Semsûr’da depremde hayatını kaybedenler için yapılan suç duyurularının iddianameye dönüşmediğini belirten Av. Yusuf Özperçin, devlet kurumlarının yargılanmasının engellendiğini, adil yargılanma hakkının ihlali gerekçesiyle AYM’ye başvuru yapacağını ifade etti
Mereş (Maraş) merkezli 6 Şubat’ta meydana gelen depremlerden etkilenen Semsûr’da, (Adıyaman) enkaz altında kalarak hayatını kaybeden Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Şube Başkanı Zülfikar Yılmaz ve ailesinin ölümüne dair yapılan suç duyurusuna dair aylardır herhangi bir işlem yapılmadı. Yılmaz ve ailesinden 6 kişi, depremin yaşandığı tarihte enkaz altında kaldı. 4 gün sonra cansız bedenleri enkaz altında çıkarılan Yılmaz ve ailesinin ölümünde ihmal olduğu gerekçesiyle savcılığa başvuru yapıldı. Ailenin avukatı Yusuf Özperçin, “geç müdahale” gerekçesiyle sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunarak, deprem dava dosyalarının “toplu katliam davası” olarak ele alınmasını istedi. Ancak 17 Nisan 2023’te yapılan başvuruya dair henüz herhangi bir dönüş olmadı.
‘Deprem dosyaları iddianameye dönüşmedi’
Mezopotamya Ajansı’ndan Mahmut Altıntaş’a değerlendiren Av. Özperçin, Semsûr’da depremde yaşanan ölümlere dair de herhangi bir dosyanın iddianameye dönüşmediğini aktardı. Özperçin, dosyaların sürüncemede bırakıldığına işaret ederek, “Zülfükar Yılmaz ailesi ve komşularının yaşamını yitirdiği bir emsal üzerinden savcılığa başvurumuz oldu. Toplu katliamlar davasına emsal oluşturması amacıyla bir süreç başladı. Ancak başvurunun ardından yaptığımız bütün taleplerde bırakın iddianame hazırlanması, şüphelileri dahi dinlemedi. Raporların gelmesi, yapı müteahhitlerin dinlenmesi ve şüpheli şahısların dinlenmesi gibi süreçlerin işletilmesi gerekiyordu. Ancak tek bir işlem dahi yapılmadı” diye konuştu.
‘Devlet kurumlarının yargılanması engelleniyor’
Depremde sorumluluğu olan devlet kurumlarının yargılanmasının önlenmeye çalışıldığını söyleyen Özperçin, “Birkaç ay içerisinde iddianamenin hazırlanıp mahkemelere intikal etmiş olması gerekiyordu. Ancak AFAD’ın ve devletin ilgili kurumlarının sorumlu olmasından kaynaklı dosya sürüncemede bırakılıyor. Deprem sonrası insanların barınma ve gıda ihtiyaçlarının günlerce karşılanmaması yine devletin ilgili kurumlarının sorumluluğunu ortaya çıkarıyor. Burada devlet, bizzat kendisinin yargılanacağını biliyor ve bunu sürüncemede bırakarak bu süreçte delillerin yok olmasına neden olacak bir tutum içerisinde. Böylece kendini aklamaya çalışıyor” ifadelerini kullandı.
‘İşlem yapan tek bir savcı yok’
Depremlerde yakınlarını kaybedenler tarafından yapılan başvurularda da herhangi bir işlemin yapılmadığını belirten Özperçin, “Şu ana kadar Semsûr’de hiçbir iddianame hazırlanmadı. Yargıya intikal eden suç istinadı da mevcut değil. Bütün dosyalara yönelik bir politika olduğunu söyleyebiliriz. İlk süreçte savcılıkla görüştüğümüzde bize deprem dosyalarında özel çalışma yürüttüklerini ve vicdani olarak bu dosyaları sonuçlandıracaklarını söylemişlerdi. Ancak gelinen aşamada bırakın sonuçlandırmayı, işlem dahi yapan tek bir savcı yok.”
Dosyanın sürüncemede bırakılmasına karşı Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvuruda bulunacaklarını aktaran Özperçin, “Taleplerimiz sürekli karşılıksız kaldı. Bu da adil yargılanma hakkının ihlali anlamına geliyor. Buna karşılık hak ihlali başvurularında bulunacağız. Ancak öncelikle tüm dosyalarla ilgili kamuoyu oluşturulması ve yargı üzerinde hukuki bir baskı yaratılması gerekiyor. Buna yönelik de çalışmalarımız olacak” diye konuştu.
STÖ’lere başvuru çağrısı
Sivil Toplum Örgütleri (STÖ) ve depremde yakınlarını kaybeden ailelere çağrıda bulunan Özperçin, şöyle devam etti: “Depremlerde yaşamını yitirenlerin aileleri, başvuru yapacak bilgi ve yeterliliğe sahip olmaları için başta baro olmak üzere STÖ’lere başvurmaları gerekiyor. Aileler birlikte hareket ederek, başvurularını yaparlarsa devletin de yargı ve hukuk düzeni içerisinde hareket etmesini zorunlu kılacak bir süreç işleyebilir. Bu anlamda STÖ’lerin de davalara katılımı ve hukuki süreçleri takip etmeleri anlamlı olacaktır.”
SEMSÛR