AKP iktidarının, ‘AB’nin enerji güvenliğini sağlayacağız’ iddiaları hayat bulamıyor. TürkAkım’a yönelik ABD’nin tutumu bir soruna işaret ederken, 2020 yılında TANAP’ın AB’ye taşınma hazırlıkları ise anlamını yitirmiş durumda.
Yusuf Gürsucu/İstanbul
Avrupa Birliği’nin (AB) yoğun enerji ihtiyacı üzerine birçok proje gündemde. Bu bağlamda ortaya çıkan verilerin tamamına bakıldığında, Türkiye’nin ‘enerji koridoru’ olma arzusunun ortadan kalktığı anlaşılıyor. AB’ye yakınlığı ile bilinen Europeaninterest’e çıkan iki habere AB’nin resmi sitesinde yer verildi. Haberlerde, Gürcistan’ın Orta Asya enerjisinin deniz yoluyla Avrupa’ya taşınmasındaki en önemli köprü olduğu vurgulanırken, Gürcistan’ın AB adaylığının stratejik bir ülke olduğu belirtildi. Sitede Gürcistan’ın “AB’nin küresel güvenlik gücünün artırılmasına yardımcı olan ülkeler arasında olduğu” ifade edildi. AB’nin ‘yeni’ enerji stratejisi doğrultusunda Orta Asya ülkelerinin yeraltı kaynakları ve geniş enerji kaynaklarının AB’ye ulaştırılması için Gürcistan’ın en kritik köprü olduğunun altı çizildi.
LNG’yi taşıyacak şirketler
- Yazıda Hazar Denizi’nde Bakü’den başlayıp Gürcistan’ın Batum kentinden AB’ye aktarılacak olan enerji kaynaklarının sağlanmasına yönelik ABD’li ticaret şirketi Trammo ve Birleşik Krallık merkezli lojistik firması Wondernet Express’in devreye girdiği belirtildi. AB’nin oluşturduğu hat üzerinden yalnızca Orta Asya ülkelerinin değil Hazar Denizi’nin doğal kaynaklarının da Avrupa’ya ve dünyaya ulaştırılacağı vurgusu yapılan yazıda, bu ‘altın değerinde’ girişimin Gürcistan’a yüklü miktarda doğrudan yatırım sağlayacağı ifade edildi.
ABD, Rusya’yı devre dışı bırakıyor
ABD Başkanı Donald Trump, temmuz 2018’de Kuzey Akım 2 projesi nedeniyle Almanya’nın Rus doğalgazına bağımlı olduğunu ve Avrupa’nın tamamen Rusya tarafından kontrol edildiğini öne sürmüş ve Berlin’in Moskova’nın esiri olduğunu belirtmişti. Trump, Almanya Başbakanı Angela Merkel’e, “Rusya’dan korunmak istiyorsun, ama Rus gazına milyarlar ödüyorsun, üstelik NATO’ya para vermiyorsun” ifadelerini kullanmıştı. Kuzey Akım, Trans-Adriyatik Boru Hattı (TAP) ile TürkAkım projelerini ‘rakip boru hatları’ olarak niteleyen Trump, Avrupa Birliği için cebinden para vererek ABD’den sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ithalatı amacıyla onlarca liman inşa edeceğini ifade etmişti. ‘Sıfır gümrük vergisi’ uzlaşısına varılan ve ABD Başkanı Donald Trump ile AB Komisyonu Başkanı JeanClaude Juncker’in görüşmesinden ortaya çıkan sonuç LNG alımının artırılması olmuştu.
TANAP projesi
Azerbaycan Hükümeti ve Azerbaycan’ın Şahdeniz Sahası’nı geliştiren Şahdeniz Konsorsiyumu ile 2011 tarihinde, 2018 yılından başlayarak yıllık 6 milyar m3 Azeri gazı için anlaşma yapıldı. Azerbaycan’da üretilecek gazın Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşınması için Aralık 2013’te Bakü’de bir tören düzenlendi. TANAP projesi ile yıllık 32 milyar m3 kapasiteye sahip, Gürcistan sınırından Yunanistan sınırına kadar uzanacak yaklaşık 1.850 km uzunluğunda bir boru hattının inşası planlandı ve Mart 2015’te Kars’ta temel atma töreni düzenlendi. Haziran 2018 tarihinde ise, Eskişehir’in Seyitgazi ilçesinde bir tören daha düzenlendi ve Türkiye’ye ilk gaz akışı sağlandı. Avrupa’ya gaz tedariğinin ise 2020 yılı içerisinde gerçekleşmesinin öngörüldüğü belirtildi. Aliağa yarımadasına iktidarın desteği ile adeta çöktürülen Azerbeycan Devlet Şirketi SOCAR’ın, bu boru hattı ile taşınan gaz miktarı kadar gazı, dağıtım haklarını satın aldığı Bursa ve Kayseri illerinde pazarlıyor.
ABD’nin ‘Üç Deniz’ hedefi
ABD Enerji Bakanı Perry, Eylül 2018’de Romanya’da düzenlenen “Üç Deniz Girişimi” (TSI)toplantısında yaptığı açıklamada, Avrupa ülkelerini Rusya’ya enerji alanındaki bağımlılığı azaltmaya ve kaynaklarını çeşitlendirmeye çağırdı. Perry, Çekya’daki nükleer proje ile Karadeniz’deki doğalgaz sondaj çalışmalarının alternatif enerji kaynakları olabileceğini söyledi. Karadeniz, Adriyatik ve Baltık denizlerine kıyısı bulunan 12 ülkeyi bir araya getiren “Üç Deniz Girişimi”, ABD ile Avrupa ülkeleri arasında politika, ekonomi, enerji ve güvenlik alanlarında işbirliğini geliştirmeyi amaçladığı belirtildi. Adriyatik Denizi, Baltık Denizi ve Karadeniz kıyı ülkelerini kapsayan ‘Üç Deniz Girişimi’(TSI): Avusturya, Bulgaristan, Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Macaristan, Letonya, Litvanya, Polonya, Slovakya ve Slovenya ülkelerini kapsarken, Türkiye ise bu girişimde yer almıyor.
Türkiye’deki boru hatları
Avrupa Birliği INOGATE (Interstate Oil and Gas Transport to Europe) Programı kapsamında geliştirilen Güney Avrupa Gaz Ringi’nin ilk aşaması Türkiye ve Yunanistan doğalgaz şebekelerinin enterkoneksiyonunu ile doğalgazın Türkiye’den ve/veya Türkiye üzerinden Yunanistan’a arz edilmesine olanak sağlayan boru hattı olarak tanımlanıyor. 23 Şubat 2003 tarihinde, doğalgaz ihracatına yönelik 15 yıl süreli Doğal Gaz Alım Satım Anlaşması, BOTAŞ ile DEPA (Yunanistan Devlet Doğal Gaz Şirketi) arasında 23 Aralık 2003’te imzalanmıştı. 18 Kasım 2007 tarihinde ise iki ülke başbakanlarının da katıldığı açılış töreni ile birlikte boru hattı üzerinden gaz arzına başlandı. Projenin devamında Yunanistan’dan İtalya’ya uzatılması planlanmış ve bu konuda Türkiye, Yunanistan ve İtalya arasında 26 Temmuz 2007 tarihinde bir Hükümetlerarası Anlaşma imzalandı. Ancak projede bugüne kadar herhangi bir ilerleme kaydedilmedi.
TürkAkım
- Trump’ın, LNG terminalleri için Avrupa’da limanlar inşa etmeye yönelik elini çabuk tutan bir adım geldi. ABD Enerji Bakan Yardımcısı Dan Brouillette, Avrupa’ya Katar’ın LNG tedarik etmesini, Doha’daKatar Enerji Bakanı Saad al-Kaabi ile görüştüğü bildirilmişti. Brouilette, yaptığı açıklamada,Katar’ın dünyanın en büyük LNG tedarikçisi olduğunu ve Avrupa pazarında Rus doğalgazının hâkimiyetini zorlamasını beklediklerini belirtmesi ise dikkat çekti. Rusya ise, TürkAkım Doğalgaz Boru Hattı projesine dahil olmak isteyen Avrupa Birliği üye ülkelerine, Brüksel’den keyfi ve siyasi uygulamalarla TürkAkım’ın engellenmeyeceğine dair onay almalarını tavsiye etmesi, TürkAkım projesinin güdük kalabileceğine işaret ediyor.
Akdeniz’de gerginlik
- KKTC tarafından Türkiye Petrolleri’ne verilen arama ruhsatı kapsamında ilan edilmiş bulunan ruhsat sahaları dahil olmak üzere, Doğu Akdeniz’deki Türkiye’nin ruhsat sahalarında arama yapılacağı açıklandı. Önce bir gemiyle aramaları başlatan Türkiye, 2. gemiyi de bölgeye gönderdi. Akdeniz’de Güney Kıbrıs ve Türkiye dışında Suriye, Lübnan,İsrail, Filistin ve Mısır gibi ülkelerin de hak iddia ediyor olması, büyük bir krize gebe. Güney Kıbrıs karasularının 10. parselinde ExxonMobil ile Katar Petrolleri(Katar’ın devlet şirketi olan Qatar Petroleum) Konsorsiyumu’nun yürüteceği doğalgaz sondaj çalışmaları iki sondaj gemisiyle başladı.
Doğu Akdeniz’den AB’ye doğalgaz
- Türkiye’nin İsrail’deki Leviathan gaz sahasından Türkiyeİsrail boru hattının artık dile getirilmediği günümüzde farklı adımlar atılımakta. Akdenizde çıkarılan doğalgazın yapılacak boru hattıyla Avrupa’ya aktarılması amacıyla İsrail, Güney Kıbrıs, Yunanistan ve İtalya işbirliği anlaşması Kasım 2018’de imzaladı.İmzalanan anlaşma, Doğu Akdeniz gazının Avrupa’ya Akdeniz altından yapılacak boru hattıyla gönderilmesini öngörüyor. East-Med adı verilen boru hattı projesinin finansmanı için 1 yıla ihtiyaç duyulduğu kaydedilirken, boru döşeme işleminin ise 5 yıl süreceği ifade edildi. AB’nin onayına sunulan anlaşmanın, bugünlerde onaylanması bekleniyor. Hattın kapasitesi, yıllık 20 milyar metreküp olacak. Konuyla ilgili konuşan İsrail Enerji Bakanı Yuval Steinitz, “10 yıllardır Avrupa üzerindeki petrol ve doğalgaz kaynaklı Arap etkisinden şikayet ettik. Gazın Avrupa’ya ihracatı, bu etkiyi belli bir dereceye kadar indirecek ve Arap gücüne bir karşı ağırlık olacaktır” dedi. Projenin sürdürebilir olması önünde engeller olduğu düşülürken, hattın yalnızca İsrail’de keşfi yapılmış gaz rezervlerinden elde edilecek doğalgaz ile doldurulabilmesi mümkün görünmüyor.İsrail gazına ek olarak Mısır’ın da projeye gaz göndermesi durumunda bile yeterli gaza ulaşmak için yeni kaynakların bulunması gerektiği düşünülüyor. Projenin fizibilitesi için AB tarafından bugüne kadar 100 milyon dolar harcanmış durumda.