ÖHD Eş Genel Başkanı Serhat Çakmak, İmralı’da hukukun işletilmediğini belirterek AİHM ve CPT’nin bu noktadaki tutumlarıyla varlıklarını tartışmalı hale getirdiklerini söyledi
PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dönük uluslararası komployu değerlendiren ÖHD Eş Genel Başkanı Serhat Çakmak, komplonun asıl hedefinin yüzyıllık Kürt sorununun demokratik yollarla çözümünün engellenmesi olduğunun altını çizdi. Kürt sorununun çözülmesinin önündeki en büyük engelin kapitalist modernite ve “tekçi zihniyet” olduğunu belirten Çakmak, “Kürtler, kapitalist moderniteye karşı demokratik modernite sistemiyle tüm halkların bir arada yaşamasını esas alıyor. Bu sistem Ortadoğu’da ciddi anlamda dengeleri bozabilecek bir tehdit olarak görülüyor. Bu nedenle Sayın Öcalan’a yapılan komployu sadece kişi üzerinden değerlendiremeyiz. Zaten Sayın Öcalan, ‘Mesele ben değilim, mesele Kürt sorununun çözümünde benim rolüm ve misyonumdur’ diyor” ifadelerini kullandı.
Umut hakkı
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), ‘umut hakkı’na ilişkin verdiği kararı hatırlatan Çakmak, “AİHM özellikle Sayın Öcalan’ın adil yargılanma hakkıyla ilgili bir kısım ihlallerin olduğunu tespit etti. Buna rağmen Türkiye hiçbir adım atmadı. Sayın Öcalan, İmralı’da tutulduğu günden bu yana hukuk işletilmiyor. İmralı Hapishanesi, sistem için deneysel bir yer oldu. İmralı’da başlayan tecrit, daha sonra diğer hapishanelere ve topluma da uygulandı. Ve ‘dışarının içerileştiği’ bir toplum haline geldik” diye belirtti.
AİHM tartışmalı hale geldi
Türkiye’nin AİHM kararlarını hala uygulamadığını dile getiren Çakmak, bu durumun kendisi AİHM’in varlığını tartışmalı hale getirdiğini söyledi. Avrupa Konseyi’nin Türkiye’yi yaptırımlara tabi tutabileceğinin altını çizen Çakmak, “Bu kadar uzun bir süre bir kararın uygulanmaması, AİHM’in varlığını tartışmalı hale getiriyor. Bu kararla ilgili geçen sene ÖHD olarak Bakanlar Komitesi’nin bu kararın uygulanması ve tekrar gündeme alınmasına dair başvuruda bulunduk. Ama bir olumlu bir sonuç alınamadı” diye aktardı.
ÖHD ne yapacak?
Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi’nin (CPT) 20-29 Eylül 2022 tarihleri arasında İmralı Adası’na yaptığı ziyarete dair raporunu açıklamadığına dikkat çeken Çakmak, CPT’nin bu tutumunun kendi varlığını tartışmalı hale getirdiğini sözlerine ekledi. Abdullah Öcalan’la ilgili yaşanan hukuksuzluklara karşı hukuki girişimlerinin devam ettiğini vurgulayan Çakmak, “Geçen sene kurum temsilcileri ve baro başkanlarının da bulunduğu 29 farklı baroya kayıtlı 775 avukat, İmralı’da görüşme yapma talebiyle 10-17 Haziran tarihleri arasında Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurmuştu. Sonrasında 22 ülkeden 350 avukat 14 Eylül’de; Kuzey ve Doğu Suriye ile Suriye’nin farklı bölgelerinden 691 avukat da 19 Eylül’de benzer başvurularda bulunmuştu. Hukukçular topladıkları imzalarla Adalet Bakanlığı’na başvuruda bulundu. Ancak bakanlık, avukatların başvurusuna henüz cevap vermedi. Sonra 2023’te Türkiye Barolar Birliği’ne (TBB) başvuruda bulunduk. Bununla ilgili bir geri dönüş yok. Fakat Barolar Birliği’nin bununla ilgili bir adım atmasını bekliyoruz. Yakın zamanda da Barolar Birliği’yle tekrar bir görüşme planlamamız var. Önümüzdeki dönemle ilgili bir dizi hukuksal çalışmalarda gerçekleştirmeyi düşünüyoruz” şeklinde konuştu.
Haber: Esra Solin Dal/ MA