Sendikal alanda ve basın camiasında yürüttüğü çalışmalarla herkesin sevgisini kazanan ve önceki gün toprağa verilen Mamoste Kadri Kaya için arkadaşları ”Baskılara hiçbir zaman geri adım atmayan, özverili, olmaz denilen yerde harikalar yaratan biriydi” ifadelerini kullandı.
Emek camiasında Seyda, basın camiasında ise mamoste olarak anılan Kadri Kaya, 29 Ekim günü kanser tedavisi gördüğü Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde yaşamını yitirdi. Milli Eğitim kurumlarında memur olarak çalışma yaşamına atılan Kaya, emekliliğe ayrıldığı ana kadar Eğitim Sen üyesi olarak sendikal alanda önemli çalışmalar yürüttü. 18 Nisan 1999’da Özgür Bakış Gazetesi’nde basın hayatına adım atan Kaya, gazetenin Diyarbakır Temsilciliğini üstlendi. Azadiya Welat, 2000’de Yeni Gündem ile haftalık Ülkede Gündem gazetelerinde de aktif çalışan Kaya, 4 Nisan 2002’de yayına başlayan Dicle Haber Ajansı’nın (DİHA) kurucuları arasında yer aldı. Kaya, Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan DİHA’nın 13 yıl boyunca Diyarbakır temsilciliğini üstlendi. Baskı ve sansürün odağı olan DİHA’da çalıştığı süre boyunca özgür basın geleneğinden taviz vermeyen Kaya, yakalandığı kanser hastalığından dolayı çalışmalarına son iki yılda ara vermek zorunda kaldı.
‘Her bir muhabire emek verdi’
Adı her ne kadar Kadri olsa da Kürt basınına adım attığı 1999 yılından bu yana hep Mamoste olarak tanındı. Temsilci olan Kaya, yürüttüğü çalışmalarda ajansın hem sahibi, hem muhasebecisi, hem teknik servisçisi hem de bir bütünen koruyucusu ve denetleyicisiydi. Kürt basınında yer aldığı 16 yıl boyunca özgür basına adım atan her bir muhabire emek verdi, bütün dertlerine derman oldu, “olmaz” denilen yerde harikalar yarattı. Hurda olan, yetkili servislerin bile tamir edilemez dediği fotoğraf makinaları ve kameraları yeniden çalışır hale getirdi. Bu fotoğraf makineleri ve kameralar, uzun yıllar gerçeklere ışık tuttu ve tutmaya devam devam ediyor.
‘Dik duran, aktif çalışan biriydi’
Sendikal faaliyetlerde de önemli çalışmalara imza atan Kaya, daha çok özgür basın çalışmalarında verdiği mücadele ile hafızalara kazındı. 1980’li yıllarda Mamoste ile birlikte sendikal çalışmalar yürüten Nesip Gültekin, Mamoste’nin ölümü ile yaşadıkları derin üzüntüyü paylaştı. Gültekin, “Dik duran, sendikada aktif olarak çalışmalar yürüten bir arkadaşımızdı. İnsani, ahlaki ve demokrasi mücadelesiyle, Kürt halkının özgürlüğü için sürekli bir çaba içerisindeydi. Emeklilik anına kadar çok aktif çalışmalar yürüttü” dedi.
Büyük bir kayıp
Mamoste’nin emekliliğe ayrılması ardından mücadelesini özgür basın kurumlarında sürdürdüğünü dile getiren Gültekin, “DİHA’da gecesini gündüzüne katarak çalışmalarına devam etti. Mamoste gibi arkadaşlarımızı kaybettiğimiz zaman derin acı yaşıyoruz. Medrese tahsili gördüğü için arkadaşlar arasında kendisine Seyda diye hitap ederdik. Toplumsal olayları çok iyi tahlil eden, ilişkileri çok iyi bilen arkadaşımızdı. Büyük bir kayıp, büyük bir üzüntü içerisindeyiz” diye anlattı.
‘Çok disiplinliydi’
Eğitim Sen çalışmalarında birlikte çalışan Suzan İşbilen de Mamoste’yi şu sözlerle anlattı: “Kendisi çok uyumlu ve disiplinli bir arkadaştı. Her şeyde bizlere disiplini dayatırdı. Mücadeleye bağlılığı çok fazlaydı. Bu nedenle büyük bir üzüntü içerisindeyiz. Hem basın camiası hem de emek camiası büyük bir değeri kaybetti.”
Dürüst, emeğe saygılı…
Mamoste ile birlikte sendikal çalışmalar yürüten Hikmet Altuğ ise, “Mamoste’yi 30 yıldır tanıyorum. Birlikte ciddi çalışmalar yürüttük. Mamoste’yi tanımlayabilmek için onunla arkadaşlık etmek gerekiyor. Temel özelliği; müthiş dürüstlük, emeğe saygılı ve emek yaratan bir arkadaşımızdı. Her şeyden önce özverili ve sağlıklı yaklaşan arkadaşımızdı” şeklinde konuştu.
Özeleştiri
Altuğ, şunları söyledi: “Aslında gerek sendikal alanda gerek basın alanında Mamoste’nin, Mele Kadri’nin ciddi bir iz bıraktığının şimdi farkına varıyoruz. Biz arkadaşları olarak yaklaşık 3 yıldır yaşadığı sağlık sorunları sürecince ciddi bir sahiplenme gösterdiğimizi düşünmüyorum. Bu bir özeleştiridir. Mamoste halkı için ciddi değerler yaratan ve bunun karşısında bedel ödeyen; bu dünyadan göç ederken bile bunun izini bırakan bir arkadaşımızdır.”
Önemli çalışmalar yürüttü
Mamoste ile birlikte uzun yıllar boyunca DİHA’da çalışan gazeteci A. Vahap Taş, Mamoste’nin 18 Nisan 1999 yılında Özgür Bakış Gazetesi ile basın hayatına adım attığını belirterek, 1999 yılından bu yana özgür basın geleneğini sürdürdüğünü kaydetti. Mamoste’nin zor şartlarda önemli çalışmalar yürüttüğünü aktaran Taş, “Görevleri sırasında titiz bir çalışma, üstlendiği görevleri layıkıyla yerine getirdi” dedi.
‘Kürt basını için büyük kayıp’
Mamoste’nin DİHA’da teknik servis, muhasebe ve temsilci olduğunu anımsatan Taş, “Bir fotoğraf makinesine verdiği değeri anlatmak mümkün değil. Yaşamıyla, çalışmalara verdiği önemle bilinirdi. Mamoste özgür basın camiası içerisinde aynı zamanda bir geri dönüşüm mekanizması yarattı. Mamoste’nin vefatı, bizim için, Kürt basını için büyük kayıp, üzgünüz” diye konuştu.
‘Bize çok şey bıraktı’
DİHA’nın Kürtçe editörlerinden ve Mamoste ile 15 yıl boyunca DİHA’da çalışma yürüten gazeteci Mehmet Ali Ertaş, Mamoste’yi şu sözlerle anlattı: “Mamoste fiziki olarak aramızdan ayrıldı ancak fikirleri, emeği ve öncülüğü ile her zaman aramızda olacak. Mamoste her zaman rehberimiz olacaktır. Mamoste bize çok şey bıraktı; 15 yıl boyunca Mamoste disiplini, katılımı ve öncülüğü ile tanındı. Mamoste’yi kelimelerle anlatmak eksik kalır. Mamoste’nin kalemini yükselteceğiz. Mamoste’nin boşluğunu doldurmak çok zor ancak biz özgür basın emekçileri olarak onun takipçisi olacağız, mücadelesini sürdüreceğiz.”
‘Bir öncüydü’
Mamoste ile mesai harcayan gazetecilerden Halkların Demokratik Partisi (HDP) Van Milletvekili Tayip Temel de, Mamoste’nin özgür basının liderlerinden olduğunu belirterek, “Mamoste sadece çalışma arkadaşımız değildi. Bütün gazeteciler açısından bir öncüydü. Mamoste ismi, sıradan aldığı bir isim değildi. Hem yaşamda hem de gazetecilik açısından Mamoste’ydi” diye anlattı.
‘Baskılara geri adım atmadı’
Mamoste’nin 13 yıl boyunca DİHA’nın Diyarbakır temsilcisi olarak özgür basın çalışmalarını yürüttüğünü hatırlatan Temel, “Hiç bir zaman baskılara karşı geri adım atmadı. Özgür basın içerisinde salt bir çalışan olmadı, aynı zamanda önemli savunucusuydu. Son 15 yılda özgür basın kurumlarına adım atan her arkadaşımız üzerinde emeği vardır” ifadelerini kullandı.