Kürdistan Bölgesi’nin 20 Ekim’de gerçekleşecek olan parlamento seçimlerine iki haftadan kısa bir süre kaldı. Herkes, YNK’nin estirdiği rüzgarın seçimlere nasıl yansıyacağını, KDP’nin bu seçimlerde kaybedip kaybetmeyeceğini daha sık sorar oldu. Çok uzağa gitmeden, 2018’deki son seçimlerden günümüze yaşananları incelersek bazı ipuçlarını yakalamamız mümkün.
25 Eylül’de başlayıp Kürdistan Bölgesi parlamento seçimlerinin devam eden kampanyalarında ortam gittikçe kızışıyor. KDP, 2005’ten bu yana YNK’ye karşı ilk defa savunmaya geçmiş durumda. KDP’nin seçim propagandası bile YNK’nin belirlediği gündem çerçevesinde şekilleniyor. YNK, ‘yıkacağız’ demeyi sürdürürken, KDP, ‘yıkamayacaksınız’ şeklinde cevaplar yetiştirmeye çalışıyor. Bu durum başlı başına KDP’nin savunmada, YNK’nin ise gündemi belirleyen saldırı pozisyonunda olduğunu gösteriyor.
YNK, seçim propagandasını KDP iktidarını yıkma üzerine şekillendirdi. ‘Yıkacağız’ veya ‘bitireceğiz’ söylemleri, YNK’nin en somut ve yaygın seçim sloganları şu an. Ancak YNK yıkmayı düşündüğü iktidarın, başından bu yana bir şekilde ortağı olmaktan kendisini kurtaramadı. Bu nedenle birçok kişi YNK’yi, yıkılacağı iddia edilen KDP iktidarının bir ortağı olarak görmeye devam ediyor. Bu durum, YNK’nin en büyük dezavantajlarından biri.
KDP de gücünü sürekli bu ortak hükümet görüntüsünden aldı. KDP, kendi hükümeti içerisine çektiği diğer fraksiyonların 32 yıldır iktidarı eleştirmelerinin önüne geçti. Fraksiyonlar hükümeti veya iktidarı eleştirse, dolaylı olarak kendilerini eleştirmiş olacaklardı. YNK’nin bugün yaşadığı zorluk da buradan geliyor. YNK, ilk defa parçası olduğu bilinen bir hükümeti veya iktidarı hedef alıyor, bu sistemin veya düzenin yıkılması gerektiğini cesur bir şekilde dile getiriyor.
Şüphe yok ki YNK’li kurmaylar bunun tahlilini yapmışlardır. Söylemleri, özeleştirisel içerik taşımaktadır. YNK Başkanı Bafil Talabani’nin takip ettiğim Süleymaniye mitinginde de bu özeleştiri vardı. Bafil Talabani’nin sözleri şöyleydi: “YNK de hatalar yaptı. Ancak YNK bugün Kürdistan halkının istediği YNK’dir. YNK yenilendi, güçlendi. Son 3 yılda çok şey değiştirdik. Halka ve YNK’ye zarar verenlerden kurtulduk.”
Bafil Talabani’nin sözünü ettiği 3 yılda gerçekten de herkesin gündemine giren gelişmeler yaşandı. YNK’den aldığı güçle kendi saltanatlarını kuran kimi kişiler tasfiye edildi, inşa ettikleri kaleler yıkıldı. Kendine göre güçler oluşturanların güçleri sınırlandırıldı.
YNK’nin diğer dezavantajlarından biri, önceki yazımızın konusu olan Süleymaniye merkezli çok sayıda parti ve adayın yoğun çalışmalar yapıyor olması. KDP tarafından desteklenip finanse edilen bu gruplar, adaylar ve partilerin temel gayesi YNK’den olabildiğince oy koparmak.
Bu dezavantajın avantaja dönüşme ihtimali de vardır. Çok parçalı ve dağınık olan bu oylar, KDP’nin daha önce savunduğu tek bölgeli seçim sisteminde YNK’yi zorlayabilirdi. Ancak bu fraksiyonlar, mevcut 4 bölgeli seçim sisteminde bir parlamenter çıkarabilecek kadar oy alamazlarsa, aldıkları oylar yarıştıkları bölgenin birinci partisine daha fazla yarar. Fakat ilgili fraksiyonlar, birden fazla parlamenter çıkarabilecek düzeyde çok oy alırlarsa durum birinci parti olan güç aleyhinde sonuçlanır. Süleymaniye’nin birinci gelecek partisi de şüphesiz ki YNK’dir.
KDP için avantaj, YNK için dezavantaj diyebileceğimiz konulardan biri parlamenter sayılarının bölgelere dağılımı. KDP kontrolündeki Duhok’un 25, Hewlêr’in ise 34 parlamenter temsiliyeti var. İki kentin toplam parlamenter sayısı 59 iken, YNK kontrolündeki Süleymaniye ve Halepçe’nin ise 41 parlamenter temsiliyeti bulunuyor. KDP’nin kendi kontrolü altındaki iki kentte muhalefete yaşam alanı tanımadığı biliniyor. Dolayısıyla iki kentte KDP, olabildiğince yüksek oy almayı temel hedef haline getirmiş durumda. KDP, her iki kentte ne kadar fire vermezse o kadar kazançlı olabileceğini biliyor.
Bu durumda YNK’nin yapacağı tek şey Süleymaniye ve Halepçe’de neredeyse hiç fire vermeden Duhok ve Hewlêr’den de olabildiğince parlamenter kazanmak olacaktır. Aksi durumda iddia ettiği gibi KDP’yi yıkabilecek parlamenter sayısına ulaşamaz.
YNK’nin dezavantajları temel hatlarıyla bunlar olurken, avantajları ise kendisine adeta ‘yürü ya kulum’ diyor. Yukarıda değindik, Süleymaniye’de yoğunlaşan bu kadar parti ve fraksiyonlar istedikleri veya kurguladıkları düzeyde oy alamazlarsa durum tamamen YNK lehinde sonuçlanacak.
2018 Eylül seçimlerinin sonuçlarına da baktığımızda KDP’nin 45, YNK’nin 21, Goran’ın 12, Yeni Nesil Hareketi’nin 8, İslami partilerin 12 ve sol fraksiyonların da 2 parlamenter kazandığını görüyoruz. Bunlar, normal standartlarda sonuçları kabul edilmeyecek düzeyde düşük katılımlı bir seçimin sonucu.
Gelinen aşamada 2018 seçimlerinde YNK’yi en çok zorlayan 12 parlamenterli Goran Hareketi’nin artık tasfiye olduğunu söyleyebiliriz. Goran’a giden oyların KDP’ye gitme olasılığı yüzde 10’larda bile değildir. Geriye kalanların YNK’yi tercih etmeleri yüksek olasılıktır.
YNK’yi bu seçimde zorlayacağı düşünülen partilerden biri ise Yeni Nesil Hareketi. Goran Hareketi’nin tasfiye olmasının nedeni halkın değişim umutlarına ihanet etmeleriydi. Bu değişim umudunu Yeni Nesil Hareketi de Kerkük’te bozdu. Yeni Nesil Hareketi, Kerkük’ün kaderini belirleyecek olan kritik bir seçimde tavrını ulusal çıkarlardan yana almayarak YNK karşıtlığıyla seçimlere dahil oldu. Hiçbir parlamenter çıkarmayan Yeni Nesil Hareketi, Kürtlerin onbinlerce oyunun boşa gitmesine sebep olmuş ve istenilen düzeyde meclis kürsüsü kazanmanın önüne geçmişti. Halk, Yeni Nesil Hareketi’ni Kerkük rezaleti sebebiyle Goran’ı cezalandırdığı gibi cezalandırırsa durum yine YNK lehine sonuçlanır.
Kerkük demişken, YNK’nin Kerkük zaferinin Güney Kürdistan’ın tamamı üzerinde etki edeceğini ifade etmek lazım. KDP, bu seçimlerde YNK’ye karşı Kerkük kartını kullanacaktı.
Kimi kaynaklar, KDP’nin 20 Ekim’i seçim tarihi olarak belirlemesinin sebebinin de Kerkük’te Ekim 2017’de yaşananlarla bağlantısı olduğunu ifade ediyordu.
Birçok bilgi ve belge, KDP medyasının YNK’ye karşı ‘Kerkük’ü sattılar’ kara propagandasına hazırlandığını gösteriyordu. YNK, KDP’nin bu oyununu bozmakla kalmadı, tüm dezavantajlara rağmen Araplar içerisindeki bürokrasisini etkileyici bir şekilde kullanarak Kerkük’e bir YNK’li vali atadı.
YNK, ayrıca seçim sistemini değiştirebilmeyi başardı. Bafil Talabani, konuşmalarında en çok buna atıfta bulunuyor. Oyların biyometrik seçim kartlarıyla kullanılması zorunlu olduğu için Bafil Talabani, Germiyan mitinginde, “Zombiler gibi 480 bin ölünün oyunu kullanamayacaklar” diyordu. Seçim sistemindeki tüm değişiklikler YNK lehine, KDP’nin ise aleyhinedir. Seçimin Irak tarafından denetlenecek olması da buna dahil.
Seçim sisteminin değiştirilmesi, ölü oyların kullanılmasının önüne geçilmesi, Kerkük zaferi ve unutulmuş olsa da Irak Cumhurbaşkanlığı konusunda da YNK’nin KDP’yi mağlup etmesi YNK’yi bu seçimde önemli ölçüde yükseltecek, KDP’yi ise geriletecektir. YNK Seçim Sözcüsü’nün ifade ettiği gibi, Kürdistan Bölgesi’nin 10’uncu kabinesi, büyük ihtimalle Süleymaniye’de belirlenecektir. Ve Behdinan halkını yerinden eden, Türk ordusuna ardına kadar kapıları aralayan Mesrur Barzani, şüphesiz ki Bafil Talabani’nin onayı olmadan ‘genel müdür’ bile olamayacaktır.