7 Ekim’de başlayan çatışmalarda İsrail ve Filistinli 4 binden fazla insan yaşamını yitirdi, 1 milyondan fazla insan ise yerinden oldu. Çatışmalar ile ilgili Hamas ve İsrail ‘ateşkes’ iddialarını ret etti. İsrail, kapsamlı bir kara harekâtı için hazırlıklarını sürdürüyor ve yetkililer yaşananlar ile ilgili, ‘Ortadoğu uçurumun kenarında’ yorumunu yapıyor
Hamas’ın 7 Ekim’de İsrail’e karşı ‘Aksa Tufanı’ adıyla başlattığı saldırılar sonrasında İsrail’in abluka altındaki Gazze’ye yönelik bombardımanları aralıksız bir şekilde sürüyor. Abluka altındaki Gazze’de su ve gıda tükenirken, Birleşmiş Milletler’e bağlı Dünya Sağlık Örgütü’nün Filistin’deki Şubesi, Gazze’deki en az 4 hastanenin bombardıman sonrası hizmet veremez hale geldiğini duyurdu.
Örgüt, abluka altındaki bölgede bulunan 21 diğer hastaneye de İsrail tarafından tahliye uyarısı yapıldığını açıkladı.
Birleşmiş Milletler (BM), elektrik verilmeyen ve tek elektrik santralindeki yakıtı tükenen Gazze’deki hastaneler ile ilgili, binlerce hastanın hayatının tehlikeye gireceğini ifade etti.
BM: Gazze’de 1 milyondan fazla insan yerinden oldu
BM de Hamas’ın saldırısı sonrasında İsrail’in Gazze’ye başlattığı bombardımanlarda yerinden olan Gazzelilerin sayısının ise 1 milyonu geçtiğini açıkladı. BM Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) Direktörü Juliette Touma, DW’ye yaptığı açıklamada, yerlerini terk etmek zorunda kalan Filistinlilerin “Gazze Şeridi’nin her yerine” doğru hareket ettiklerini belirtti. Touma Fransız haber ajansı AFP’ye yaptığı açıklamada “İnsanlar evlerini terk etmeye devam ettiği için sayının daha da yüksek olduğunu tahmin ediyoruz” dedi.
Gazze Şeridi’ndeki sağlık bakanlığı, İsrail’in bu bölgeye düzenlediği saldırılarda şu ana kadar en az 2 bin 329 kişinin yaşamını yitirdiğini açıkladı. Bakanlık, Gazze’deki yaralı sayısının ise 9 bin 714 olduğunu duyurdu.
Açıklanan rakamlar, bir haftadır süren İsrail saldırılarında hayatını kaybeden Filistinli sayısının, 2014 yılındaki Gazze savaşında ölen Filistinli sayısını da geçtiğine işaret ediyor.
Söz konusu savaşta 50 gün içinde 2 bin 250 Filistinli yaşamını yitirmişti. Aynı savaşta 66 İsrailli asker ve beş sivil de hayatını kaybetmişti.
Son çatışmalardaki toplam can kaybı, Hamas’ın 2007 yılında Gazze’nin kontrolünü ele geçirmesinden beri kaydedilen en yüksek sayıyı ifade ediyor.
7 Ekim’de başlayan çatışmalardan bu yana ise bin 400 İsrailli, 2 bin 670 Filistinli hayatını kaybetti.
Netanyahu: Daha fazlası geliyor
Gazze’ye su, gıda, elektrik ve yakıt tedarikine izin vermeyen ve bölgeye yönelik ablukayı tüm rehineler serbest bırakılana dek sürdüreceğini duyuran İsrail, kapsamlı bir kara harekâtı için hazırlıklarını da sürdürüyor.
İsrail ordusu, Gazze’ye hava ve deniz saldırılarını da içeren “büyük bir kara operasyonu” düzenleyeceğini duyururken cephe hattındaki askerleri ziyaret eden Başbakan Benyamin Netanyahu da “Sıradakine hazır mısınız? Daha fazlası geliyor” dedi.
Reuters’ın haberine göre, 7 Ekim’den beri en az 279 askerinin öldüğünü duyuran İsrail ordusu, Gazze’de teyit edilen rehine sayısının da 126 olduğunu belirtti. Hamas tarafından rehin alınan kişi sayısının 150’yi bulduğu tahmin ediliyordu.
Almanya’dan Türkiye’ye arabuluculuk çağrısı
Almanya Dışişleri Bakanı Baerbock ise Mısır ve Türkiye’nin Hamas’ın elindeki rehineleri serbest bırakması için girişimlerde bulunduğunu söyledi.
Öte yandan Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, ARD televizyon kanalına yaptığı açıklamada, rehinelerle hâlâ bir temas kuramadıklarını belirterek rehinelerin serbest bırakılması için Mısır ve Türkiye’nin muhtemel arabuluculuk girişimlerine işaret etti.
Özellikle Katar ve Türkiye’nin “Hamas’la konuşacak kanalları olduğunu” ifade eden Baerbock, Alman hükümetinin bu ülkelere acil bir şekilde bu kanallarını harekete geçirmesi çağrısında bulunduğunu dile getirdi.
Bakan, kimlik tespiti için rehinelerin fotoğraflarını da sunduklarını, Dışişleri Bakanlığının bu sorunla ilgili 24 saat durmaksızın çalıştığını ve tüm kanalları değerlendirdiklerini kaydetti. Daha önce kaçırılan İsrail askerlerinin durumunu da dikkate aldıklarını ifade eden Baerbock, ‘Hamas’ın bir terör örgütü olarak IŞİD’in yöntemlerini kopyaladığını’ söyledi.
Filistinlilere tanınan süre uzatıldı
Kara harekâtı hazırlığındaki İsrail, toplam nüfusun 2,3 milyon olduğu Gazze Şeridi’nin kuzeyinde yaşayan yaklaşık 1,1 milyon Filistinli’ye güneye gitmeleri için çağrıda bulunmuştu.
İsrail ordusu yayımladığı açıklamada, Gazze’nin kuzeyindeki sivilllerin güneye inebilmeleri için verdiğimühleti uzattığını duyurdu.
İsrail, daha önceden belirlenen ve herhangi bir saldırı gerçekleştirilmeyeceği açıklanan rotanın yerel saatle 10.00-13.00 arası da kullanılabileceğini belirtti.
Ateşkes muamması: Mısırlı kaynaklar duyurdu, İsrail ve Hamas reddetti
Bu arada Mısırlı güvenlik kaynakları Gazze’nin güneyinde bir ateşkes ve Refah Sınır Kapısı’nın birkaç saatliğine açılması için İsrail, Mısır ve ABD’nin anlaştığını duyurdu. Ancak İsrail Başbaşkanı Binyamin Netanyahu’nun ofisinden yapılan açıklamada yabancı ülke vatandaşlarının Gazze’den Mısır’a geçişi için bir insani ateşkes anlaşmasının olmadığını duyurdu. Hamas da ateşkes hakkında bilgisi olmadığını söyledi.
Reuters’ın haberine göre Hamas medya ofisi başkanı, Gazze’nin güneyinde insani ateşkes konusunda anlaşmaya varıldığına dair ellerinde bir bilgi olmadığını söyledi. Hamas’ın medya ofisi başkanı Salama Marufi Reuters’a yaptığı açıklamada Mısır tarafından Gazze ile Mısır arasındaki Refah Sınır Kapısı’nın açılacağına dair bir teyit almadıklarını söyledi.
İsrail de Mısır’daki güvenlik kaynaklarının böyle bir anlaşmanın uygulanacağını söylemesinden yarım saat sonra, Gazze’nin güneyinde bir ateşkesin yürürlükte olduğunu yalanladı.Başbakan Netanyahu’nun ofisinden yapılan açıklamada, “Şu anda Gazze’de yabancıların çıkarılması karşılığında bir ateşkes ve insani yardım söz konusu değil” denildi.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken de herhangi bir tarih vermeden Mısır ile Gazze arasındaki Refah Sınır Kapısı’nın açılması için uğraştıklarını belirtti.
Pazar günü Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah el-Sisi ile görüşen Blinken, “Birleşmiş Milletler, Mısır, İsrail ve diğerleri ile insani yardımın bölgeye girmesini sağlayacak bir mekanizma üzerinde çalışıyoruz” dedi.
Guterres: Ortadoğu uçurumun kenarında
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres de Avrupa Birliği ve ABD’nin ‘terör örgütleri’ listesindeki Hamas’a elindeki rehineleri serbest bırakması çağrısında bulunurken Gazze Şeridi’ne de hızlı bir şekilde insani yardım erişimi sağlanmasını istedi.
Her iki hedefin de pazarlık konusu yapılmaması gerektiğini, çünkü bunların hayata geçirilmesi gereken doğrular olduğunu belirten Guterres, Ortadoğu’nun “uçurumun kenarında” olduğu uyarısını yaptı.
Gazze’de su, gıda, elektrik ve diğer temel ihtiyaç malzemelerinin tükendiğine dikkat çeken Guterres, BM’nin Mısır, Ürdün, İsrail ve Batı Şeria’da stokları olduğunu, güvenli bir koridor oluşturulması durumunda saatler içinde bu malzemeleri ihtiyaç sahiplerine ulaştırabileceklerini söyledi.
Abbas: Filistin halkının tek meşru temsilcisi FKÖ
Bu arada Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’tan da dikkat çekici bir açıklama geldi.
Mahmud Abbas, Filistin halkının tek meşru temsilcisinin Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) olduğu, başka herhangi bir örgütün Filistin halkını temsil etmediğini söyleyerek hedef aldığı Hamas’ın eylem ve politikalarını eleştirdi.
Filistin resmi haber ajansı WAFA’da yer alan habere göre, Devlet Başkanı Mahmud Abbas Pazar gecesi Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro ile telefon görüşmesi gerçekleştirdi.
Mahmud Abbas, görüşmede İsrail’in Filistin halkına yönelik saldırganlığını derhal durdurmanın, onlara koruma sağlamanın, Gazze Şeridi’ne acil insani koridorların açılmasına izin verilmesinin ve oradaki insanlara tıbbi malzeme, su, elektrik ve yakıt sağlanmasının gerekliliğini vurguladı.
Gazze halkının yerinden edilmek istenmesine karşı çıkan Abbas, bunun ikinci bir “Nakba (felaket)” olacağını ifade etti.
Her iki taraftan sivillerin öldürülmesini reddedip her iki taraftaki sivillerin, mahkumların ve tutukluların serbest bırakılması çağrısında bulunan Abbas, “Şiddetin reddedilmesinin, uluslararası meşruiyete ve imzalanan anlaşmalara bağlılığın, barışçıl halk direnişinin ve siyasi eylemin ulusal hedefimize ulaşmanın bir yolu olduğunu yeniden teyit ederek, işgali sona erdirecek siyasi bir çözüm aramanın gerekliliğini” dile getirdi.
Abbas ayrıca, “Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) politikaları, programları ve kararlarının, Filistin halkının tek meşru temsilcisi olarak Filistin halkını temsil eden unsurlar olduğunu, başka herhangi bir örgütün politikası olmadığını” vurguladı.
DIŞ HABERLER