Cezaevlerinde bulunan hasta tutuklular üzerinde değerlendirmelerde bulunan Av. Yakup Ataş, ATK’nin raporlarıyla hasta tutukluların ölüme mahkum edildiğini belirtti
Hasta tutukluların durumu her geçen gün ağırlaşırken buna rağmen Adalet Bakanlığı başta olmak üzere ilgili kurumlar herhangi bir adım atmıyor. Hasta tutukluların durumuna dair MA’dan Hamdullah Yağız Kesen’e konuşan İnsan Hakları Derneği (İHD) Adana Şubesi Başkanı avukat Yakup Ataş, Adalet Bakanlığı’nın hasta tutuklulara dair düzenlemeyi hayata geçirmesi gerektiğini vurguladı.
İHD olarak hasta tutuklulara dair çözüm önerilerinin dikkate alınmadığını ifade eden Ataş, “Mevcut uygulamada hasta mahpusların tahliyelerinde Adli Tıp Kurumu (ATK) raporu ve savcılığın kararı olması gerekiyor. ATK, mahpuslar için tam teşekküllü ve üniversite hastaneleri tarafından verilen ‘cezaevinde kalamaz’ raporlarına rağmen, aksi yönde raporlar düzenleyerek birçok mahpusun yaşam hakkı ihlaline neden olmaktadır. ATK’den rapor alınması uygulamasına son verilmesi gerekmektedir. Nitekim tarafsızlık ve gerçeklikten uzak raporlarıyla birçok hasta mahpusun cezaevinde kalabileceğine dair raporlar tanzim ederek, hasta mahpusları adeta ölüme mahkum etmektedir” dedi.
651’i ağır hasta tutuklu
Cezaevlerinde 651’i ağır olmak üzere en az bin 517 hasta tutuklunun bulunduğunu dikkati çeken Ataş, İnfaz Yasası’nda yer alan “Maruz kaldığı ağır bir hastalık veya engellilik nedeniyle ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremeyen ve toplum güvenliği bakımından tehlike oluşturmayacağı değerlendirilen mahkûmun cezasının infazı belirlenen usule göre iyileşinceye kadar geri bırakılabilir” maddesinin uygulanmadığını kaydetti.
Mehmet Emin Özkan’ın durumu
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın yapılacak düzenlemeye dair açıklamalarına değinen Ataş, “Açıklamasında tedaviyi önceleyen bir yaklaşımı esas alacaklarını, hasta olan hükümlülerle ilgili mevcut düzenlemeleri biraz daha insani ölçüler içinde yapacaklarını belirtmişti. Ancak 25 yıldır hapishanede olan 84 yaşındaki ağır hasta Mehmet Emin Özkan’ın kalp rahatsızlığı, hipertansiyon, toksik guatr, kemik erimesi, böbrek ve bağırsak bozuklukları, aşırı derecede kilo kaybı, duyma ve görme eksikliği, hafıza kaybı gibi çeşitli ve kronik hastalıkları bulunuyor. Özkan ile ilgili cezasının ertelenmesi gerektiği, cezanın infazının cezaevinde infazı halinde hayati bakımdan tehlike arz ettiği, cezanın bir yıl süre ile ertelenmesi gerektiğine dair Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi raporu var. Buna rağmen ATK, Özkan’ın ‘cezaevinde kalabileceğine’ oybirliği ile karar verdi. Özkan şahsında da görüldüğü üzere hasta mahpuslarla ilgili durum hiç iç açıcı değil. Bu kararın insani bir tarafı olmadığı açık. Peki hukuki bir karar mıdır? Elbette hukuki bir karar değil” şeklinde konuştu.
Yaklaşım değişmeli
ATK’nin Terörle Mücadele Kanunu (TMK) kapsamındaki mahpuslara ayrı bir yaklaşım sergilediğini söyleyen Ataş, “Bunu birçok hasta mahpusta gördük. Osmaniye T Tipi Cezaevi’nde Sabri Kaya da onca rahatsızlığına rağmen tahliye edilmedi. Ne yazık ki yaşamını yitirdikten sonra tahliye kararı verildi. Dolayısıyla hasta mahpuslarla ilgili mevcut uygulama tamamen değişmelidir. Madem ki daha insani bir düzenleme yapılmak isteniyor, tedaviyi önceleyen bir uygulama yapılmak isteniyor; O vakit uygulamaya bir an önce geçilmeli” çağrısı yaptı.
Derhal salıverilmeliler
Öncelikle ağır hasta tutukluların derhal salıverilmesi gerektiğine vurgu yapan Ataş, şöyle devam etti: “ATK sağlık sebebiyle infazın ertelenmesi raporlarında son ve tek merci olmaktan çıkarılmalı ve tam teşekküllü hastaneler ve üniversite hastanelerinin raporları da kabul edilmelidir. Sağlık sebebiyle infazın ertelenmesi kararlarında cumhuriyet savcılarının takdir yetkisi kaldırılmalı, hastanelerin verdiği raporlar esas alınarak cezaların infazları ertelenmeli, hasta mahpusların infaz ertelemesi önündeki ‘toplum güvenliği bakımından tehlike’ kriteri kanundan çıkarılmalıdır. Yine TMK bakımından infazda ayrımcılığa son verilmelidir.”
ADANA