Dersim’de ‘kaybolan’ üniversite öğrencisi Gülistan Doku’nun arkadaşı D.T. konuştu
Dersim’de bulunan kadın öğrenciler son süreçte iktidarın yozlaştırma, yalnızlaştırma, asimilasyon politikalarıyla yüz yüze bırakılıyor. Kent genelinde taciz ve tecavüze maruz kalan genç kadınların susmaları için tehdit edildikleri kaydedilirken, 5 Ocak’tan bu yana haber alınamayan Gülistan Doku ile beraber yaşananlar açığa çıkmaya başladı. Üniversite öğrencisi D.T., Doku şahsında genç kadınların kentte yaşadığı sorunları anlattı. D.T., Doku’nun kadın bilincine sahip olduğunu ve intihar ettiğine inanmadığını dile getirerek, bunun duygusal bir yaklaşımdan ötürü söylediği bir şey olmadığını belirtti. Doku’nun kadın katliamlarına ve kadına yönelik şiddette yüksek refleks gösteren bir kişiliğe sahip olduğunu dile getiren D.T., “Bırakın intihar etmeyi, kendine zarar vermeyi aklından dahi geçirecek biri değildi ama bilinçli bir şekilde algılar intihara çekiliyor. Gülistan’ın intihar ettiğini düşünmemizi istiyorlar. Gizlemek ve örtbas etmek istedikleri şeyler var. Biz bunların farkındayız. Kaldı ki, suda olan bir insan 2 ayda nasıl bulunamıyor? Neden ısrarla sadece suda aranıyor? Neden başka ihtimalleri de göz önünde bulundurmuyorlar? Çünkü zaten amaçları insanların başka bir ihtimali düşünmemesi” diye belirtti.
‘Pertek olayının üstü kapatıldı’
Kentte son aylarda çok fazla olay yaşandığını aktaran D.T., tüm olaylarda uzman çavuş isimlerinin geçtiğini vurguladı. Bunun bilinçli bir politika olarak yürütüldüğünü kaydeden D.T., “Sudan ne çantası, ne ayakkabısı, ne ona ait bir eşya hiçbir şey çıkmadı. Gülistan da diğer kadınlar gibi katledildi ve bunun üstünü kapatmaya çalışıyorlar. Pertek’te istismara ve tacize maruz kalan çocuklar oldu, yine Dersim merkezde genç bir kadın birkaç uzman çavuşun tecavüzüne maruz kaldı ve üstü kapatıldı. Pertek’teki olayın üstü kapatıldı. Kimsenin bu konuları konuşmasına, tartışmasına, gündemleştirmesine izin verilmiyor. Özellikle Kürt ve Alevi kadınları üzerinden yürütülüyor bu politikalar. Üniversite’de genç kadınlar psikolojik baskıya, tacize, tecavüze maruz kalıyor” diye konuştu.
Ekonomik açıdan sıkıntıları olan genç kadınların özel olarak seçildiğini kaydeden D.T., yoksulluk üzerinden genç kadınların bağımlı kılınmaya çalışıldığını vurguladı. D.T., üniversitede ve Dersim’de bunları yaşayan yüzlerce kadının olduğuna dikkat çekerek, “Sesini çıkaramayan kadınlar var çünkü tehdit ediliyorlar. Gidip şikayetçi olmak istiyorlar ama aileleri duyacak diye çekiniyorlar. Tacizciler de bu durumdan faydalanıyor. Susmaları için tehdit ediliyorlar. Bunu bilen bazı hocalar, üniversite veya yurt sorumluları da emniyetten aldıkları para karşılığı bu duruma sessiz kalıyorlar. Tüm bunlar herkes tarafından biliniyor ama kimse konuşmuyor. Biz bu kadar kirli şeylerin yaşandığını bildiğimiz için Gülistan’ın intihar ettiğine değil, katledildiğine inanıyoruz” dedi.
‘Hoca baskı yapıyordu’
Gülistan Doku’nun hocası ile sorunlar yaşadığına değinen D.T., şöyle dedi: “Üniversitede bir hoca, geç kalan öğrencilerden her geç kaldıklarında 5 lira istiyordu. Gülistan birkaç kere buna karşı çıktı. Sınıfta durumu iyi olmayan öğrencilerin olduğunu ve bu 5 lirayı veremeyeceklerini söyledi ama hoca bundan vazgeçmedi. Ardından Gülistan ve birkaç öğrenci dilekçe yazarak bu durumu rektörlüğe taşıdılar. Dilekçe olayından sonra hoca Gülistan’ı baskıya ve tacize maruz bırakıyordu. Gülistan psikolojik olarak bu durumdan çok etkilenmişti. Derslere yoğunlaşamıyordu. Zaten yazdıkları dilekçe de kabul edilmemişti ve Rektörlük de hocadan yana tavır almıştı. Bu durumda öğrenciler arasında bir kırılmaya yol açmıştı. Biz arkadaşımızı aramaktan ve sormaktan vazgeçmeyeceğiz. Haber alıncaya dek nerede olduğunu sormaya devam edeceğiz. Birilerinin Dersim’de yaşananlara dikkat çekmesi gerekiyor. Bu durumun bir an önce sonlanması gerekiyor.”
‘Kürt kadınları özellikle seçiliyor’
Uzman çavuşların yurt önüne gelerek kadınları sözlü tacize maruz bıraktığını iddia eden D.T., şöyle konuştu: “Eskiden sadece geceleri bunu yaparlardı şimdi gündüz de yapıyorlar, çünkü kimse engel olmuyor. Ne vali ne emniyet bunun önüne geçmiyor. Atatürk Mahallesi’nde bulunan birçok cafe uzman çavuşlara hizmet ediyor. Oraya giden genç kadınlar, cafede bulunan polis ve uzman çavuşlar tarafından düşürülmeye çalışılıyor. Bölgeden gelen Kürt kadınları özellikle seçiliyor ve hedef haline geliyor. Uzman çavuşlar burada beraber oldukları kadınlara ‘doğuda erkeklerini gözaltına alıp, işkence yapıyoruz, burada da kadınlarına tecavüz ediyoruz’ söylemlerinde bulunuyorlar. Kürt kadınları üzerinden özel savaş politikaları yürütülüyor. Bunu birebir yaşayan arkadaşlarımızın ağzından duyuyoruz. Bu sistematik bir hal aldı ve bunun farkında olmamıza rağmen bir şey yapamıyoruz çünkü farkında olmamız yetmiyor. Elimizde buna dair ne bir delil ne de bulgu var. Bunu yaşayan kadınlar da davacı olmaktan çekiniyor ve genellikle yaşadıklarından kaçmayı tercih ediyor.”
Beritan Canözer/Dersim-Jinnews