Evrensel hukuka göre PKK Lideri Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün alt yapısının sağlandığını belirten Avukat Berdan Acun, ‘AİHM kararıyla Sayın Öcalan’ın özgürlüğü ile ilgili altyapı oluştuğu için insan hakları örgütleri, barolar ve insan hakları savunucularına sorumluluk düşüyor’ dedi
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan ile Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım ve Veysi Aktaş’tan 36 aydır haber alınamıyor.
Hukuk örgütleri, barolar ve insan hakları savunucularının İmralı ile görüşmek için Adalet Bakanlığı’na yaptığı başvurulara ise olumlu ya da olumsuz bir yanıt verilmedi.
22 Ocak’ta 35 baroya bağlı bin 330 avukat İmralı’ya gitmek için Bakanlığa başvuruda bulundu. Başvurucu avukatlardan Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Amed Şube Üyesi Av. Berdan Acun tecrit sistemini ve Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi’nin (CPT) İmralı’yı ziyaret etmemesine dair Mezopotamya Ajansı’na değerlendirmelerde bulundu.
Tecrit sistemi
İmralı Cezaevi’nin PKK Lideri Öcalan’ın getirildiği 1999 yılında Adalet Bakanlığı denetiminden çıkartılarak Genel Kurmay’a bağlı “özel harp” niteliği taşıyan mekana dönüştüğünü aktaran Acun, böylelikle gidiş-gelişlerin özel bir uygulamaya tabi olduğunu söyledi
İmralı’da yıllardır uygulanan “mutlak tecride” karşı insan hakları savunucularının mücadele ettiğini belirten Acun, bin 330 avukatın Adalet Bakanlığına yaptıkları başvuruya hala cevap alamadıklarını ifade etti.
‘Tecrit çözümsüzlük politikasının devamı’
Tecridin cumhuriyetin kuruluşundan bu yana süren Kürt sorununun çözümsüzlük politikasının devamı olduğunu söyleyen Acun, tecridin yalnızca İmralı ile sınırlı kalmadığını ve tüm hapishanelere yayıldığını ifade etti.
2013-2015 yıllarından Abdullah Öcalan’ın Kürt sorunu çözümündeki etkisini hatırlatan Acun, “Ortadoğu ve Türkiye halkları açısından barışın tesisi için Sayın Öcalan önündeki engeller kalkmalıdır” dedi.
Tecridin hem ulusal hem de uluslararası hukuk açısından işkence ve kötü muamele olduğunun altını çizen Acun, Türkiye’ye gelen Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi’nin (CPT) yapılan tüm çağrılar ve başvurulara rağmen İmralı’yı ziyaret etmemesini eleştirdi.
Umut hakkı
İmralı’da devam eden hukuksuzluk halini, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) 2014’te Abdullah Öcalan’a dair verdiği “umut hakkı” kararının uygulanmamasında bariz biçimde gördüklerini dile getiren Acun, AİHM kararı neticesinde Türkiye iç mevzuatında düzenleme yapılması gerektiğine ancak düzenlemeler yapılmadığına dikkat çekti.
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin kararı 2014’te alınan kararı izlemesi gerektiğini vurgulayan Acun, komitenin ancak 9 yıl sonra insan hakları örgütlerinin başvurularıyla Türkiye’yi izlemeye aldığına dikkat çekerek, “Avrupa devletlerinin aralarındaki siyasi, askeri ve ticari anlaşmalardan dolayı Türkiye ile ilgili kararları yerine getirme konusunda eksikliğinin söz konusu olduğu görülmektedir. Dolasıyla devletlerarası çıkarlar, hukuki kararları siyasallaştıran bir süreçle devam etmektedirler. Bu nedenle tecrit hala sürmektedir” dedi.
‘CPT siyasi saiklerle hareket ediyor’
CPT’nin Yapılan başvurulara rağmen İmralı’ya gidilmemesinin “kuruluş amacının dışında tamamen siyasi saiklerle hareket ettiği” anlamı taşıdığını söyleyen Acun, ortaya çıkan durumun CPT’nin meşrutiyetini sorgulayacak bir zemin oluşturduğunu da kaydetti.
‘Öcalan’ın özgürlüğünün alt yapısı oluştu’
Evrensel hukukta ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarının infazı en fazla 25 ve 30 yıl olarak ön görüldüğünün altını çizen Acun, Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün alt yapısının oluştuğunu söyledi.
İç hukukta yapılacak düzenlemelerle sorunun çözüleceğine dikkat çeken Acun, “Ancak siyasal iktidar, söz konusu Sayın Öcalan ve Kürtlerin hakları olunca adım atmıyor. AİHM kararıyla Sayın Öcalan’ın özgürlüğü ile ilgili altyapı oluştuğu için insan hakları örgütleri, barolar ve insan hakları savunucularına sorumluluk düşüyor. Bu sorun siyasi olması bir yana hukuki bir sorundur” ifadelerini kullandı.
‘Barışın yolu İmralı kapılarının açılmasında’
Türkiye ve Kurdistan’da süren çatışmalı sürecin halklara krizden başka bir şey yaşatmadığını ifade eden Acun, “Toplum barışa özlem duyuyor. Barış içinde Sayın Öcalan’ın rolünü oynaması lazım. Toplum, barışın yolunun İmralı kapılarının açılmasıyla Sayın Öcalan’ın rol ve misyonunu kullanmasıyla oluşabileceğini ve bunun da Sayın Öcalan’ın özgürleşmesiyle sağlanacağına inanıyor” dedi.
HABER MERKEZİ