Ankara Tabip Odası’na göre “normalleşme” adımlarıyla vaka sayılarının artacak. Toplumun kendisini koruması gerekiyor uyarısında bulunan hekimler susturulmaya çalışıldıklarını söyledi
Her gün bine yakın vakanın tespit edildiği, onlarca ölümün yaşandığı Türkiye’de, 1 Haziran itibariyle “normalleşme” süreci başladı. Ankara Tabip Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Vedat Bulut, normalleşme adımlarını ve alınması gereken tedbirlerine ilişkin MA’den Emrullah Acar’a değerlendirmelerde bulunarak, bir takım uyarılarda bulundu.
Vaka sayıları
Seyahat kısıtlamalarının kaldırılmasına tepki gösteren Bulut, İstanbul gibi büyükşehirlerden seyahat edecek insanların bulaş hızını artıracağını söyledi. “Normalleşme” sürecinin vaka sayısının yüzlü sayılara düşmesiyle başlaması gerektiği ve kararın vaka sayısında artışa neden olacağının altını çizen Bulut, “Şuan için ikinci bir dalga olarak nitelendiremeyiz. Eğer bir aşı bulunmazsa ikinci dalgayı Kasım, Aralık gibi bir tarihte bekliyoruz. Kış aylarında yeniden yüz binlerce vaka ve binleri bulan ölümler yaşanacak bir sezon olabilir” dedi.
Bölge illerinde artış
Son günlerde bölge kentlerinde vaka sayısında yaşanan artışa dikkati çeken Bulut, “İnsanların çok bilinçli olması gerekiyor, toplu yapılan etkinliklere gitmeyi bırakmaları gerekir. Biz bu sorunu daha önce dile getirdik, kalabalık taziye evleri oluyor hala! Yurttaşlar duyarlı olmalı, hükümetin de daha fazla üzerine düşeni yapması gerekir. Bu konuyu hafife alamayız” diye konuştu.
Takip yapılamayacak
Salgın döneminde alınan kararların halk sağlığından uzak, sermayeye yönelik kararlar olduğuna işaret eden Bulut, son olarak kaldırılan seyahat kısıtlamasının da filyasyon takibinin sağlanmasını olanaksız hale getireceğini söyledi. Bulut, filyasyon için en büyük yükün Aile Sağlık Merkezlerine (ASM) verildiğini belirterek, “Vakaların büyük bir çoğunluğu evde izolasyon ve evde takipti. Burada da ASM ve hekimlere yük atılmıştı. Şimdi bu insanlar evlerinden ayrılıp, başka yere gittikleri zaman, ASM’lerin bunları takip edebilme şansı yoktur.” diye belirtti
Deneyimlerden yararlanamıyoruz
Salgının yayılmasıyla Sağlık Bakanlığı’na birlikte hareket etme çağrısında bulunduklarını hatırlatan Bulut, taleplerinin kabul edilmediğini ancak buna rağmen çalışmalarını sürdürdüklerini belirten Bulut, şunları söyledi: “Ön görülerde bulunduk ve her zaman haklı çıktık. Bilim Kurulu, Haziran ayına kadar 5 bin gibi bir rakam öngörüyordu ama biz 100 bin olsa bizim için sürpriz değil demiştik. Hatta 10 Nisan’da o facia karardan sonra, artık 200 bininde bizim için sürpriz olmayacağını söyledik ve haklılığımız ortaya çıkıyor. Başka sorunlarda yaşadık, verilerin şeffaf paylaşılmamasından kaynaklı vaka ve ölüm sayıları düşük gösterildi. Çok iyi biliyoruz, her PCR pozitif vakaya karşı iki negatif tanılı hasta var. Bir şekilde ya testin iyi çalışmamasından ya da örneğin iyi algılanmamasından kaynaklanıyor. Sağlık Bakanlığı sadece PCR pozitif vakalar üzerinden vaka sayılarını bildiriyor. Halbuki Sağlık Bakanlığı, TTB ve tabip odalarının yetişmiş insan gücünden yararlanabilirdi. Olağanüstü durumlarda nelerin yapılması gerekir, salgınlarda nasıl davranmasını bilen uzman kadrolarımız var ama deneyimlerimizden yararlanmayı seçmediler.”
Susturmaya çalışıyorlar
Yurttaşların salgın boyunca sağlık meslek örgütlerinin paylaştığı ve açıkladığı verilere daha çok güvendiğini vurgulayan Bulut, “Bu şunu gösteriyor; Sağlık Bakanlığı kocaman bütçesiyle ve o kadar çok insanı çalıştırmasına rağmen çok verimli çalışamadı. Hantallığın nedenleri var, hatalar yapıyor, Türkiye bilim insanlarından yararlanmıyor. Kim konuşmazsa ya da hükümeti eleştirmezse, onlardan oluşan bir ekip oluşturuluyor. Böyle bir ekiple, siyasetle bir yere varılamaz. Sağlık Bakanı meslek örgütlerini dışlayarak, kapitalizm ile iş birliği yaparak bir yere varamaz. Zaten ekonomi ve sağlıkta başarısız oldular. Bunun için şimdi meslek örgütlerinin seçim yasalarına el atıp, bizi susturmaya çalışıyorlar. Biz bilimden, akıldan, vicdandan yanayız, o yüzden çabaları da beyhudedir” şeklinde konuştu.
Yurttaşlar kendini korumalı
Bulut, iktidarın “normalleşme” olarak tanımladığı, sağlık meslek örgütlerinin ise “Eskiye dönme, yeniden açılma” için yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
“Öncelikle kamuoyunun biraz bilinci arttı. Bu bilinç içerisinde hükümetin siyasi nedenlerle yaptığı açıklamalara biraz sırtlarını dönerek, kendilerini korumaya özen göstersinler. Hükümet eğer insanları korumuyorsa, biz toplum olarak kendimizi korumak zorundayız. Maske artık hayatımızın bir parçası, el hijyenini kesinlikle aksatmamak lazım. El temizliği, maskeden daha önemli, bunu belirtmede fayda var. Sosyal mesafeye dikkat etmek lazım, toplu ulaşımda belli kararlar alındı, taşıtlara bindiğimiz zaman buna uymayan şoförler varsa mutlaka uyarmamız lazım. Sahillere gidecek olursak, ‘güneş var, salgın bu havada yayılmaz’ diyerek, rehavete kapılmadan dikkat etmemiz gerekiyor. Birkaç AVM’de anket yapılmış, gidenlerin yüzde 97’si alışveriş yapmadan çıkmış. Hem kendimizi hem de gerçekten gitmesi gereken kişileri risk altına atıyoruz. Gerçekten ihtiyacımız yoksa AVM’ye gitmememiz gerekir.”
HABER MERKEZİ