Tutuklu yakınlarının Adalet Nöbeti’ne katılan HDP Eşbaşkanı Pervin Buldan, hasta ve infazı yakılan tutukluların bir an önce serbest bırakılması gerektiğini söyledi: ‘Vicdanlı, onurlu ve adalet sahibi olan herkesin annelerimizle dayanışma içerisinde olması önemli’
Hasta ve infazı yakılan tutukluların serbest bırakılması için ailelerin başlattığı Adalet Nöbeti, Diyarbakır Adli Tıp Kurumu (ATK) önünde devam etti. ATK önünde bir araya gelen ailelere, HDP Eşbaşkanı Pervin Buldan, Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Kadın Koordinasyonu, Özgür Kadın Hareketi (TJA), Med Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuki ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu (MED TUHAD-FED), Diyarbakır Tutuklu Aileleriyle Yardımlaşma Derneği (TUAY-DER), Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma Derneği (MEBYA-DER), Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Diyarbakır Bölge Temsilciliği ile Mezopotamya Dil ve Kültür Araştırma Derneği (MED-DER) yönetici ve üyeleri destek verdi.
Fevziye Kolakan: Artık yeter, cenazeler çıkmasın
Tutuklulara yönelik baskıların arttığını dile getiren Fevziye Kolakan, “Çocuklarımız için kanımızın son damlasına kadar mücadele edeceğiz. Bu zulüm son bulsun. Çocuklarımıza baskı uygulamaktan vaz geçsin. Erdoğan bir ay çocuklarını görmesin, konuşmasın, yurt dışına gönderiyor. Bir aydır oğlumun sesini duymadım, cezalar veriliyor. Diyarbakır’a gelmesi için defalarca dilekçe verildi ancak reddedildi. Babasının cenazesine dahi gelmesine izin verilmedi. 28 yıldır oğlum tutuklu. Artık yeter, bu zulme son versinler. Neden bırakmıyorlar. 30 yıldır tutuklular, bu saatten sonra nasıl pişman olsunlar!” diye konuştu. Adalet Bakanlığı’na seslenen tutuklu yakını Kolakan, “Tutukluların hakları verilsin. Bir kez daha söylüyoruz. Kanımızın son damlasına kadar mücadele edeceğiz. Bandırma değil, dünyanın diğer ucuna götürseler, oğlumun direnişini sahipleniyorum. Burada olacağım. Artık annelerin gözyaşları akmasın. Artık ölümler son bulsun, cezaevinden cenazeler çıkmasın” ifadelerini kullandı.
Herdem Mervani: Tek talebimiz çözümün sağlanması
6 aydır Adalet Nöbeti’nde olduklarını dile getiren tutuklu yakınlarından Herdem Mervani, “Şimdiye kadar taleplerimiz karşılanmadı. Biz toplumun vicdanıyız. Bugüne kadar Adalet Bakanı taleplerimize dair bir açıklama yapmadı. Tek talebimiz çözümün sağlanması. Bu ısrarımızı sürdüreceğiz. Hasta ve infazı yakılan tutuklular serbest bırakılmalıdır” dedi.
Pervin Buldan: Annelerimizin çığlığını duyalım
Adalet Nöbeti’nde konuşan HDP Eşbaşkanı Pervin Buldan, şunları söyledi: “Bugün 6 aya yakındır, Adalet Nöbeti tutan annelerimizi ziyaret için geldik buraya. Bu ziyarette HDP bileşenleriyle birlikte, HDP bileşenlerinin temsilcileriyle birlikte, milletvekili arkadaşlarımız ile birlikte bu adalet çığlığına ses olmak üzere, annelerimizin yanında olduğumuzu göstermek için buradayız. 6 aydır annelerimiz adalet çağrısı yapıyor. Sadece burada değil, aynı zamanda Van’da, İzmir’de, İstanbul’da, Urfa’da annelerimiz adalet çığlığıyla birlikte bu ülkeye artık adaletin gelmesi ve cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinin son bulması için bir çığlık yükseltiyorlar. Annelerin yüreğindeki sesi, annelerimizin çığlığını duymak, en büyük görev ve sorumluluğumuzdur.
Bu ülkede annelerimiz, yıllardır büyük acılar çekiyor, yıllardır büyük bedeller ödüyor. Ancak en büyük acıyı, en büyük bedeli, bugün cezaevlerinde haksız ve hukuksuz bir şekilde tutulan arkadaşlarımız da ödüyor. Hak ihlallerinin çok yoğun yaşandığı cezaevlerinde, artık her gün bir hak ihlalinin yaşandığını bir yana bırakalım, ölüm haberlerinin geldiği, insanların yaşamını yitirdiği bir dönemi yaşıyoruz. Ve bu yaşanan ölümler elbette ki cezaevlerinin idaresiyle ve onların emirleriyle değil, cezaevlerinde yaşanan ölümlerden bu ülkeyi yönetenlerin elbette ki bilgisi ve haberi var. Hasta olan tutuklu arkadaşlığımızın, tahliyelerinin gerçekleşmemesi için ellerinden geleni yapıyorlar. Bugün bin 600 kişinin hasta tutuklu olduğu cezaevlerinde, her an ölümlerin yaşanacağını bilmelerine rağmen bu insanların dışarıda tedavi edilmesine izin verilmiyor. Hasta tutuklular, son aşamaya geldikten sonra, son günlerini belki hastanelerde yaşamını yitirerek tamamlıyorlar.
‘Adalet vicdanlarda çürüdü, yargı tamamen saraya bağlı oldu’
Öyle bir aşamaya geldi ki bu ülke, ‘cezaevleri bir ülkenin aynası’ olduğunun bizler de farkındayız. Bir cezaevinde eğer hak ihlalleri yaşanıyorsa, tutuklulara zulüm ediliyorsa, tutuklular baskı görüyorsa, tutuklular aileleriyle istediği şekilde haberleşemiyorsa, her yaptıkları şeye disiplin cezaları veriliyorsa ve onların aileleri başta olmak üzere, yakınları ve arkadaşlarıyla haberleşmelerine izin verilmiyorsa, bu ülkede artık ne bir adaletten ne de hukuktan bahsetmek mümkün değil.
Biraz önce annemiz ifade etti. Türkiye’nin başka bir yerinde, en uç kentinde insanlar cezaevlerinde ancak aileler Diyarbakır’da. Diyarbakır’daki bir ailenin çocuğu Tekirdağ’da cezaevinde tutuluyor, Diyarbakır’daki bir ailenin çocuğu Edirne’de ya da İstanbul’da çok uzak yerlerde tutulmaya devam ediliyor. Bu sadece tutuklulara değil, aynı zamanda ailelere de verilen bir cezadır. Sadece bunlardan ibaret olmayan, verilen cezaların da son dönemde ne kadar yüksek verildiğini hepimiz görüyoruz. İşte bu, yargının bağımsız olmadığını, adaletin vicdanlarda çürüdüğünü, yargının tamamen saraya bağlı olduğunu bir kez daha bizlere göstermiştir.”
Özgürlükler ve barış gelene kadar mücadele…
Mücadeleden geri durulmayacağına işaret eden Buldan şöyle devam etti: “En ufak bir hak talebini bile büyük cezalarla bastırmaya çalışanlar, şunu iyi bilsinler ki bu ülkeye demokrasi gelene kadar, bu ülkeye özgürlükler ve barış gelene kadar, hak ve hukuk mücadelesi bu ülkede başta annelerimiz olmak üzere hepimiz tarafından yürütülecektir. Adalet bu ülkede bir gün mutlaka sağlanacaktır. Ama bugün haksızlıkları, hukuksuzlukları adaletsizliği yapanlara da bir gün adalet lazım olacak. Bunu hiç kimse aklından çıkarmasın. İktidar baki değildir. Gelip geçici olan koltuklara hiç kimse güvenmesin. Gün gelecek, elbette ki devran dönecek. Bu yaptığınız haksızlıkların, hukuksuzlukların hesabını gerçek adalet, gerçek hukuk önünde herkes mutlaka verecek. Biz gerçek adalete, hukuka inanıyoruz. İşte bu yüzden bütün Türkiye’deki vicdan sahibi insanlara sesleniyoruz; annelerimiz yalnız değildir. Cezaevlerindeki arkadaşlarımıza uyguladığınız bütün haksızlık ve hukuksuzlukların karşısında kamuoyunun demokrasiden yana, adaletten yana olan herkesin bu hukuksuzluklara karşı çıkmasını bekliyoruz.
Bu ülkede bir gün mutlaka adaletin sağlanacağına da inanıyoruz. Cezaevleri artık işkencelerin yapıldığı, ölümlerin yaşandığı, gaspların yaşandığı, her gün odaların izinsiz arandığı, çok keyfi uygulamalarının hayata geçtiği bir yer olarak karşımızda duruyor. Adalet Bakanı’na da buradan seslenmek istiyorum. Yeni geldiğiniz görevinizin başına, oradaki insanlarla iletişim içerisinde olun, oradaki haksızlıkları ve hukuksuzlukları görün ve buna göre tedbir alın. Ben bir kez daha annelerimize, vicdanlı, onurlu herkesin, adalet sahibi olan herkesin annelerimizle dayanışma içerisinde olmasının önemli olduğunu ifade ediyorum. Annelerimizin yanında olduğumuzu, arkadaşlarımızla birlikte yanlarında olduğumuzu bilmelerini istiyorum.”
İSTANBUL