Ankara’da 103 kişinin yaşamını yitirdiği 500 insanın yaralandığı 10 Ekim Gar Katliamı davasında karar çıktı. Salı günü başlayan ve dört gün süren davada mağdur avukatlarının soruşturmanın genişletilmesi yönündeki talepleri reddedilerek karara gidildi. Göz göre göre gelen katliam için mahkeme, 9 sanık hakkında 101’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis verdi. Duruşma sabah saatlerinde sanık savunmalarıyla başladı. Duruşmada ilk sözü katliamda keşif yapmaktan yargılanan Hakan Şahin aldı. Şahin, savunmasında, “Ben Ankara’ya dedikleri gibi keşif yapmak için gelmedim. Ankara’ya tedavim için geldim. Araç kiralamak için Ulus’ta kaldığım otel personeline sordum. Onlarda beni Çankaya’ya yönlendirdi. En son gelen mailde Yunus Durmaz’ın beni keşif için Ankara’ya gönderdiği söyleniyor. Ben kendim geldim Ankara’ya, Yunus Durmaz göndermedi” dedi. Şahin, katliamda kullanılan ve üzerine kayıtlı olan Citroen marka araca ilişkin ise, “Bu aracın nasıl işlerde kullanıldığını ben bilmiyorum. Konuşmalarda da var zaten ellerinde başka araç olmadığı için bu aracı kullanmışlar. Ben aracı üzerime aldım fakat sadece bir kere gördüm aracı. Kod adımın Davut olduğu söyleniyor ama ben bu ismi hiç kullanmadım” diye kendisini savundu.
Daha sonra söz alan Yakup Şahin, avukatı olmadığı için esasa ilişkin savunma yapmak istemediğini söyledi. Şahin, “Avukatla savunma hakkımı kullanmadım. Hangi avukata dokunsak ya çekilmek istediler ya da vicdanen kabul etmediler. CMK avukatları çekip gittiler. CMK avukatlarını kabul etmiyorum” dedi. Sanıkların beyanlarının ardından sanıklar Abdülhamit Boz, Abdülhamit Demir ve Hüseyin Tunç’un avukatı Orhan Şahin konuştu. Şahin, sanık Yakup Şahin’in vekili olma talebinde bulundu. Ardından savunmaya başlayan Şahin, söze “Adil bir yargılama olmadı inşallah adil bir karar çıkar” diyerek başladı. İlk önce Abdülhamit Boz’un savunmasını yapan Şahin, “Eğer Abdülhamit Boz sizin dosyanızdaki Abdülhamit Boz olsaydı Antep’teki patlamadan yargılanması gerekirdi. Ama yargılanmadı. Şu an da Abdülhamit Boz için yeniden mütalaa gerekmektedir. Hem beraatını hem de adlı kontrolsüz tahliyesini istiyoruz” diye konuştu.
Avukattan ayetli savunma
Savunmasına Kur’an ayeti ile devam eden avukat Şahin’e, aileler tepki gösterildi. Yeniden savunmaya devam eden Orhan, Antep’te PKK’lilere ait yerlerin ortaya çıktığını söyleyerek, “Dosyada müvekkilimin fotoğrafları olduğu söyleniyor ama dosyada müvekkilime ait değil elde edilen hard disklerde PKK’liler yer alıyor. Bunlar FETÖ’cü alçakların işidir. Şu an ölen Yunus Durmaz kimsenin sözünü dinleyeceği bir adam değil. Bir, iki, üç defa bir şey söyleyip yapılmadıysa Yunus direk kafaya sıkan bir adam” diye konuştu. Sanık avukatı Orhan Şahin, müşteki avukatlarını kast ederek, “Hakan Şahin’in Antep’ten İstanbul’a bomba taşıdığını ispatlarsanız ‘Şeref’im namusum üzerine bu mesleği bırakırım’” demesi üzerine aileler tepki gösterdi. Ardından adalet taleplerini yenilediğini söyleyen Şahin, “Ülkede birçok kişiye hata yapıldı. Mahir Çayan, Deniz Gezmiş’e hata yapıldı. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan şiir okudu diye mahkum edilerek haksızlık yapıldı. Yargılamada haksızlık yapılması muhtemel” demesi üzerine salondan “Deniz ve Mahir’i ağzına alma” diye seslendi.
‘Erdoğan gibi görün’
Savunmaların ardından Mahkeme Başkanı Selfet Giray, sanıklardan son sözlerini sordu. Sanık Resul Demir, son savunmasını tekrarladığını ifade ederek, “Ben Anayasal düzeni bozacak adam değilim” dedi. Sanık Mehmedin Baraç, hakkında kesin kanıt gösterilmeden suçlama yapıldığını ileri sürerek, “Müşteki avukatlarının gerçekten adalet istediğine inanmıyorum” diye konuştu. Sanık Suphi Alpfidan, Türkiye’nin en büyük davasında, en büyük mahkeme salonunda yargılanacağının aklının ucundan geçmeyeceğini söyleyerek, “Kürt’üm. (Yunus Durmaz hakkında) Bu kadar Kürt düşmanı adamın benimle ilişkilendirileceği aklımın ucundan geçmezdi” diye belirtti. Sanık Yakup Karaoğlu, “Siyasalİslam’ın temsilcisi olarak gördüğüm AKP ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın temsilci olarak bizi görüp, bize baskı uygulanmasını anlayacağınızı umuyorum” dedi. Sanık Esin Altıntuğ ise “Halilİbrahim Durgun’un 13 Kasım gecesi yanına gittiğim için pişmanım.Beraatımı istiyorum” şeklinde konuştu.
101’er kez müeebet hapis
Savunmaların tamamlanmasının ardından mahkeme, karar için duruşmaya 17.00’ye kadar ara verdi. Aranın ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti; Abdulmubtalip Demir, Talha Güneş, Metin Akaltın, Yakup Şahin, Hakan Şahin,İbrahim Halil Alçay, Resul Demir, Hüseyin Tunç ve Hacı Ali Durmaz’ı 101’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı. Ayrıca bu sanıklara 20’si çocuk 391 kişiyi öldürmeye teşebbüs suçundan da ayrı ayrı 10 biner yılın üzerinde hapis cezası verildi. 9 sanık ise örgüt üyeliğinden değişik yıllarda hapis cezasına çarptırıldı.
ANKARA