Diyarbakır’da JİTEM tarafından infaz edilen Kürt yazar Musa Anter aradan geçen 26 yıla rağmen unutulmadı. Kürtlerin Ape Musa’sı geride bıraktığı eserler ve ısrarlı mücadelesi ile hatırlarda yer tutuyor
Resmi kayıtlara göre 1920’de Mardin’in Ziwinge (Eskimağara) köyünde gözlerini açan Musa Anter, mücadele dolu hayatıyla önemli bir yer edindi. Çiftçilik ve hayvancılıkla uğraşan bir ailenin çocuğu olan Anter’in annesi Fesla Hanım bölgenin ilk kadın muhtarlarından biriydi. Fesla Hanım, adadığı bir adaktan ötürü ismini Şeymuh olarak koyduysa da daha sonra ismini Musa olarak değiştirir. Ape Musa başarılı bir öğrenciydi, Türkçe’yi hızlıca öğrenip köye gidip gelenlere tercümanlık yapmaya başladı. Ortaokulu Mardin’de yatılı olarak bitiren Ape Musa, lise için sınava girerek Adana’da yatılı bir okulu kazandı. Liseyi Adana’da bitiren Anter, İstanbul’a gelerek İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne kaydını yapar. Burada 2 yıl kalan Apê Musa, üçüncü sınıftayken bölümünden ayrılır. Üniversite yıllarında Kürt özgürlük mücadelesiyle tanışan Ape Musa, Şark Postası ve Dicle Kaynağı’nda yazılar yazmaya başlar. 1944’te ise Ayşe Hanım’la evlenir. Çiftin 1945’te büyük oğlu Anter, 1948’de kızı Rahşan ve 1950’de küçük oğlu Dicle dünyaya geldi.
Qımıl şiiri
1956 yılında Gelibolu’da yedek subay olarak askerlik yapan Anter, ardından Diyarbakır’a döner. Canip Yıldırım ve Yusuf Azizoğlu ile birlikte İleri Yurt gazetesini çıkararak burada da yazmayı sürdürür. İleri Yurt gazetesinde Kürtçe olarak yazdığı Qımıl şiiriyle Türkiye’nin gündemine damga vurur ve hakkında dava açılır. Anter, Qımıl şiiri nedeniyle yargılandığı mahkemede ders niteliğinde cevaplar verir. Hakim “Ne diye Kürtçe yazıyorsunuz?” sorusuna Musa Anter, “İstanbul’da Yahudiler, Rumlar ve Ermeniler gazete çıkarıyor. Ayrıca İngilizce ve Fransızca da gazeteler çıkıyor. Ben Kürtçe yazıyorum diye ne olacak?” yanıtı verir. Yargıç, “Efendim, onlar azınlık” diye cevap verir. Bunun üzerine Musa Anter şöyle der: “Yani bir memlekette azınlık, çoğunluktan daha mı üstündür? Eğer bir azınlık kadar hakkım yoksa ben böyle çoğunluğu ne yapayım? Lütfen karar verin ve beni de azınlık kabul edin!”
TİP adaylığı
1959 senesinde Diyarbakır’da yakalanarak İstanbul’a getirilen Ape Musa cezaevinde, Birina Reş tiyatro eserini ve Kürtçe-Türkçe, Türkçe- Kürtçe sözlük yazar. 12 Mayıs Darbesi’nden sonra aftan yararlanarak serbest kalan Anter, cezaevinden çıktıktan sonra Deng dergisini Medet Serhat ve Ergün Koyuncu ile beraber çıkarır. Deng de kısa bir süre sonra kapatılınca Ape Musa tekrar yargılanır. Daha sonra Barış Dünyası ve Yön’de yazmaya başlar ve Haziran 1963’de tekrar cezaevine giren Anter için bu sefer de 23’ler davası başlar. Mamak, Sultanahmet ve Balmumcu cezaevlerinde tutuklu kalır. Cezaevi çıktıktan sonra Türkiye İşçi Partisi’nde göreve başlar ve 1965 seçimlerinde Mardin’den aday olur. Ama son anda gerçekleşen aday değişikliği yüzünden bağımsız olarak seçimlere girer.
Ömrünün 11 yılı
12 Mart 1971’de tekrar cezaevine giren Ape Musa, Seyrantepe Askeri Cezaevi’nde 3 yıl kalır. 12 Eylül 1980’de ‘Kürtçülük’ propagandası yapmaktan tutuklanıp Nusaybin cezaevine kondu. Kısa bir süre sonra tekrar çıkan Ape Musa yazım hayatına tekrardan 1985 senesinde başladı. Anter toplamda 11 yıl hapislik hayatı yaşadı.
Kalemi yerde kalmaz…
20 Eylül 1992’de Kültür-Sanat Festivali için Diyarbakır’da olan Musa Anter, bir aileyi barıştıracakları yalanıyla kendisini otelden alan JİTEM elemanları tarafından Seyrantepe Mahallesi’nde kurşunlanarak öldürüldü. Cenazesine kitlesel katılım olmasın diye kimsenin katılmasına izin verilmedi. Bir kaç yakını tarafından Nusaybin’in Akarsu köyünde defnedildi. Faili meçhul bırakılmak istenen cinayetin davası JİTEM ana dava ile birleştirildi. Ancak ağır aksak ilerleyen davada, müdafilerin neredeyse hiçbir talebi kabul edilmedi. O öldürüldüğünde bir başka ünlü Kürt yazar Yaşar Kemal, “Musa Anter gibi öfkesiz Kürt görmedim. Onu öldürdüğü için, bağışlamıyorum bu devleti” demişti.
Etkinliklerle anılacak
Musa Anter bugün Özgür Gazeteciler İnisiyatifi ve Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu tarafından vurulduğu Seyrantepe Mahallesi’nde anılacak. Daha sonra Nusaybin’deki mezarı başında anma etkinliği düzenlenecek. Anter anısına bu yıl 26’ncısı düzenlenen Musa Anter ve Özgür Basın Şehitleri Gazetecilik Ödülleri de 22 Eylül Cumartesi günü İstanbul’da düzenlenecek törenle sahiplerine verilecek.
Tewlo, Azadiya Welat, Rewşen…
Bu yıllarda Vaka-i Name’yi kaleme alan Ape Musa, İleri Yurt, Dicle-Fırat, Barış Dünyası, Deng, Yön, Azadiya Welat, Yeni Ülke, Özgür Gündem, Rewşen ve Tewlo’da yazdı. Ayrıca 1959’da Birina Reş / Kara Yara, 1962’de Qimil / Kımıl, 1967’de Ferhenga Kurdî-Tirkî / Kürtçe- Türkçe Sözlük, 1991’de Hatıralarım I, 1992’de Hatıralarım II, 1992’de Vakayiname, 1996 Fırat Marmara’ya Akar ve 1999 yılında Çinara Min kitapları yayımlandı. 90’lı yılların başlarında kurulan Mezopotamya Kültür Merkezi ve Kürt Enstitüsü’nün kurucuları arasında da yer aldı.
İSTANBUL