Dersim inancı, toprağı, kutsal nehirleri, rêberleri, direnişleri ve heybetiyle karşılıyor bizi. Bastığınız her toprak parçasında bir Seyid Rıza, Besê, Alişêr hikayesi, bir de soykırım hikayesi var. Dersim seçimini çoktan yapmış; hep direnişten yana…
Rohat Emekçi
Ne hoş memlekettir eli Dersim’in,
Seyran eyleyelim Sultan Bağını,
Ne hoş çiçekleri var, gülü Dersim’in…
Nice padişahlar geldi cihana,
Bunu almak için düştü gümana,
Arslanlar yurdudur tilkiler giremez,
Gerçekler sırrıdır akıllar eremez,
Evliya gülüdür zalimler dermez,
Ona bağlıdır yolu Dersim’in…
Dersim’de bu şiir herkesçe bilinir. Koçgiri ve Dersim’in beyni olarak görülen Alişêr Efendi’nin kaleminden dökülen bu sözler, Dersim’in geçit vermeyeceğini anlatır.
Katliamlar ve çatışmalarla anılan Dersim’de toprağa her kazma vurulduğunda adeta kemik fışkırıyor. 2013 yılında Laç Deresi’nde bulunan Hesene Kemer Mağarası’nda gazlarla zehirlenen yüzlerce insana ait kemikler bulunmasının ardından Dersim merkeze bağlı Alancık köyünde de (Roşnek) soykırımın izleri açığa çıkmıştı. Bölgede yapılan kazıda 25 mezradan toplanarak katledildikleri belirtilen 200’e yakın kadın, erkek ve çocuğun kemikleri bulunmuştu. Dersim 38’i gün gün isim isim söze döken ağıtlar ne güne durur:
Şere diyare Laç’i seru, asmén ra ax, roz vınıto (Gidin Laç Deresi’nin üstüne bakın, güneş donmuş kalmış gökyüzünde)
Dere Laçi Dersim tarihinde hem bir direniş abidesi hem de katliam sınırsızlığının ve vahşetinin anahtar ismidir. Dersim’e bugün gidin, yüzlerce yaşlı size 38’i anlatır ama bir de 93’ü anlatır. Çünkü bir yıl içinde 800 köy boşaltıldı, 40 bin insan yerinden edildi. Yani 93 ikinci bir 38’dir. 38 bitmeyen bir süreçtir. 38 ve 93’ün ardından hâlâ göç politikası devam ediyor.
Dersim’in seçimi
Dersim’de yaşanan sorunların hangisinden bahsedelim? Barajlar mı, HES’ler mi, madenlerin yarattığı tahribat mı, göçler mi, asimilasyon politikaları m? Bu sorularla 31 Mart yerel seçimlerine giriyor Dersim. Dersim için yerel seçim neden önemli, bunu halka, STK’lere, esnaflara, eşbaşkanlara sorarak seçimin nabzını tuttuk.
Seçim telaşı başlamışken, muhteşem doğasıyla bahar ayının tüm güzelliklerini göreceğimizi sandığımız Dersim sürpriz yaparak kıştan kalma bir havayla karşılıyor bizi.
Yanyana sıralanmış bilboardlarda partilerin iddialı cümlelerden oluşan reklamları göze çarpıyor. Dersim halkı ilk defa bir seçimde Dersim’in bu kadar karışık olduğunu söylüyor. “Eskiden az çok kimin kazanacağı belli olurdu ama bu kez netlik yok” deniliyor. 24 bin seçmeni olan kentin 8 bini dışarıdan gelen yani asker-memur kesimi. Çalışan kadınlardan esnafa, pazarcıya, fırıncıya varıncaya kadar kime dokunsanız bin ah işitiyorsunuz. Kararsız olduğunu söyleyenler az değil.
Proje adaylar mı?
Yoğun bir seçim telaşı var Dersim’de. DEM Parti ve bağımsız aday Hüseyin Aygün’ün seçim bürosu karşı karşıya. Büro genelde kapalı. Sadece seçim vaatlerinin duyulduğu anonslar çalınıyor. Hüseyin Aygün’den bahsetmişken, sokak röportajında Dersimli yurttaş “Hüseyin Aygün başkan olursa il dışına çıkacağı zaman bizden izin alacakmış, anons hep öyle” diyor. “Bizden izin alsaydı aday olmazdı” diye de ekliyor.
Konuştuğumuz bir başka Dersimli ise Aygün için proje diyor. Neden diye sorduğumda, “Göreceksiniz, sandıkta taşımalı oylar kime gidecek ısrarla bak, bu projedir” diyor.
Hüda Par hakarettir
Bu yıl seçimlerde tepki çeken adaylardan biri de Avukat Muhammet Ata Yüksel. “İddia ediyorum; Hüda Par bir Alevi partisidir. Hatta bundan daha fazlasıdır” demişti. Dersim halkına Hüda Par adayının bu sözlerini sorduğumda halk, “Hüda Par bize hakaret ediyor Aleviyim demekle” oluyor cevapları. Madımak olayına vurgu yapan Dersimliler, “93’de, 2 Temmuz’da yaşananları biz biliriz. Felç olmuş, yerimizde kalmıştık. Madımak Katliamı hepimize televizyon aracılığıyla izletildi” diyorlar.
Bir başka Dersimli ise “Pir Seyid Rıza’nın huzurunda canlı yayın yapıyor Hüda Par. Pirimizi kimler öldürdü, katliamı kim yaptı, dilimizi kim yok etti! Çocuklarımıza zorunlu din dersi veriyorlar. Bir de geçmiş Seyid Rıza’nın huzurunda Seyid Rıza’nın kemiklerini sızlatıyorlar” diyor.
Bir başka Dersimli esnaf kızgın bir şekilde “O partidekiler düşkünlerdir. Biz Dersimliler o düşkünleri içimize almıyoruz” diyor.
O da projedir cigeram
Dersim’de bir de AKP var. Bilboardlara baktığınızda AKP amblemi görünmüyor. Adayın kendi adı yazılıyor. Partisi (AKP)adına oy istemiyor. Dersim halkının yorumu ise gülümsetiyor. “Bir düşkün aday olmuş ama utanıyor ki desin ben AKP’liyim. Madem girdin, arkasında dur. Madem utanıyorsun niye o partiden girmişsin! Hem utanıyor hem de aday. O da projedir cigeram” diyorlar.
Söyleyin dönsünler toprağına
Yurttaşlar Dersim’in çok fazla göç verdiğini belirtiyor. Yönümü ilçe garajına çeviriyorum. İlçe garajına gittiğimde ilçeden gelenlerle konuşuyorum. Hozat’tan gelen Ali amcaya “Nereden geliyorsun” diyorum. “Hozat’tan. 65 yaşındayım” diyor. “Hozat’ta seçim nasıl” diyorum. “Dersim gibi” diyor. Gülümsüyorum. “Nasıl Dersim gibi” diye soruyorum. “Kimse yoktur ha. Kimse kalmamış. Herkes gitti” diyor. Nedenini sorduğumda ise “Eee köyler boşaltılınca hepsi gitti. Ne ev kaldı ne bark kaldı. Gelenler de yazlıkçı” diyor ve bir de sitem ediyor, “Alamanya’dan geliyorlar, bizden çok onlar konuşuyor. Geliyorlar, tek katlı ev yapıyorlar. Paraları çok. Villa yapıyorlar. Geliyorlar, geziyorlar, gidiyorlar.”
Ali amca yüksek sesle ve kızgınlıkla anlatırken ilçelerden gelen Dersimliler de katılıyor sohbete. Ali amca hızını alamadan devam ediyor. Ali amcaya katılan Pertekli Salih ise “Yakında ben de gideceğim” diyor. Ali amca kızgın. “Aha seçim geldi, oy kullanan kimse kalmadı (Lace kuttik)” deyip Kırmancki laf söylüyor. Gülüşmeler sarıyor garajı. Ovacık’tan eşya almaya gelen Besê teyze ise “Köyde 5 ev var, kimse kalmadı” diyor. Geçimini nasıl sağladığını sorduğumda “Sözde yayla yasağı kalkmış ama yaylalara çıkamıyoruz” diyor. “Oyunu kime vereceksin” diyorum “HEDEP var, ona veriyorum” diyor. “HEDEP, DEM Parti oldu” diyorum. “Eee o zaman ona veriyorum. Cigeram o gidenlere söyleyin dönsünler toprağına. Yakında biz de öleceğiz. Gelsinler, topraklarına sahip çıksınlar” diyor.
Göç Dersim’i derinden etkilemiş ve kentte seçimin önemi kendini bir kez daha hissettirmiş. Garajdan çıkarken gözlerim doluyor. Seyid Rıza’nın sözü aklıma geliyor: “Başını dik tut cigeram. Bizim alnımızda kara leke yok. Varsın buğday meydanı bugün bize Kerbela olsun” diyor.
DEM’den beklenti büyük
Dersim’de Gazik Mahallesi’ne gidiyorum. Gazik Mahallesi’nde elinde çantası olan genç bir kadının yanına yaklaşıyorum. “Gazete için izlenim yazıyorum, Dersim’in sorunlarını soruyorum. Seçim yaklaşırken belediyeyi kazanan parti ne yapmalı Dersim’e” diye soruyorum. Kendisini tanıtıyor önce. Öğretmen olduğunu belirtip ve sorumun cevabını veriyor: “Göç, ilimizin en önemli sorunlarından biri. Politik, ekonomik ve gelecek kaygısı nedeniyle insanlarımız göç ediyor. İstihdam alanları yaratarak insanlarımızın topraklarından göç etmesinin önüne geçilmelidir. Uyuşturucu kullanımı yaygınlaşıyor. Kullanım yaşı gittikçe düşüyor. Gençlerimizi uyuşturucudan uzak tutacak çalışmalar yapılmalıdır” diyor ve ekliyor: “Atama yaparken tek yazdığım il Dersim oldu.” Gazik’de kapı önlerinde konuşan teyzelerin yanına gidiyorum. Bu seçimde oylarını kime vereceklerini soruyorum. “DEM Parti’ye vereceğiz. Onlar gençlere iş verir. Kimse gitmez Dersim’den” diyorlar. “Gençlerin gitmemesi için DEM Parti gelsin” diye ekliyorlar. Fatma teyze çok daha acı bir durumdan bahsediyor. “DEM Parti gelsin, suyu kimse bize parayla satmasın. Buna izin vermesinler” diyor ve Dersim’in pahalılığından söz ediyorlar. “DEM Parti gelirse fiyatları düşürsünler” diyorlar. Emine teyze araya giriyor “Ka hükümettir DEM Parti fiyat düşürsün. Onlar da garibandır ha”. Gülümsemelerle ayrılıyorum yanlarından. Coğrafyanın işsizlik, barınma, inanç ve kültürel olarak birçok sıkıntısı olduğunu söyleyen Ali adlı yurttaş, “Hükümetin ve AKP’nin buraya bir faydasının olmadığını çok rahatlıkla söyleyebilirim. Biz de Dersim’de kendi inançlarımızı, kültürümüzü korumak zorundayız ve biz bunun arkasında duracağız. İttifaklara çok önem veriyorum. Çok da iş düşüyor. Beklentilerimiz, umutlarımız var. Çünkü biz burada yaşıyoruz” ifadelerini kullanıyor. Zühre ise “Yoksul halkı görmüyorlar. Daha önceki dönem oyumu CHP’ye verdim. Bana kalsa bu sene hiç oy vermeyeyim. Valla hiç kimse kimseyi düşünmüyor” diyor.
Hınzır Paşalara karşı Seyid Rızalar…
Sol ve demokratik güçlerin içinde yer aldığı Dersim İttifakı, DEM Parti ile seçime giriyor. Dersim’de DEM Parti kazanmaya yakın görünüyor. Dersim İttifakı’nın DEM Partili Dersim Belediyesi Eşbaşkan adayı Cevdet Konak ile kentin sorunlarını konuşuyorum: “İkinci yüzyılı karşılamaya hazırlanırken tüm bu inkâr ve sömürü politikalarına karşı toplum ve doğa artık deyim yerindeyse nefes almak istemekte ve yaşanan krizli yüzyıldan her alanda demokratikleşmeyle çıkmak istemektedir. Özelde Aleviler için ise bilindiği gibi koca bir yüzyıl inkâr, katliam ve asimilasyon politikalarına maruz kalarak geçmiş ve ‘laiklik’ oyalamaları ile toplumsal talepleri her daim kriminalize edilmek istenmiştir. İkinci yüzyılın arifesinde de Aleviler aynı kıskaç altında tutulmak ve özünde varoluşsal tüm haklarının inkâr ve asimilasyon düzleminde devamı sağlanmak istenmektedir.
Aleviliği kuşatmaya yönelik bir hamle geliştirilmek istendiği ve çok daha sistematik bir müdahalenin planlandığı görülmektedir. Öyle ki, Alevi ibadethanelerine devlet tarafından ‘el konulması’ ve ‘dedelerin eğitim ve tayininin’ yine devlet tarafından yapılacağı bir ortam hazırlanmak isteniyor. Bu projenin gerçekleşmesi durumunda Alevilik adına hiçbir şeyin yerli yerinde kalmayacağı çok nettir. Din ve inançların, iktidar ve devlet ile buluştuğu her yerde araçsallaşarak kaybettiği gibi, Aleviliğe de kaybettirilmek isteniyor. Her dönem kendi Muaviye’sini hâkim kılacağı gibi, Hak Yolu’na da Hızır Paşalar sızmaya devam edecektir. Tam da bu noktada dışsal Muaviye ve içsel Hızır Paşa çizgilerinin alternatifi olarak Pir Sultanlar, Şeyh Bedrettinler, Seyid Rıza, Alişêr, Zarife ve daha nice yol öncüsü birer kılavuz olarak önümüzde durmakta” diyor.
Konak, sorunlardan birinin de göç olduğunu vurguluyor. Konak, “1923’ten beri Dersim üzerinde yürütülen sistematik bir göç var. Evet bu genel anlamda şu an Türkiye’nin bütün kentlerine yayılmış olsa da Dersim’de yıllardır devam edip bugün sadece format değiştirmiş bir şekilde bizim karşımızda göç. Dersim’deki göçü sadece ekonomik kaygılar üzerinde şekillendiremeyiz. Siyasi baskılar, gelecek kaygısı ve kolluğun yaratmış olduğu baskıdan kaynaklı insanlarımız buradan göç ediyor. Bu kısmı, devlet aklının olduğu bir alanda mücadele ve direnişle, halkımızın örgütlülüğüyle aşabiliriz. Peki belediyecilik bunun neresinde derseniz, belediyecilikte işin ekonomik kısmını hafifletecek çözüm önerilerimiz olacak. Özel savaş politikalarının, yoğun hissedildiği kentlerden biri Dersim’dir, göç de bunun bir parçası. Dolayısıyla üretim alanları açarak, gençlerimizi özellikle bu alanlarda tutmak istiyoruz” vurgusu yapıyor.
Kutsalınıza dönün
Konak, son olarak bir de çağrıda bulunuyor: “Biz buradan sizin aracılığınızla seslenmek istiyoruz. Avrupa’da, yurt dışında, diğer ülkelerde olan tüm halkımıza çağrımızdır. Kentinize geri dönün. Biz biliyoruz ki onların gözü, kulağı şu an burada. Hepsi bizi izliyorlar. Bizleri takip ediyorlar, desteklerini de sunuyorlar. Bu bizler için çok kıymetli. Onları buradan sevgi ve saygıyla selamlıyoruz. Kentlerine geri dönsünler. Burada bizler işin uzmanlarıyla birlikte bu göç sorununa ciddi anlamda çözüm arayışları içindeyiz. Ve tabii ki şunu kabul etmek gerekiyor. Belediyecilik anlamında kentin içinde bulunmuş olduğu ekonomik durumu da gözeterek bu çalışmalarımızı yürüteceğiz.”
Halkla birlikte çözüm üreteceğiz
Dersim Belediyesi Eşbaşkan adayı Birsen Orhan ise ekolojik, kadın özgürlükçü paradigmayı esas alan 25 yıllık bir yerel yönetim tecrübesine sahip olduklarını vurgulayarak başlıyor sözlerine. Orhan, “Yerel demokrasi ve özgür kentler şiarıyla yola çıkıyoruz. Çok sorunu var Dersim’in. Çok derdi var. Bunu daha önce de ifade etmiştik. Hani Dersim dört dağ içinde ama daha çok dert içerisinde. Ancak öncelikle, eşbaşkanımız da ifade etti. Deprem ve göç bunların içerisinde temel sorunlar. Çünkü insanımızın yani öznenin olmadığı bir yerde yapacağınız diğer çalışmaların çok da anlam ifade etmediğini bilmek gerekiyor” diyor. “Depremle ilgili mevcut Afet Müdürlüğünü geliştirmek, deprem alanları oluşturmak, bununla ilgili metruk, zayıf, yıkılma kararı alınan binaları ekiplerimizle harekete geçip yıkmak. Bunu yaparken işin uzmanlarıyla görüşüp bir an önce buna çözüm üretmek istiyoruz. Bu ciddi bir problem. Bilim insanlarının aylardır bas bas bağırdığı ve yakın zamanda da yine tekrarladığı söylemleri kulak ardı edemeyiz. Hemen ilk koyduğumuz hedeflerden biri bu. Halkın hangi sorunları olduğunu biliyoruz ve o sorunlara çözüm üreteceğiz. Halkın iradesinin direkt belediyeye yansıdığı halkçı bir belediyeciliği oluşturmamız gerekiyor” diye devam ediyor.