Adli Tıp Kurumu ve Ulusal Kriminal Büronun Kemal Kurkut’un öldürülmesine ilişkin farklı yönde rapor hazırladığı davanın duruşması yarın görülecek. Davada, Kurkut’un ölümüne ilişkin düzenlenen çelişkili raporlar dikkat çekiyor
Diyarbakır’da katıldığı 2017 yılı Newroz kutlaması sırasında polis kurşunuyla öldürülen Kemal Kurkut ile ilgili açılan dava duruşması, yarın Diyarbakır 7’nci Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek. Tutuksuz tek sanık polis memuru Y. Ş.’nin, “Olası kasıtla öldürmek”ten yargılandığı davada, Kurkut’un ölümüne ilişkin düzenlenen çelişkili raporlar dikkat çekerken, görüntülere rağmen Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) 3. defa hazırladığı raporda seken mermi ısrarını devam ettirdi.
Öldürüldüğü gün Diyarbakır Valiliği’nin, “Canlı bomba olduğu” yönünde kamuoyunu yanıltan açıklamasının akabinde, Dicle Medya Haber Ajansı’ndan (dihaber) Abdurrahman Gök’ün olay anına ilişkin çektiği fotoğrafları yayınlamasıyla Valiliğin doğru söylemediği ortaya çıkarken, Valilik, “Yanıltıldıklarını ve olay yerinde bulunan polislere soruşturma açıldığını” duyurdu. Polisler hakkında herhangi bir işlem yapılmadığı gibi, Kurkut’u öldürmekle suçlanan polis memuru Y.Ş. ise kısa bir süre sonra görevine geri döndü.
Çelişkili açıklamalar
Ölümüyle ilgili Valilik açıklamasıyla başlayan çelişkiler, dava boyunca hazırlananan raporlara da yansıdı. Kurkut’un otopsi raporunda, vücudunda 2 ateşli silah mermi çekirdeği girişi, bir de ateşli silah mermi çekirdeği çıkış deliği bulunduğuna yer verilerek, ölümün ateşli silahtan kaynaklandığı kaydedildi. Kurkut’un vücudunda ise girenin mermi çekirdeği değil, mermi nüvesi olduğu belirtildi. Polis ve Jandarma kriminal raporların da ise mermi nüvesi üzerinde yapılan incelemelerde, nüvenin aşırı deforme olması nedeniyle ait olduğu silahın belirlenemeyeceği ifade edildi. Yapılan görüntü incelemelerinde ise “Y. Ş.’nin fail olabileceği” belirtildi.
Ulusal Kriminal Büro’dan iki farklı rapor
Mahkeme, avukatların ısrarıyla ikinci bir raporun adresi olarak Ulusal Kriminal Büro’yu (UKB) seçti. UKB’nin düzenlediği ilk raporda, hiç şüpheye yer bırakmayacak şekilde Kurkut’un polis memuru Y.Ş.’nin doğrudan ateşiyle öldürüldüğü yönünde rapor hazırlandı. Ancak, mahkeme, raporda eksik noktalar olduğu gerekçesiyle UKB’den eksikliklerin giderilmesini isteyerek, yeni bir rapor hazırlanmasını istedi. Hazırladığı ikinci raporda geri adım atan UKB, Kurkut’un yerden seken mermiyle öldürüldüğünü savundu. İlk raporunda, “Failin kesinlikle Y.Ş. olduğuna” işaret eden UKB, ikinci raporunda ise hiçbir faile işaret etmedi.
ATK’nin seken mermi ısrarı
Kurkut ailesinin avukatlarının raporlardaki çelişkilere dikkat çekmesiyle mahkeme, raporlar arasındaki çelişkileri giderilmesi amacıyla ATK’den yeni bir rapor istedi. ATK’nin hazırladığı raporunda Kurkut’un “seken mermi” ile, Ulusal Kriminal Büro’nun ise ilk raporunda “doğrudan atış”la, ikincisinde “sert zeminden seken mermi” ile öldürüldüğü yönünde görüş bildirmesi üzerine mahkemenin raporlar arasındaki bu çelişkilerin giderilmesi istemiyle ATK’den talep ettiği rapor 7 ay sonra tamamlandı. Polis memuru Y. Ş.’nin “olası kasıtla adam öldürmekten” yargılandığı Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, 10 Haziran 2019’da görülen duruşmada, raporlar arası çelişkilerin giderilmesi amacıyla istediği rapor, dava dosyasındaki delillerin yeniden değerlendirilmesiyle hazırlandı. Adli Tıp Kurumu 3. Üst Kurulu tarafından hazırlanan raporda, Kurkut’un vücudunda 2 ateşli silah mermi çekirdeği giriş yarası, 1 adet ateşli silah mermi çekirdeği çıkış yarası bulunmasından dolayı “mermi çekirdeğinin sert bir zemine sekme sonucu mermi gömleği ayrılarak mermi çekirdeği nüvesinin sol ele isabet ederek, buradan sol kola kat edip vücuda girmesinin mümkün olduğu” görüşüne yer verildi. Düzenlenen raporlar, Kurkut’un nasıl öldürüldüğü yönündeki kuşkuları gidermezken, mahkemenin yarın görülecek duruşmada kuşkuların giderilmesi için başka bir kurumdan rapor isteyip istemeyeceği ise belirsizliğini koruyor.
Ne olmuştu?
Kemal Kurkut, Diyarbakır’da katıldığı 2017 yılı Newroz kutlaması sırasında, polisler tarafından açılan ateş sonucu hayatını kaybetmişti. Olayın akabinde açıklama yapan Diyarbakır Valiliği, öldürülen Kurkut’un “canlı bomba olduğu şüphesiyle” vurulduğunu açıklamıştı. Ancak olayın ertesi günü, KHK ile kapatılan dihaber’in vurulma anına dair servis ettiği fotoğraflar gerçeği açığa çıkarmış, Diyarbakır Valisi, Emniyet’in verdiği bilgiler doğrultusunda açıklama yaptığını ve bu nedenle “üzüntü duyduğunu” belirtmişti.
Fotoğrafların yayınlanması ardından Y. Ş. ve O.M. isimli polisler gözaltına alınmıştı. Bu isimlerden O.M. savcılık tarafından serbest bırakılmıştı. Kurkut’un ölümüne yol açan kurşunların kendi silahından çıktığı tespit edilen polis Y.Ş. ise tutuklanma talebiyle sevk edildiği Sulh Ceza Hâkimliği tarafından “adli kontrol şartıyla” serbest bırakılmıştı
7 ay sonra iddianame
Gazetecilerin gözleri önünde işlenen cinayete dair iddianame ise Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ancak 7 ay sonra hazırlandı. Sanık polis Y.Ş.’nin “Olası kastla öldürme” suçundan müebbet hapisle cezalandırılması talebinde bulunulan iddianame, Diyarbakır 7’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Diğer polis O.M. hakkında ise takipsizlik kararı verildi.
Sanık polis olaydan 9 ay sonra ilk kez hakim karşısına çıktı
Açılan davanın ilk duruşması, 14 Aralık 2017 tarihinde görüldü. Sanık polis olaydan 9 ay sonra ilk kez hakim karşısına çıktı. Hem bu duruşmada hem de 26 Nisan ve 20 Eylül’de görülen ve sonraki her duruşmada sanık polis hakkındaki tutuklama talepleri kabul edilmedi. Mahkeme heyeti, dosyadaki mevcut delil durumu, olayın oluş şekli ve delillerin tam olarak toplanmamış oluşunu gerekçe göstererek, sanığın tutuklanması yönündeki talebi reddetti.
Devam eden yargılama sürecinde sanık polisin tutuklanması istemi her defasında reddedilmişti.
Kaynak: MA