Beyza Üstün
İçinde 600 tona yakın zararlı maddenin bulunduğu Nae Sao Paulo adlı uçak gemisi 4 Ağustos tarihinde Brezilya’dan İzmir’e doğru yola çıktı. Gemi sökülmek üzere Aliağa’ya getirilmeye çalışılıyor. Bir duyuma göre Gemi Cebelitarık Boğazı’nı geçmekte. Bildiğim(n)iz gibi Aliağa; nice zamandır atık söküm/ bertaraf işleri için üs olarak seçilmiş durumda.
Yaşamı tehdit eden bu gemi atığının Aliağa’da/ Türkiye’de işlem görmemesi, sökülmemesi için ekoloji örgütleri, Aliağa demokrasi güçleri geminin gelişini önlemek üzere mücadele yürütüyor. Eğer bu gemi söküm alanına ulaşırsa yaratacağı tehdit önce tehlikeli atığı sökmek zorunda olan/ genelde de ne iş olursa yapmaya hazır olan işçiler üzerinde, giderek çevre çeperde yaşayan halklar ve tüm canlılar üzerinde ölümcül etkisini gösterecek. Bu tür riskli işlerde genelde taşeron işçiler çalıştırılmakta. Halk sağlığı uzmanı Annie Thebaut Mony, asbestin işçi sağlığına ve yaşama etkisi konusunda katıldığı forumda, tehlikeli atık söküm, bertaraf işlerinde genelde taşeron işçilerin çalıştırıldığını, özel istihdam büroları üzerinden işleyen ödünç işçi sisteminin de bu işlerde çok yaygın olduğunu belirtmişti.[1]
Mony;[2] Türkiye’de 1940’lardan 2010’a kadar 1 milyon ton asbest tüketildiği, 1929’dan 1988’e kadar da 150 bin ton asbest çıkarılıp, üretildiği verisini paylaşmıştı. Görünen o ki 2013 de Annie’nin aktardığı veri de dikkate alındığında 1980’li yıllardan günümüze ithal asbest girişi olduğu ve pek çok yerde kullanılmakta. Buna Aliağa gibi atık söküm yerinde olduğu gibi, bildiğimiz bilmediğimiz atık asbestleri de eklersek Türkiye’de artan kanser vakalarında asbestin payının hatırı sayılı düzeyde olduğu kesin. Yapılan çalışmalarda[3], Asbeste maruz kalanlarda ortalama 12 ay sonra ortaya çıkan mezotelyoma (akciğer ile zarı ve karın kanseri) başta olmak üzere, yumurtalık gibi kanser türlerine, pek çok solunum, sindirim ve cilt hastalıklara rastlanıyor. Asbeste bağlı hastalıkların semptomları nefes darlığı, boğaz ağrıları ile başlıyor. Toraks derneğinin asbestin sağlığa etkisi raporunda[4], asbestin tek başına akciğer kanseri gelişimi için 5 kat risk oluşturduğunu belirtilmekte.
Fiber yapıda doğal bir malzeme asbest üretimde kullanılmak üzere çıkarıldıktan sonra kullanıldığı yerlerde, üretimde, sökümde, bertarafında çalışan işçilerin yaşamında, girdiği sucul sistemlerde canlıların bünyesindeki etkisi ile ölümcül etkiye ulaşmakta. İthalatla birlikte artarak hayatımıza giren asbesti, kentlerin yeniden yapılanması aşamasında (kentsel dönüşümde) yıkım/hafriyat süresince, kırda maden sahalarına yakın yerlerde atık döküm sahalarının çevre çeperinde, asbestli- çimento üretiminin atıklarının ile rüzgarla taşınımı sonucunda, kentte kırda evlerin izolasyonunun yapıldığı malzemelerden sürekli soluyoruz. 1986 yılından itibaren tehlikeli madde ve atık olarak tanımlanmış olan asbest; asbestli çatılar, asbestli çimentolar, asbestin askeri araçlarda kullanımı ile, asbestle güçlendirilmiş elektrik ve su ekipmanları/borular, kablolar nedeniyle hayatımızın her yanını sarmış durumda
Asbestin ölümcül etkisini en çok asbestli malzeme üretimlerinde çalışanlar, eski gemi söküm işlerini yapan işçiler, inşaat yıkımlarında çalışan işçiler soluyor bu sağlık için ölümcül etkisi olan maddeyi yaşamakta. Atıldığı doğal ortamda kolaylıkla akışkanla (su ve hava akışı ile) taşınıyor, toprakta, nehir ve göl sedimentinde birikiyor canlı yaşamı tehdidi, ekosistemin sağlığında yarattığı risk yıllarca sürüyor[5]. Araştırmalarda[6] asbest fiberlerinin ayakkabı ve rüzgarla evlere taşınabildiği de belirtiliyor.
Doğal ortamda pek çok çeşidi var asbestin, genel formasyonu fiber yapıda, emisyon olarak solunduğunda ya da yutulduğunda (atık olarak suya karışan asbesti alan balıklarda, su canlılarında örn.) böbreklerde biriktiği, soluyan insanlarda akciğerde, üreme organında biriktiği, kanser vb tedavisi zor hastalıklara neden olduğu biliniyor. Toksik maddeler ve hastalıklar ajansının raporlarında 1940-1979 yılları arasında 27 milyon işçinin asbeste maruz kaldığını belirmekte.
Asbestli gemi olayı ekoloji hareketleri, Aliağa için mücadele edenler tarafından duyurulduğu sırada yazılan bir yazıda gemi sökümü yapılacak denetlenerek usulüne uygun olarak yapılsın diye yazılan yazılara da rastlıyorsunuz. Usulüne uygun olarak yapımı demek onu sökecek işçilerin vücudunun herhangi bir yerinden (ağzından, burnundan, gözünden, derisinden) asbesti solumaması, asbest liflerinin (ki çoğu mikro boyutta) suya, toprağa, atmosfere yayılmaması, gemiden çıkarılan atık asbestin tamamının imha edilmesi, bir diğer deyişle bir daha hiç kullanılmaması demek. Asbestli geminin sökümünün önlenmesi için yürütülen mücadeleyi sönümlemek için, -uygun şartlarda sökülebilir, kontrol edilebilir- diyenler, -biz aslında çevreci bir işletmeyiz- diyen SÖK Denizcilik Tersanesi’nin yöneticileri[7] piyasada konuşmaya başladılar bile.
Bizler mi! Ne dersiniz? Yaşamı özgürleştirmek üzere daha güçlü yan yana gelmenin ölümcül tehdidi ile gün gün hücrelerimize girmekte olan asbest ve onu taşıyan gemi sökümü başta olmak üzere sermaye birikimi için tüm yaşamı ölüme mahkum edenleri durdurmanın zamanı çoktan gelmedi mi! Ölüme mahkum edilişimizi daha fazla seyretmeyelim, bu saldırıları durdurmak için daha fazla seyirci kalmayalım.
Ekoloji örgütleri Ölüm gemisini durduralım diye çağırıyor hepimizi. Gelin asbestli geminin sökümüne izin vermeyelim.
[1] Mony, A. T., Kapitalist Çalışma İşçi Bednlerini Çürütüyor, söyleşi, İSİG, 2013 http://isigmeclisi.org/8200-kapitalist-calisma-isci-bedenlerini-curutuyor-annie-thebaud-mony-ile-soylesi
[2] http://isigmeclisi.org/8200-kapitalist-calisma-isci-bedenlerini-curutuyor-annie-thebaud-mony-ile-soylesi
[3] https://www.asbestos.com/mesothelioma/
[4] https://toraks.org.tr/site/news/4381
[5]O. Jacquase& R. Pienitz Assessment of asbestos fiber contamination in lake sediment cores of the Thetford Mines region, southern Quebec (Canada), Elsevier, enviraonmental Advances V8, july 2022, 100232
[6] Marier et al, 2007 (O.J.&R.P.literatürü)
[7]https://www.dokuzeylul.com/ab-telif/sok-denizcilik-tenalti-nae-sao-paulo-iddiasinaalti-h206763.html