Her gün yüzlerce haber akar gazetelerinizden, bilgisayarınızdan, cep telefonlarınızdan.
Okuduğunuz her bir haberin giriş cümlesinin arkasına gizlenen yürek sızlatan acıları, kapanmayacak yaraları, bedeli ağır yaşanmışlıkları, çekilmiş çileleri anlamanız, kendi yüreğinde hissetmeniz beklenemez elbet.
Ama yine de her okuduğunuz haberin ilk cümlesinin üzerinden bir çırpıda “aman canım haber işte” diye atlamayın.
Şimdi size bir haberin giriş cümlesini, yani flaşını, öbür deyişle 5 N 1 K’sını; yani Ne, Nerede, Ne zaman, Nasıl, Niçin ve Kim’ini yazacağım.
“Şırnak’ın Cizre ilçesinde, 5 Temmuz tarihinde gerçekleştirilen eş zamanlı ev baskınlarında gözaltına alınan 30 kişiden biri olan Ramazan Çağırga da ‘örgüt üyesi olmak’ iddiasıyla tutuklandı.”
Haberin flaşı bu.
Gelin şimdi gazeteciliğin altı temel sorusuna yanıt bulalım.
Ne olmuş?
Tutuklama…
Nerede olmuş?
Şırnak’ın Cizre ilçesinde…
Ne zaman olmuş?
5 Temmuz’da…
Nasıl olmuş?
Ev baskını, gözaltı ve adliyeyle…
Niçin olmuş?
“Örgüt üyeliği”nden…
Kim tutuklanmış?
Ramazan Çağırga…
İşte buyrun, gazeteciliğin temel ilkesi 5 N, 1 K’ya uygun haber yazdınız, görevinizi yerine getirdiniz değil mi?
Hayır işte!
Burada gerçek gazetecilerin sorması gereken bir soru daha var:
“Ramazan Çağırga kim?”
Bu soruya doğru yanıt verilirse ancak o zaman gazetecilik görevi yerine getirilebilir. Yani bize öğretilen klasik gazeteciliği eksik bırakmadan, başka N’lere, başka K’lara yani gerçeğin öbür yüzüne, görünmeyenine de varmalıyız.
O zaman başlayalım.
Ramazan Çağırga Cizre kırsalındaki köyünde yaşamaktadır.
1992’deki çatışmalı süreçte evlerine bomba isabet eder.
O patlamada annesini, babasını, erkek ve kız kardeşlerini, yengesini, yeğenini ve 10 yaşındaki kızı Fatma’yı yitirir Ramazan.
O tarihte bir yaşında olan oğlu Baran da dizinden yaralanır.
Baran’ın nüfustaki kaydı “Behrem”dir. Çünkü Ramazan çocuğuna Baran adını vermek isteyince “terörist adı” diye karşı çıkmış nüfus memuru, “Behrem” diye yazmış.
Ailesinin büyük bölümünü yitirdikten sonra Cizre’nin merkezine göçmüş Ramazan.
2005 yılında bir kızı doğmuş.
Cizire Botan adını vermek istemiş. Ama aynen oğlu Baran’ın adını yazdıramadığı gibi kızı Cizire Botan’ı da yazdıramamış nüfusa. Küçük kızının adı Cemile olarak geçmiş kayıtlara.
Cemile büyüyor, 10 yaşına geliyor.
7 Eylül 2015… Cizre’de sokağa çıkma yasağı başlayıp elektrikler kesildikten sonra Özel Harekat Timlerinin zırhlı araçları iki mahalleye operasyona başlıyorlar.
Ramazan’ın, 10 yaşındaki kızı Cizire Botan’ın, yani Cemile’nin evleri bu iki mahalleye bakan yamaçta.
Biraz yukarıdan baktıkları mahallelere operasyon başlayınca yamaçta oturanlar sokağa çıkıp; tencere, tava, çanak, çömlek ne geçirdilerse ellerine büyük bir gürültü çıkarmaya başlamışlar protesto amaçlı.
Cizire Botan da katılıyor protestoya. Bir anda “Vıy anne” diye yığılıp kalıyor, arkasından büyük bir patlama oluyor.
Ramazan, 23 yıl sonra bir kez daha evlerine düşen 105’lik havan topu ve açılan ateş sonucu 10 yaşındaki bir kızını daha yitiriyor.
İşte cesedi bozulmasın diye günlerce derin dondurucuda tutulan Cizire Botan’ın, yani Cemile’nin babasıdır Ramazan.
1992’de evlerine düşen bomba sonucu annesini, babasını, kız ve erkek kardeşlerini, yeğenini ve 10 yaşındaki kızı Fatma; 23 yıl sonra yine evine atılan bir bomba ve açılan ateşle yine 10 yaşındaki kızını bir kez daha kaybedendir Ramazan Çağırga.
5 Temmuz’da gerçekleştirilen eş zamanlı ev baskınlarında gözaltına alınmış, “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla tutuklanmıştır. Şu anda Şırnak T Tipi Kapalı Cezaevi’nde yatmaktadır.
Hani “ülkemizde Kürt sorunu yoktur, terör sorunu vardır” diyorlar ya…
Kesinlkle doğrudur. Bir “terör” sorunu vardır.
Nasıl ki hiçbir 5 N, 1 K göründüğü kadar basit değilse…
“Terör”ün asıl kaynağını bulmak da ön yargılarınızdan dolayı o kadar kolay değildir.
O zaman şu meşhur 5 N 1 K dışında bir oyun oynayalım:
“Bil bakalım, bil bakalım, asıl teröristi bul bakalım!”