakta sayım gibi bütün uygulamalar adını tarihe sadece kara günler olarak yazdırdı. Bunu görmüş yaşamış bir insan olarak, bu tür uygulamaların kimseye bir faydası olmayacağını bir kez daha belirtmek istiyorum. Ayakta sayım dayatması da Kenan Evren’in ardından kalan artıklardır bunlardan vazgeçmek gerekiyor” dedi. 1980-90 yılları arasında Diyarbakır Cezaevi’nde tutuklu bulunan isimlerden biri olan Bahattin Özen ise o dönem yaşananların tamamının vahşet olduğunu söyledi. Ayakta sayım dayatmasının rutin işkence yöntemlerinden biri olduğunu ifade eden Özen şunları söyledi: “Ayakta sayım bir işkencedir. Amaç sayım ise onu her şekilde alabilirler ama asıl amacın kişiliksizleştirme, rencide etmek olduğunu düşünüyorum. Hem açlık grevine başlayan hem de bu tarz uygulamalara direnen arkadaşlarımızın destekçisiyiz” dedi. Türkiye’de özellikle 12 Eylül askeri darbesinin ardından cezaevlerinde korkunç işkencelerin yapıldığını hatırlatan Yusuf Özmen, ayakta sayımın da bu uygulamaların bir parçası olduğunu belirtti. Özmen, “Buca, Nazilli, Aydın ve İstanbul’da cezaevlerinde kaldım. O dönemlerde sanki çoban koyunlarını sayıyormuş gibi gelip parmaklarıyla sayım yapıyorlardı. Tabi cezaevindeki siyasi tutuklu arkadaşlar bu tür uygulamalara hep müdahale etti. İnsan onuruna yakışır bir tutumla davranmalarını istiyorlardı. Bu uygulamaların kimseye bir yararı olmadı. Cezaevine siyasi nedenlerle girmiş insanlara onurunu kıracak uygulamaları dayatırsanız onlar da bunları kabul etmez. Onlar direniyorsa bizlerde sahip çıkarız” dedi.
Nimet Ölmez/İzmir-MA