Gazeteci Ziya Ataman hakkında verilen 14 yıl ve 3 ay hapis cezasının gerekçeli kararı açıklandı. Aynı zamanda sanık olan Kadir Ataman’ın, “duyuma dayalı” ifadelerini dikkate alan mahkeme, Ataman’ın sonradan katıldığı açlık grevi eylemini de cezaya gerekçe yaptı.
Van Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde 11 Nisan 2016 tarihinden bu yana tutuklu olan Kanun Hükmünde Kararname’yle (KHK) kapatılan Dicle Haber Ajansı (DİHA) muhabiri Ziya Ataman, hakkında açılan davanın 24 Eylül günü görülen karar duruşmasında 14 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. Şırnak 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından “örgüt üyesi olmak” suçlamasıyla verilen karara, aynı dosya kapsamında tutuklu bulunan ve sonradan işkence altında verdiği ifadeleri geri çeken Kadir Ataman’ın ifadeleri gerekçe gösterildi. Mahkeme, ayrıca Ataman’la birlikte yargılanan 9’u tutuklu toplam 20 kişiden 6’sı hakkında beraat kararı, diğerleri hakkında ise müebbet hapse varan cezaları verdi.
Mahkeme, verdiği cezalara ilişkin gerekçeli kararını açıkladı.
‘Tanık ifadesi duyuma dayalı’
Gerekçeli kararda, Ataman hakkındaki “İştirak Halinde Tasarlayarak Kamu Görevlisini Görevinden Dolayı Kasten Öldürme”, “İştirak Halinde Tasarlayarak Kamu Görevlisini Görevinden Dolayı Kasten Öldürmeye Teşebbüs”, “İştirak Halinde Tasarlayarak Kasten Öldürmeye Teşebbüs”, “Zincirleme Şekilde İştirak Halinde Kamu Kurum ve Kuruluşlarına Ait Mallara Patlayıcı Madde Kullanmak Sureti ile Kasten Zarar Verme”, “Zincirleme Şekilde İştirak Halinde Patlayıcı Madde Kullanmak Sureti ile Kasten Mala Zarar Verme”, “İştirak Halinde 6136 Sayılı Kanuna Muhalefet” ve “İştirak Halinde Tehlikeli Maddenin İzinsiz Olarak Bulundurulması” suçlamalara ilişkin yeteri delilin bulunmadığını belirtildi.
Kararda, sanık Kadir Ataman’ın soruşturma aşamasında söylediği “sanığın silahlı olarak saldırıya katıldığını bildiğini” ifadelerine ilk başta itibar edildiğini ancak daha sonra bu bilgilerinin duyuma dayalı olduğu ifade edildi. Tüm araştırmalara rağmen Ataman’ın 25 Eylül 2015 tarihindeki karakollara dönük saldırıya iştirak ettiğine dair bir tespitin yapılamadığı dile getirilen kararda, “(…) sanığın iddia edilen suçları işlediğine ilişkin cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, hukuka uygun, kesin ve inandırıcı delil dosya kapsamı ile elde edilemediğinden, sanığın üzerine atılı suçlardan CMK’nın 223/2-e maddesi gereğince ayrı ayrı beraatine karar vermek gerekmiştir” denildi.
Açlık grevi kararda yer aldı
Ataman hakkındaki cezanın gerekçeli kararının devamında ise dikkat çekici ayrıntılar yer aldı. Mahkeme, Ataman hakkında verdiği cezayı, yine gerekçeli kararının giriş kısmında ifadeleri “duyumdan” ibaret dediği Kadir Ataman’ın kimi ifadelerine dayandırdı. Ayrıca, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılmasına dönük Ataman’ın girdiği açlık grevi eyleminin de gerekçeli kararda yer alması dikkati çekti.
Kararda, şu ifadelere yer verildi: “(…) sanık Kadir Ataman’ın soruşturma aşamasında müdafi huzurunda vermiş olduğu beyanında özetle; ‘İş yerinde ele geçen silahlara ilişkin olarak; yakalanan kalaşnikof silah, mermi ve el bombasının 25/09/2015 tarihli saldırıdan 3-4 gün sonra Ziya Ataman tarafından kendisine verildiğini, sanık Ziya Ataman’ın örgüte milislik yaptığını, kod adının Hivron olduğunu’ ifade ettiği, yukarıda izah edilen dökümanlarda sanık Ziya Ataman’a ilişkin ‘kod adının Hivran, anne adının Hatice, baba adının Ahmet, 1989 Beytüşşebap doğumlu, bekar, lise mezunu, serbest meslek sahibi, cephanesinin(saha vermiş), ehliyetinin olmadığını fakat tır kullanabildiği, maddi durumunun orta olduğu’ şeklinde bilgilerin ele geçirildiği, Sanık Ziya Ataman’ın Abdullah Öcalan üzerindeki sözde tecridin kaldırılmasını bahane ederek örgütsel bir karar ve talimatlarla süresiz açlık görevi başlattığını ve bu nedenle duruşmaya katılmadığına ilişkin tutanağın mahkememize gönderildiği, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, sanığın kod adı kullandığı, örgüt adına milislik yaptığı, örgüt adına silah ve bomba temini yaptığı, sanığın eylemlerinin PKK/KCK silahlı terör örgütünün kuruluş amaçlarını, faaliyet ve eylemlerini benimsediğini gösterir şekilde yoğunluk, süreklilik ve çeşitlilik arz ettiği, bu haliyle sanığın silahlı terör örgütü üyesi olmak suçunu işlediği mahkememizce kabul edilmiştir.”
MA / Gökhan Altay