Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle Güven öncülüğünde başlayan açlık grevi eylemleri sürerken, eylemcilerle dayanışma açıklamaları gelmeye devam ediyor. Gazetemize konuşan Lübnanlı analist Enis Nakkaş’ın da aralarında bulunduğu Arap aydınlar tecridin kaldırılması çağrısında bulundu
Elif Aydoğmuş/İstanbul
PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan mutlak tecridin kaldırılması talebiyle DTK Eş Başkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in, başlatmış olduğu süresiz dönüşmsüz açlık grevi eylemi 160. gününde devam ediyor. Güven’in ardından 66 cezaevinde yaklaşık 300’ün üzerinde tutuklunun başlattığı açlık grevi eylemi 122. gününde devam ederken 1 Mart itibariyle tüm cezaevlerinde başlatılan açlık grevi eylemleri de yaklaşık 7 bin tutuklunun katılımıyla sürüyor. Şimdiye kadar 7’si tutuklu olmak üzere 8 eylemci tecridi protesto etmek için yaşamına son verirken, açlık grevi eylemcilerinin de sağlık durumu giderek kötüleşiyor.
Tüm bu yaşananlar karşısında hükümetten henüz bir açıklama yapılmadı. Açlık grevi eylemleri dünyanın bir çok yerinde yankı uyandırırken eylemcilerle dayanışma her geçen gün daha da büyüyor. Daha önce ülkesindeki hak ihlallerini protesto etmek amacıyla 140 gün açlık grevi eylemi gerçekleştiren Siyasi Analist Enis Nakkaş, Tunus Halk Cephesi’nden Mubarewke Brahmi, Filistinli yazar Mervan Abdülal ve Lübnan’lı Prof. Dr. Houda Rızk ise gazetemize konuşarak başta Leyla Güven olmak üzere açlık grevinde olan tüm eylemcilerin yanında olduklarını ve hükümetin bir an önce tecridi kaldırması gerektiğine vurgu yaptı.
‘Düşüncelerinden korkuyorlar’
Siyasi Analist Lübnanlı Enis Nakkaş: Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit politikası herşeyden önce Öcalan’ın fikirleri ve Liderliğinden korktukları anlamına geliyor. Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmeler başlatıldığında herşey iyi görünüyordu ve iyi bir doğrultuda ilerliyordu ama aniden çözüm sürecini durdurdular ve herşey bir anda değişti. Gelinen bu aşamada ne Kürt ne de Türk haklarının bir çıkarının olduğunu düşünmüyorum. Öcalan’ın fikirlerini biliyorum. Kendisi kesinlikle sıradan biri değil. İnsanlığın nereye gitmekte olduğunu takip eden bir düşünür. Hapishanede yazmış olduğu kitabı okudum. Ve düşüncelerindeki gelişimin olumlu olduğunu düşünüyorum. Buna rağmen neden onu engellemeye ve düşüncelerini etkisizleştirmeye çalışıyorlar.
İşte çözüm getirici bu düşünceleri engellemek görüşmeleri durdurmak, bu yanlış. Dolayısıyla hükümet tecridi kaldırmalı ve müzakereleri tekrar başlatmalıdır. Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılmasını istemek bence herşeyden önce insancıl bir meseledir. Ve bu anlamda bedenini açlığa yatırmış tüm eylemcileri desteklemek zorundayız. Eylemcilerin talepleri son derece haklı talepleridir. Bu insanlar suç işlemediler sadece düşüncelerinden dolayı yani politik nedenlerden tutuklu bulunuyorlar. dolayısıyla talepleri son derece meşrudur. Mümkün olan en kısa zamanda serbest kalmalarını umuyorum. Açlık grevi eylemcilerinin ve Kürt halkının yanında olduğumu belirtmek isterim.
‘Güven bir semboldür’
Filistinli yazar Mervan Abdülal: Bugün Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi protesto etmek amacıyla açlık grevini başlatan Sayın Leyla Güven bir semboldür. Bu gün açlık grevinde olan eylemcilere yapılan çeşitli baskılar onların iradesini kırmayacağı gibi daha çok arttıracaktır. Bu yapılan baskı ve uygulamalar hiç bir çözüm getirmeyeceği gibi daha çok sorunun büyümesine sebebiyet verecektir. Bu konuda insanların demokratik bir şekilde konuşup onlara bu özgürlük ortamının sağlaması gerekir. Bu olmadığı zaman aradaki o iletişim bağı daha fazla kopabilir ve daha büyük sorunlar ortaya çıkabilir. Bu yüzden söyleyeceğim şey Öcalan üzerindeki tecridin biran önce kaldırılarak bu sorunun çözülmesi yöndedir.
İnsan hakları sadece toplantı ve konferanslarda savunulacak bir şey değildir. Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi (CPT) gibi insan haklarını savunan kuruluşlara düşen görev, sorunu olay yerinde inceleyip orada insanların ne yaşadığını görüp ona göre çözüm üretmeleri gerekir. Özellikle uluslararası alanda itibar gören ülkelerin bu konuda büyük rol oynaması gerekir. Bütün cezaevlerinin açılması ve yaşanan hak ihlallerinin yerinde görülmesi gerekiyor. Zindanların içerisindeki bu ses her yere ulaşmalıdır. Açlık grevindeki tutuklularla dayanışmak amacıyla henüz fikir aşamasında olan bir programımız var. Kendi ülkemizdeki tutuklular ile buradaki tutukluları bir birleriyle buluşturmak istiyoruz. Bunu ise dayanışma mesajını içeren mektuplar üzerinden gerçekleştirmek istiyoruz.
‘Basına büyük görev düşüyor’
Tunus Halk Cephesi Mubarewke Brahmi: Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan tecridi doğru bulmuyorum. Tecridin kaldırılması talebiyle Sayın Leyla Güven’in başlatmış olduğu ve tutukluların da dahil olduğu açlık grevi eylemleriyle yakından ilgileniyoruz. Ancak bu olay Batı ülkelerinde çok ses getirmedi. Bunun nedeni ise Batılılar Tayyip Erdoğan’ı yandaşı olarak görüyor. Yandaşı olan Erdoğan’ı zor duruma düşürmemek için bu gibi seslerin yayılmasını istemiyorlar. Geçtiğimiz günlerde HDP heyeti Tunus Parlamentosu’nda bizi ziyarete geldi. Bunun üzerine biz açlık grevi eylemcileriyle destek mesajını parlamento da yayınladık. Biz Leyla Güven’in ve açlık grevinde olan diğer tüm eylemcilerin sesinin duyulmasını istiyoruz. Böyle bir girişim olmasını istiyoruz ve HDP ile temasımız devam ediyor. Dokunulmazlığı olan bir milletvekilinin açlık grevi eylemine başvurmuş olması aklın alabileceği bir şey değil. Halkın seçtiği bir vekilin yanında herkesin yer alması lazım. Bu noktada basına büyük görev düşüyor. Konuşan ağızları kapatma, yürüyen ayaklara prangalar vurma zamanı geçti artık. İnsanlar artık konuşacak ve yürüyecekler.
‘Öcalan’sız diyalog kurulamaz’
Lübnan’lı Prof. Dr. Houda Rızk: Sayın Leyla Güven öncülüğünde başlayan açlık grevi eylemlerini yakından takip ediyoruz. Güven’in 8 kasımdan bu yana girdiği açlık grevine Erdoğan’ın cevap vermemesinin nedeni Öcalan’ın üzerinde uygulanan tecritle ilgili farklı hesaplarının olmasıdır. Bu tecride cevap vermeyi son ana bırakıyorlar. Fakat Erdoğan Kürtlerle iletişim kurmak istiyorsa bunu Öcalan üzerinden yapabilir. Bunun için Öcalan üzerinde ki şartları gözden geçirmeli ve bir an önce düzenlemeli. Ben Lübnan basınında bu açlık grevi eylemlerini gündemde tutmak için makaleler yazıyorum. Gerek Lübnan gerekse başka yerlerde biz basın yoluyla bu konuyu sürekli gündemde tutabiliriz.