Urfa cezaevinde annesi Esma Yılmaz ile birlikte kalan astım hastası Arin bebeğin tedavisi yapılmadığı için durumunun kötüye gittiği bildirildi. Tüm girişimlerine rağmen henüz bir sonuç alamadıklarını belirten HDP milletvekili Beştaş, ”Arin bebek cezaevlerindeki vahametin fotoğrafıdır” dedi.
Urfa T Tipi Cezaevi’nde annesi Esma Yılmaz ile birlikte kalan Arin bebek 15 aylık oldu. Astım hastası olan Arin bebeğin durumu cezaevi koşullarından kaynaklı ilerledi. Beslenme düzensizliğinden kaynaklı midesinde reflüde oluşan Arin bebeğin sağlık durumunun düzelmesi için bugüne kadar tek bir adım atılmadı. Urfa Cezaevi’ne eşi ve kızını görmeye giden Mihdi Yılmaz, Arin’in gözlerinin altının hala mor olduğunu ve astım krizlerinin devam ettiğini söyledi.
Günde bir saat su
İlaçların kemik erimesine neden olmasından kaynaklı buhar makinesiyle tedavi ettiklerini söyleyen baba Yılmaz, son görüşte cam ardından gördüğü kızının iyi olmadığını söyledi.
Arin bebeğin annesinin sütünü tam içmediğini belirten Yılmaz,cezaevlerinin koşullarına dair koşulları şöyle aktardı: “Cezaevinde Arin ve eşim 14 kişilik koğuşa kalıyordu ancak oradan alındı. Şimdi kaldığı koğuşta birçok eksiklik var. Özellikle koğuşta nevresim, battaniye gibi eksiklikler var. Sayılarını azaltmak için koğuşları dağıttılar ama bu sefer de ihtiyaçları karşılanmıyor. Su sorunları hala devam ediyor. Günde sadece bir saat su veriyorlar bu da temel ihtiyaçlarını dahi karşılamıyor.”
‘Dışarı çıkmak istiyor’
Arin’in yürümeye başladığını ve cezaevi sınırlarının ona yetmediğini dile getiren baba Yılmaz, “Eşim, her koğuş kapısı açıldığında Arin’in dışarı çıkmak istediğini anlattı. Çocuk dışarı çıkmak istiyor. Doğru, düzgün tedavi edilmiyor. Daha da huzursuzlaşmaya başlamış” dedi. Yılmaz, cezaevinde kreş açıldığı Arin’in tek başına götürülmek istendiğini belirterek, bebeğin hastalığından kaynaklı annesiyle birlikte gitmesi gerektiğini söyledi.
‘Yaşayan ölüler gibiyiz’
Eşinin normalde güçlü bir kadın olduğunu ancak Arin’in hastalığından etkilendiğini aktaran Yılmaz, “Arin’in gözleri önünde erimesi onu da kötü etkiledi. Bana bu sefer gittiğimde ‘Yaşayan ölüler gibiyiz. Çocuğum gözlerimin önünde eriyor’ diyor. O da artık ne yapacağını şaşırmış” diye ekledi.
‘Ölsek de kimsenin umrunda değil’
Yaşananlara ilişkin cezaevi yönetimi ve başka bir kurumun çözüm bulmadığını ifade eden Yılmaz şunları dile getirdi: “Ne Meclis İnsan Hakları Komisyonu ne başka bir yerden sesimizi duyan yok. Ölsek de ölmesek de kimsenin umurunda değil.”
‘Arin bebek vahametin fotoğrafıdır’
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Arin bebek ve annesinin denetimli serbestlik kapsamında bırakılması ya da koşullarının düzelmesi için girişimlerde bulunmuştu. Duruma ilişkin görüştüğümüz HDP Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş, Türkiye cezaevlerindeki hasta tutuklu sorununun devam ettiğini ifade ederek son olarak Koçer Özdal’ın el ve ayakları şekilde kelepçeli yaşamını yitirdiğini söyledi.
Arin bebeğin artık tüm Türkiye tarafından bilindiğini ve sorunun çözümü için defalarca önerge verdiklerini ancak sonuç alamadıklarını dile getiren Beştaş, şöyle devam etti: “Bunun adı düşmanlık, öç, intikam değil, bunun adı hiçbir şey olamaz. İnsanlıkla bağdaşır bir durum değil. Bir bebeğin tedavisinin yapılamaması, annesiyle cezaevinde tutulması büyük bir garabettir. Hele bu bebek hasta ise. Bunun tabi ki koşulları yaratılabilir. Arin’in dışarıda tam teşekküllü bir hastane de tedavisinin yapılması gerekir. Arin bebeğin durumu aslında Türkiye’de cezaevlerinin içinde bulunduğu vahametin göstergesidir. Fotoğrafın kendisini gösteriyor. Türkiye cezaevlerinden her gün onlarca başvuru alıyoruz. Ben çağrı yapmayacağım. Bu bir çağrı meselesi değil. Bu hukukun, ahlakın, insanlığın emrettiği bir meseledir. Gereği yapılmalıdır ve yapılana kadar da bu işin peşinde olacağız.”
Kaynak: MA/Berivan Altan