Urfa Cezaevi’nde annesi Esma Yılmaz ile birlikte kalan 14 aylık astım hastası Arin bebeğin kilo kaybı durmuyor. Baba Mihdi Yılmaz, duruma isyan ederek ‘Çocuğumuzu Mardin’e gönderin, onun suçu ne?’ dedi
Berivan Altan/Ankara-MA
Urfa 2 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde annesi Esma Yılmaz ile birlikte kalan Arin bebek 14 aylık oldu. Cezaevi’nde büyüyen astım ve bronşit hastası Arin bebeğin durumunun her geçen gün kötüye gittiğini belirten baba Mihdi Yılmaz, bu hafta açık görüşte kızının iyice zayıfladığını ve gözaltılarının morardığını söyledi. Cuma günü cezaevine gederek eşi ve kızını gören Yılmaz, “Arin’in ilaçları kemik erimesine neden olduğu için kesilmiş.İlaçları içemediği için de astımı artmış” dedi. Arin’in astım krizlerinin sıklaşması üzerine cezaevi tarafından hastaneye götürülmeye çalışıldığını ancak, ring aracında götürdükleri ve Arin’e daha büyük eziyet olduğu için eşinin bunu ret ettiğini ifade eden Yılmaz eşinin, “Tedavi uygulanmıyor sadece gidip gelme eziyeti oluyor” dediğini belirtti.
Toprak zeminde yürümeli
Arin’in midesindeki reflüden kaynaklı annesinin sütünü de ememediğini dile getiren baba Yılmaz, “Eşim Arin’in süt dışında yemek de yemediğini söyledi” dedi. Yılmaz, eşinin geçen hafta içerisinde cezaevinde bir sosyoloğun işe başladığını ve Arin ile ilgili “Çocuğun gelişmesi için merdivenlerde ve toprakta yürümesi gerekir” dediğini aktardı. Arin’in sağlık durumunun yanı sıra cezaevi koşullarının da hala kötü olduğunu dile getiren Yılmaz, cezaevinde suların hala günde bir saat verildiğini, yemeklerin kötü olduğunu ve sıcaklar nedeniyle içerde büyüklerin dahi yaşayamaz hale geldiği bilgisini paylaştı. Eşine ve diğer tutuklulara mektuplarının ayda bir verildiğini de ifade eden Yılmaz, “Eşim gönderdikleri mektupların ‘sürekli adres bulunmadı’ diye geri geldiğini, Adalet Bakanlığı, cezaevi müdürlüğü ve çeşitli kurumlara yazdıkları dilekçelerin de verilmediğini söyledi” diye konuştu.
‘Mardin’e sevk etsinler’
Yılmaz, eşinin yetkililere seslenerek, “Ben denetimli serbestlik ya da cezamın ertelenmesinden vazgeçtim. Beni Mardin’e sevk etsinler. En azından Arin’i gündüz tedaviye götürür akşam yanıma getirebilirsiniz. Arin kardeşlerini, babasını görür, tanır. En azından normal çocuk gibi gelişimi sağlanır” şeklinde çağrıda bulunduğunu söyledi. Çocuğunun ve eşinin yaşadıklarına tepki gösteren Yılmaz, “Sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Çocuğumuzun durumu kötü, çocuğumuz ölüyor. Ev hapsinden, ertelemeden vazgeçtik. Çocuğumuzu Mardin’e gönderin, onun suçu ne” diye sordu.
‘3 çocuğum daha var’
Arin dışında 3 çocuğu daha olduğunu kaydeden Yılmaz, her hafta görüş günü sabah erkenden evden çıkıp, gece yarısı dönmek zorunda kaldığını belirterek şöyle konuştu: “Arin dışında 3 çocuğum daha var. Bunların okulları var. Onlar da kendi başlarına sorumluluk istiyor. Şimdiye kadar iğne ucu kadar bir adım ileri gidemedik, kimse sesimizi duyup, bir şey yapamadı. Olacak, yapılacak, getirilecek denildi. Ama bir şey yapılmadı. Bu da çocuğumun durumunun her geçen gün kötüye gitmesine neden oluyor.”
‘Biz insan değil miyiz?’
Yetkililerin seslerini duymamasına isyan eden Yılmaz, “Bir çocuğu annesiyle Mardin’e göndermek bu kadar zor mu? Bu kadar mı çaresiz bu devlet, bu hükümet? Söz konusu olan bir çocuk, başkasının çocuğu olsa dünyaları yakarlardı. Söz konusu bizim çocuklarımız olunca sanki çocuk değil. Demek ki biz insan değiliz, boşuna yaşıyoruz. Yarın eğer Arin yaşarsa ve cezaevinde büyürse demeyecek mi ‘Benim günahım, suçum neydi? Annem ne yapmış? Ne diyeyim ki artık söz kalmadı” ifadelerinde bulundu.