Gözaltındaki gazetecilerle görüşen avukatlar Enes Sezgin’in ikametgahı olarak başka bir dairenin arandığını, dairede elde edilen “delillerin” kendisine yazıldığını aktardı. Av. Recepoğlu, gazetecilere yönelik suçlamalara konu yapılacak delillerin olmayışından soruşturmanın iki yıl sürdüğünü söyledi
Özgür Basın çalışanlarına dönük İstanbul, Ankara ve Riha’da dün yapılan ev baskınlarında Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri Esra Solin Dal, MA muhabiri Mehmet Aslan, Yeni Yaşam gazetesi çalışanı Enes Sezgin, Özgür Basın emekçileri Saliha Aras, Yeşim Alıcı, Beste Argat Balcı, Şirin Ermiş, MA eski muhabiri Doğan Kaynak ve gazeteci Erdoğan Alayumat gözaltına alındı.
Ankara’da gözaltına alınan Mehmet Aslan, Ankara Emniyeti’nde, Doğan Kaynak da gözaltına alındığı Riha’nın Wêranşar (Viranşehir) ilçesinde TEM Şube’de tutuluyor. Aslan ve Kaynak’ın bulundukları kentlerde ifadelerinin alınacağı belirtildi.
Gazetecilere ‘mülakat’ baskısı
İstanbul’da gözaltına alınan gazetecilerle görüşen avukatlar, gazetecilerin polisler tarafından “mülakata” zorlandığını belirtti. Avukatlar, gazetecilerin “avukat görüşüne gideceksiniz” denilerek mülakata götürüldüklerini belirterek, gazetecilerin “Avukatlarımız olmadan görüşme yapmayacağız” diyerek mülakatı ret ettiklerini söyledi.
Haberler suçlama konusu yapıldı
Avukatlar, gazetecilerin 2022 yılındaki bir dosya kapsamında gözaltına alındıklarını söyleyerek, 2022’den bu yana dosya kapsamında gazetecilerin takip edildiğini ve delil toplanmaya çalışıldığını belirtti. Avukatlar, gazetecilerin “örgüt üyeliği” iddiasıyla gözaltına alındıklarını ve elle tutulur bir delilin olmadığını ifade etti. Gazetecilerin yaptıkları haberlerin soruşturma konusu yapıldığını belirten avukatlar, suçlamalara konu yapılacak elle tutulur bir kanıtın da olmadığını ifade etti.
‘İllegalize edilmek isteniyor’
Gazetecilerin örgütle “iltisaklı” olduğunun iddia edildiğini belirten avukatlar, polisin Saliha Aras’a “Yeni Yaşam gazetesi ile MA, aralarında haber alıp veriyorlar bu yüzden iltisaklı” dediğini belirterek, meşru çalışmaların örgütsel bir faaliyete dönüştürerek, soru olarak yöneltildiğini ifade etti. Avukatlar, emniyetin basın faaliyetlerini “illegalize” etmeye çalıştıklarını söyledi.
Yanlış evde arama yapıldı, başka dairenin delilleri alındı
Yeni Yaşam gazetesi çalışanı Enes Sezgin ile görüşen avukat Şule Recepoğlu, Sezgin’in polisler tarafından evinden çağırılarak, üst kata çıkarıldığını ifade etti. Recepoğlu, “Enes’in bulunduğu dairede arama kararı yok. Enes’in bulunduğu dairenin üst dairesi sinyal verdiği gerekçesiyle arama kararı çıkarılıyor. Enes’in kaldığı dairenin kapılarını çalmaları tamamen tesadüf. Normalde ‘üst daireyi aramak istiyoruz, arama kararı var. Birinin orada hazır olması gerekiyor’ diyerek yardım istiyorlar. Enes’in kimliğini istiyorlar, kimliğine bakıp bilgi vermeden üst kata çıkmasını istiyorlar. Üst katta dairenin önünde bir süre bekletip, diğer komşulardan yardım istiyorlar. Onlar geldiğinde üst kattaki daireye giriyorlar, Enes’in yüzüne kamerayı tutup ‘hakkında gözaltı işlemi var, bu nedenle seni gözaltına alıyoruz’ diyerek, üst kattaki daireyi geniş kapsamlı arıyorlar” dedi.
Recepoğlu, sinyal verilen evde kalmayan Sezgin için polislerin, üst kattan çıkan delilleri onun aleyhinde kullandığını ve bu duruma itiraz ettiklerini söyledi.
Dosyadaki gizlilik kararının dosyanın içinin boş olmasından kaynaklı olduğunu söyleyen Recepoğlu, iddiaları destekleyen hiçbir somut delilin olmadığının altını çizdi. Recepoğlu, gözaltıların sadece kamuoyunda “örgüt elemanlarını yakaladık” denilmek için yapıldığını dile getirdi.
Soruşturma delil olmadığı için iki yıl sürdü
Recepoğlu, iki yıldır süren soruşturmaya ilişkin de şunları söyledi: “Soruşturma iki yıldır sürüyor. Hiç bir somut delil yok. Olsaydı zaten hiç bir dosya iki yıl boyunca bekletilmezdi. Hemen gözaltı yapılır ya da suçüstü yapılır. Hiç bir dosya iki yıl boyunca gizlilik kararı ile kısıtlanmaz. İki yıl boyunca bu insanlar kamusal alanda basın faaliyeti yürütüyordu. Davetiyeyle çağırabilirlerdi. Ellerinde veri ve delil olmadığı için bu kadar süredir bekletip dosyaya kısıtlılık getiriyorlar” diyerek bunun hukuka uygun olmadığını ifade etti.
Recepoğlu, suç unsurunun olmadığını dile getirerek, “Bir suç unsuruna rastlasalar suç üstü yaparlar, ya da o tarihlerde gözaltı işlemi yaparlar. İki yıl boyunca ulaşamadıkları delillere bugün kişileri tutup ‘şüpheliden delile gitme’ gibi hukuka aykırı bir işlemi yaptıklarını görüyoruz” dedi.
DAİŞ’lilerle aynı yerde tutuldular
Avukatlar, gözaltındaki bazı gazetecilerin kaldıkları koğuşta DAİŞ’lilerin bulunduğunu ve bu nedenle gazetecilerin gece güvenlik nedeniyle uyuyamadıkları bildirdi. Sabah saatlerinde DAİŞ’lilerin adliyeye çıkarıldıkları bilgisini veren avukatlar, bu sefer de gazetecilerin yanına FETÖ’den yargılananların konulduğu belirtti.
HABER MERKEZİ