Yusuf Güldiren’in öldürülmesine ilişkin hazırlanan iddianamede, IŞİD’lilerin cinayeti nasıl işlediği yer aldı. Avukat Tugay Bek, “Bunca bilgi ve verilere rağmen neden bu cinayetler İŞİD eylemi olarak ele alınmıyor” dedi.
IŞİD’liler, Adana’da Kobani eylemleri sırasında Allah’a küfrettiği iddiasıyla Yusuf Güldiren adlı yurttaşı öldürmüş, Adana Cumhuriyet Savcılığı ise 2015’te cinayete ilişkin IŞİD’li Servet Koç ve Taner Güler hakkında iddianame hazırlamıştı.
İddianameyi kabul eden Adana 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nce Koç hakkında “kasten öldürme” iddiasıyla müebbet ve iki kez “tehdit suçunu işlemek” gerekçesiyle ise 4 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası; Koç’un kaçmasına yardım eden Taner Güler hakkında ise, “suçluyu kayırma” iddiasıyla 6 aydan 5 yıla kadar hapisle cezalandırılma talebiyle dava açmıştı. Davada Koç hakkında bulunan yakalama kararı sürüyor. IŞİD’lilerin Adana’da Kobani eylemlerini nasıl provoke ettiği de iddianamede yer aldı.
İddianamede yer alan 2014/Cin-54 Nolu Fezlekede; polis bazı IŞİD’lilerin beyanları üzerinden Ercan Güler, Talip Güler, Taner Güler, Cumali Güler ve Servet Koç’la ilgili yaptıkları çalışmalara yer verdi.
Cinayeti Cumali Güler ve Koç işledi
Fezlekede Güldiren cinayeti Cumali Güler üzerinden şöyle yer alıyor: ”Olay tarihi olan 10 Ekim 2014 akşamı Bahçeşehir Mahallesi’ndeyken Servet Koç’un kullandığı plakasız beyaz renkli Hyundai H100 marka kapalı kasa minibüse amcasının oğlu Taner Güler ve 6 ila 7 kişilik siyah giyimli, sakallı maskeli ve tüfekli açık kimlikleri tespit edilemeyen grupta bindiği ve birlikte Fevzipaşa Mahallesi tren hattı ray sokağı güney tarafı merkez otogara yakın gittikleri ve orada Ova Mahallesi’nde toplanan PKK terör örgüt yandaşlarının saldırı ihtimaline karşı bekleme yaptıkları, olay günü ve saatinde yanlarından geçen Yusuf Güldiren’i Allah’a küfür etmesi üzerine Cumali Güler ve Servet Koç’un minibüsten indiği, Cumali’nin Yusuf Güldiren’in yanına gittiği, Servet’in minibüsün arka kapağını açtığı ve Cumali’nin yanına gittiği, siyah giyimli ve yüzlerinde maske ellerinde av tüfeği olduğu, olayı Cumali Güler ve Servet Koç’un gerçekleştirdiği, olaydan sonra olaydan sonra amcasının oğlu Ercan, Talip, Taner Güler ve akrabası Servet Koç ile birlikte yasadışı yollardan Suriye ülkesine gittiği şekilde duyumlar alınmıştır.”
Her birinin ayrı suçlarda kaydı var
Fezlekede Talip Güler adına 4, Taner Güler adına ise bir av tüfeği ruhsatının olduğu belirtildi. Ercan Güler’in “Silahlı terör örgütüne üye olma, Terör örgütünün propagandasını yapma” ve “6136 Sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar Hakkında Kanunu” suçlarından kaydı olduğu, Taner Güler’in “Kanuna Aykırı Toplantı ve Yürüyüşlere Silah veya 23’üncü Maddede belirtilen aletlerle katılma suçundan” kaydı olduğu, Servet Koç’un kaydının olmadığı ve Cumali Güler’in ise; “durumunun şüpheli olduğunun” belirtildiği fezlekede, “Yapılan çalışmalarda ise yakalanmaları mümkün olmamış, adı geçen şahıslar hakkında yakalama kararı çıkartılması için hazırlanan tahkikat evrakı ikmalen gönderilmiştir” ifadelerine yer verildi.
‘Neden IŞİD eylemi olarak ele alınmıyor’
Devam eden davada Koç’un firari sanık olduğuna değinen avukat Tugay Bek, diğer IŞİD’lilerin olayı Koç’un üzerine yıktığını aktardı. Bek, “Cinayette kullanılan aracı temizleyip, yurtdışına kaçıyorlar. Daha sonra cinayet sadece Servet Koç’un üzerine yıkılıyor. Diğerleri de bundan aklandıklarını düşünerek, İŞİD saflarında çatışmalara girip daha sonra Türkiye’ye geliyorlar. Servet Koç ise bu davanın firari sanığı olarak aranıyor” dedi.
‘Emniyet, Güldiren cinayetini meşru görüyor’
Emniyetin hazırladığı iddianame ile Güldiren’in öldürmesini meşru gördüğünü ve olayın faili olarak sadece Koç’u gösterdiğini aktaran Bek, “Bu olayın organize bir şekilde yapıldığını Koç itiraf ediyor” ”Buradan bizim talebimiz şudur” diyen bek, şu çağrıda bulundu: ”Bunca bilgi ve verilere rağmen neden bu cinayetler İŞİD eylemi olarak ele alınmıyor. Neden bu organizasyon içerisinde bulunanlar bundan dolayı yargılanmıyor? Biz burada kasıt ve hukuka aykırılık olduğunu düşünüyoruz. Bunun biran önce düzeltilmesini talep ediyoruz.”
Kaynak: MA/Cemil Uğur-Hamdullah Kesen