Bu onurlu yürüyüş ne ilktir ne de son. Bir halkın dört koldan başlattığı mücadelenin sadece bir parçasıdır. Ortadoğu’da tarihin değişimine hep birlikte şahitlik ederken inanıyoruz ki Türkiye halkları da değişime ayak uyduracak ve zalimlerin iktidarına “dur” diyecektir.
Sezai Temelli*
Yine yollardayız, Hakkari’den ve Edirne’den başlayarak ülkeyi arşınlıyoruz. Bir ceberrut iktidarın ülkeyi çoraklaştırdığı bir mevsimde baharı müjdelemeye devam ediyoruz. Tüm demokratik kurumların faşizmin kurumlaşması sürecinde tahrip edildiği, demokratik siyasetin tasfiye edildiği, siyasi barışın dinamitlendiği bir zaman diliminde özgür siyaset için davetimizi bir kez daha toplumla buluşturmak için yürüyoruz. Faşizmle uzlaşma olmaz, mücadele edilir diyerek yola çıktık, mücadele büyüyor…
HDP hakikatin sesidir
Tutsak edilmiş binlerce arkadaşımız, haksız bir şekilde cezaevlerinde. Gazeteciler, yazarlar, gençler, hatta çocuklar bile hukuk tanımaz bir anlayışın zulmüne maruz kalmış durumda. Bu hukuksuzluk ülkeyi siyasetsiz kılmaya, baskıcı rejimi ve mutlak iktidar anlayışını hâkim kılmaya çabalarken, buna karşı çıkan herkesi susturmaya ve tutsak etmeye soyunuyor. Cezaevleriyle, medyasıyla, ‘güvenlik’ aygıtlarıyla tüm toplumu susturmaya çalışıyor. Bu ‘büyük kapatılma’nın var edilmeye çalışıldığı bir tecrit düzenidir. Tecridin olağanlaştığı, istisna halinin süreklileştiği bir olağanüstü hal koşulları iktidarı olan olan AKP-MHP iktidarı, ülkeyi şavaş ve şiddet sarmalında tutarak yeni normal adı altında adı yeni kendisi eski bir yönetme halinin dayatmak istiyor. 30’ların faşizmine öykünen bu post-faşist yönetim anlayışı demokrasiye, insan haklarına, özgürlüğe asla tahammül edemez. Barış diyene, özgürlük diyene bu hoyratça saldırı tükenmiş bir zihniyetin barbarlığından başka bir şey değildir. Bugün Türkiye halkları, kadınlar, emekçiler, gençler bu barbarlıkla baş etmeye, bu iktidardan kurtulmanın yollarını aramaktadır. Hakikatin sesini duymaya, bir yol göstericiye, önde yürüyene ihtiyaç duymaktadır. HDP hakikatin sesidir, barış ve demokrasi mücadelesinin öncüsüdür. Yollardadır ve üçüncü yolda kararlı bir şekilde yürümeye devam etmektedir.
HDP umudun kapısıdır
HDP, kimsenin alternatifsiz olmadığını, en baskıcı zamanlarda dahi umudun özgürlüğe giden yolu açtığını Türkiye halklarına defalarca gösterdi. Faşizm tüm yıkıcılığı ve karanlığıyla halkların üzerine çökmeye hazırlanırken HDP “dur” diyebilme kararlılığı ortaya koydu ve tarihin seyrini 7 Haziran’da da, 31 Mart Yerel Seçimlerinde de değiştirdi.
Son 31 Mart yerel seçimleri başkanlık rejimine, tecride ve izolasyona, cinsiyetçi kadın politikalarına, otoriter ve despotik siyaset tarzına, militarist ve yayılmacı dış siyasete, kentleri ve doğayı yağmalayan rantçı belediye anlayışına, sermaye yanlısı ekonomi politikalarına “hayır” demiş ve kapsamlı bir demokratik değişim sürecine gidecek yolun, umudun kapısını aralamıştır. HDP yerel demokrasi olmadan demokratikleşmenin kadük kalacağı anlayışıyla yerel demokrasi ile güçlendirilmiş bir parlamenter sistemi savunmaktadır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denen, adı sistem kendisi kaos olan bu anlayışa karşı demokratik ulus anlayışı temelinde bir seçenek yaratmayı başarabilmiştir. Bu başarı siyasetin yeni yol haritasını oluştururken, iktidarı da, bu sistemin bekçilerini de fazlasıyla ürkütmüştür.
Ece Ayhan’ın dediği gibi…
HDP olarak yine karanlığa karşı ses çıkarıyoruz ve “darbeye karşı demokrasi yürüyüşü”müzü iktidarın askerinden medyasına tüm güçleriyle engellemek istemesine rağmen devam ettiriyoruz. Geçmişi baskılarla, asimilasyon politikalarıyla ve katliamlarla dolu olan Türkiye Cumhuriyeti ve onu 18 yıldır yöneten AKP iktidarı artık nefes almamızı istemiyor. Buna karşı ses çıkarmadır bizim yürüyüşümüz.
İktidar bloku adı konulmamış bir OHAL ilan ederek, önümüze binlerce polis yığarak, şehirlerin girişlerini hatta parti merkezlerimize girişleri dahi kapatarak yürüyüşümüze engel olabileceğini düşünüyor. Ancak yanıldıklarını onlara kanıtlayacağız, zira Ece Ayhan’ın “Velhasıl onlar vurdu biz büyüdük kardeşim” mısralarında dediği gibi halkların umudu, özgür yarınların umudu olan HDP büyümeye devam edecek.
AKP için yolun sonu
Dışarıda savaş ve işgal politikaları sonuçsuz kalan, içeride halkın iradesi olan Meclis’i işlevsizleştirip halkın vekillerini kendi keyfine göre tutuklayan AKP, son bir hamle olarak toplumu kuşatarak tükenmeye yüz tutmuş iktidarının ömrünü uzatmak istiyor. Halkın seçtiği belediye başkanlarına düzmece ve keyfi gerekçelerle kayyım atayan, vekillerimizi meclisten uzaklaştırarak ve tutuklayarak halk iradesini yok sayan bu iktidar, demokratik siyasette ısrar eden HDP’yi kriminalize ederek kazanacağını düşünse de yolun sonunun göründüğünün farkında.
‘Zamanı değildi’ye yanıt
Saldırılar sadece HDP’ye dönük değil. Sağlıktan eğitime, kadına yönelik şiddetten engellilere uygulanan ayrımcılığa, cezaevlerinden kamusal yaşama, tarımdan ekolojiye yaşamın her alanında baskıyı ve şiddeti arttırarak devam ediyorlar. Geçtiğimiz üç ayda yaşadıklarımız dahi AKP’ye iktidar olma kibirlerinden geri adım attırmadı. Dünyada eskiye dair her şeyin yeniden sorgulanmasına neden olan, “yıkılmaz” denen kurumların, anlayışların, ideolojilerin ne denli kırılgan olduğunu bizlere gösteren yeni tip koronavirüsün (Covid-19) etkilerini hep birlikte görmemize rağmen sağlık alanında, eğitim alanında ayrımcılık yaptılar, çıkarılan infaz yasasında dahi insanları kimlikleriyle yargıladılar.
Bu nedenledir ki HDP olarak nedereyse yarım asra yaklaşan tarihsel yürüyüşümüze bir çentik daha atma ihtiyacı hissettik. İktidarlarının devamı uğruna her türlü toplumsal değerin içinin boşaltılmasından sorumlu AKP-MHP ortaklığına karşı hep birlikte ayağa kalkma ve umudu büyütme zamanının geldiğine inanıyoruz. Bu dönemde partimize dönük “zamanı değildi” eleştirilerine ise vereceğimiz yanıt şu olacaktır: Faşizmle mücadelenin zamanlaması olmaz.
Zalime direnme hakkı
Bundan 72 yıl önce insanlık ailesinin karşılaştığı en büyük felaketlerden olan 2. Dünya Savaşı’nın ertesinde kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi hepimiz için rehber niteliğindedir. Zira geçmiş acılardan yola çıkarak, Bildirge zalime karşı direnme hakkını tanımıştır: “İnsan haklarını göz ardı etmenin ve hor görmenin, insanlığın vicdanında infial uyandıran barbarca eylemlere yol açtığını ve insanların korku ve yoksunluktan kurtulması, konuşma ve inanma özgürlüğüne sahip olacağı bir dünyanın ortaya çıkmasının sıradan insanların en yüksek özlemi olarak ilan edilmiş bulunduğunu, insanın zorbalık ve baskıya karşı son çare olarak başkaldırmak zorunda kalmaması için, insan haklarının hukukun egemenliğiyle korunmasının önemli olduğunu…”
Bu üçüncü yoldur
Bugün Kürt halkı ve onun temsilcisi HDP en ağır saldırılara ve ambargolara maruz bırakılmakta, hiçbir özgürlüğe sahip olmaması istenmektedir. Zira Kürt halkının ve temsilcisi HDP’nin bir güç olarak kabul edilmesi egemen sınıfların on yıllardır sürdürdükleri sömürü düzeninin sona ermesi anlamına gelmektedir. Ancak yılmayacağız, faşizme karşı direnme hakkımızı ve sorumluluğumuzu saklı tutarak demokratik cumhuriyetin inşası için, radikal demokrasiyi yaşamın tüm alanında uygulamak için mücadele edeceğiz. Bu anlamda koşullar ve yönelimler ne olursa olsun dayatmalara karşı partimiz HDP’nin tek yolu var: Üçüncü Yol. Üçüncü Yol; halkların eşit ve özgür yaşamı, emeğin hakları, doğanın korunması, toplumsal barışın savunulması, kadının özgürlüğü ve demokratik Türkiye’nin inşası anlamına gelmektedir.
Ne var ki, AKP-MHP iktidar bloğu ülkenin kaderine hükmetmeye devam ediyor. Başta bu iktidar bloğu olmak üzere içinde yaşadığımız ağır baskılardan, hukuksuzluklardan, adaletsizliklerden ve insan hakları ihlallerinden kurtulmanın, yaşanan ekonomik krizden çıkmanın yolu demokrasi ve barış mücadelesini büyütmekten, güçlü bir demokrasi ittifakını oluşturmaktan geçiyor.
Sessizliğe son vermek
HDP olarak, ekonomide ve paylaşımda adaletin olmadığı, kuvvetler ayrılığının ortadan kalktığı; yargının bağımsız ve tarafsız davranmadığı; her türlü kararın tek kişi tarafından verildiği; iktidara yönelik yolsuzluk iddialarının soruşturulmadığı; rant ve ahbap-çavuş ekonomisinin egemen olduğu; ağır kriz koşulları altında işsizliğin COVID-19 pandemisinin de etkisiyle Cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyesine ulaştığı, halkın vergilerinin KÖİ projeleri üzerinden yandaş sermaye çevrelerine aktarıldığı, özgür bir basının ve akademinin bulunmadığı; muhalif seslerin bastırıldığı; özgürlüklerin kullanılamadığı; üniversitelerin iktidarın emrinde çalıştığı; her özerk kurumun tek kişiye bağlandığı; doğanın talan edildiği ve ekosistemin tahrip olduğu; özel yaşamın iktidar denetimine girdiği; devletin partileştiği; kadın-erkek eşitliğinin bulunmadığı; yerel demokrasinin zerresinin işletilmediği; kayyım zihniyetinin hücrelerimize dahi uygulanmak istendiği bir ülkede demokrasi ve özgürlükler adına tek kelam edilemeyeceğinden farkındayız. Talebimiz ise toplumsal ve siyasal muhalefetin artık sessizliğine son verip başını kumdan çıkarması ve gerçekleri görmesidir. Çünkü bahsi geçen sorunlar HDP’nin değil herkesin, tüm kesimlerin sorunudur.
Bu onurlu yürüyüş ne ilktir ne de son olacaktır. Bir halkın dört koldan başlattığı mücadelenin sadece bir parçasıdır. Ortadoğu’da tarihin değişimine hep birlikte şahitlik ederken inanıyoruz ki Türkiye halkları da değişime ayak uyduracak ve zalimlerin iktidarına “dur” diyecektir.
Tarihi değiştireceğiz
On yıllardır Kürt halkını verdiği mücadeleden döndürmeye, boyun eğdirmeye, asimile etmeye çabalayan pek çok siyasetçi ve iktidar bu ülkenin tarihinden gelip geçti. Bugüne kadar başaramadılar, bundan sonra da başaramayacaklar. Kürt halkının verdiği mücadele bu topraklar için verilen demokrasi mücadelesidir, barış mücadelesidir. Özgürlüğe giden bu eli tutmak boynumuzun borcudur. O nedenle bütün demokrasi güçlerine ve toplumsal muhalefete “hep birlikte” diyoruz. “Hep birlikte” özgür ülkeye, demokratik geleceğe yürüyelim diyoruz.
Baskıyı ve şiddeti görse dahi sessiz kalmayı yeğleyen bir muhalefetin ve ne kadar çok şiddete başvurursa kazanacağını düşünen bir iktidarın olduğu böylesi zor bir dönemde adeta İbrahim’in ateşine “safım belli olsun” diyerek bir damla su taşıyan karınca misali “darbeye karşı demokrasi yürüyüşü”müze katılan, şahitlik edenler, özellikle gençler bilmelidirler ki, tarihe tanıklık ediyorlar. Hep Birlikte tarihi değiştireceğiz…
*HDP Van Milletvekili