Avrupa Parlamentosu’nda düzenlenen 15’inci Kürt Konferansı’nda konuşan insan hakları savunucuları, Türkiye’de “anayasasızlığın” hakim olduğunu vurgulayarak, “Hukuk yok, mutlak tecrit var” dedi.
Avrupa Parlamentosu’nda 15’inci Kürt Konferansı başladı. İki günlük konferansın paneli “Hukuk devletinden yoksun bir devlet olarak Türkiye” başlığı altında yapıldı. Panelde, insan hakları savunucusu Akın Birdal, İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, Öcalan’ın avukatı İbrahim Bilmez, Almanya’dan Avrupa Demokrasi ve İnsan Hakları İçin Hukukçular Birliği (ELDH) Genel Sekreteri Thomas Schmidt, İtalya’dan Daimi Halk Mahkemesi Genel Sekreteri Gianni Tognoni konuşmacı olarak yer aldı.
Birdal: Türkiye cezaevine döndü
Konferansın moderatörlüğünü yapan insan hakları savunucusu Akın Birdal, hem Türkiye hem de dünyadaki insan hak ihlallerine dikkat çekti. Birdal, Kürt sorununun geldiği düzeye ilişkin, “Kürt sorunu yerelde çözülecek bir sorundu, ama çözümsüzlüğü bölgesel soruna dönüştürdü. Bu da uluslararası soruna dönüştü. Zamana yayılması iyileşmesini daha da zorlaştırmaktadır” dedi.
Dünyadaki hak ihlallerine dair açlık, savaş ve faşist iktidarlardan örnekler veren Birdal, “Dünyanın şirazesi çıktı” dedi. Türkiye için ise “Cezaevine dönüştü” diyen Birdal, 264 bin tutuklunun cezaevlerinde olduğunu hatırlattı.
Yoleri: 80’lerdeki işkence aletleri
İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, Türkiye’deki hak ihlallerini anlattı. Yoleri, Türkiye’de işkencenin her zaman olduğunu ama bunun son yıllarda farklı boyutlara ulaştığını belirtti. ”Sanki 80’lerdeki klasik işkence aletlerini saklamışlar ve yeniden kullanmaya başlamışlar gibi anlatımlarla karşılaştık” ifadesini kullanan Yoleri, Türkiye’de sokaktaki herkesin işkenceye maruz kalma riskinin olduğunu söyledi.
Kadın cinayetleri ve çocuk işçiler
Yoleri, kadın cinayetlerine de dikkat çekerek, cinayetlerde de önemli bir artış görüldüğünü kaydetti. Bundan hükümet politikalarının rolünün olduğunu söyleyen Yoleri, ayrıca Türkiye’de 2 milyon çalışan çocuğun olduğunu ve büyük çoğunluğunun kayıt dışı olduğunu kaydetti. Yoleri, bunların yüzde 53’ünün hiç eğitime erişemediğini belirterek, Türkiye’nin Avrupa’da çocuk yoksulluğu konusunda en arka sırada yer aldığını dile getirdi.
‘Anayasasızlık hakim’
Yoleri, çocuk evlilikleri, cezaevlerindeki çocuklar ve mülteci sorunu gibi çok sayıda sorun olduğunu da vurgulayarak, hükümetin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) verdiği Selahattin Demirtaş kararına işaret ederek, “Türkiye’de ciddi bir anayasasızlık hakim” dedi. Türkiye’nin hukuk dışına çıktığını belirten Yoleri, hukuksuz tutuklamalar, Cumartesi Anneleri’nin eylemlerinin yasaklanması, ifade ve basın özgürlüğüne yönelik baskılar, tutuklu gazeteciler ve gözaltı süreleri gibi bir dizi sorun sıraladı.
260 bin tutuklu
İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, “Zulme karşı direnmek her zaman haktır” diyerek sözlerine başladı. Türkdoğan, cezaevlerindeki duruma ilişkin bilgi verdi. Cezaevlerinde 211 bin kişilik yer olduğunu ama 260 bin kişinin tutuklu olduğunu ve birçok cezaevinde tutukluların uyumak için sıra beklediğini aktaran Türkdoğan, her an cezaevine girme riski olan denetimli serbestlikten yararlananlara dikkat çekti. Toplamda 800 bin dolayında kişinin özgürlüğünün kısıtlandığını belirten Türkdoğan, “Bu da çok ciddi bir otoriter yönetim olduğunu gösteriyor” dedi.
‘Türkiye, kanunlarına uymuyor’
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın durumuna da dikkat çeken Türkdoğan, Öcalan’a yönelik uygulamanın tecridi aşan bir durum olduğunu söyledi. Türkdoğan, İmralı’da uygulanan tecridin Türkiye’nin geneline yayıldığını belirtti ve şöyle dedi: “Türkiye kendi kanunlarını uygulamıyor, mahkemeler buna seyirci kalıyor (…) kanun devleti olma vasfı kalmadı, anayasasızlık denilen durum bu. Bir ülke kendi kanunlarını da uygulamıyorsa, orada ciddi bir keyfi uygulama vardır. İnsan hakları araçsallaştı” dedi.
DTK Eşbaşkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in Öcalan üzerindeki tecridin sona ermesi için başlattığı açlık grevine de değinen Türkdoğan, “Bir ülke sadece kendi kanununu uygulamadığı için bir milletvekili açlık grevi yapıyorsa gerçekten söylenecek bir şey yoktur” dedi.
Türkdoğan, İşkenceyi Önleme Komitesi’nin (CPT) neden İmralı’ya gitmediğini sorarak, “Sorunu en ağır olduğu yere dikkat çekmek zorundayız. Eğer İmralı’daki sorun çözülemezse, diğer cezaevlerindeki sorunların çözüleceğine inanmıyorum” diye konuştu.
Bilmez: İmralı’da mutlak tecrit var
Panelin ikinci moderatörü avukat Heike Geisweid, bir sonraki sözü Asrın Hukuk Bürosu’ndan Öcalan’ın avukatı İbrahim Bilmez’e verdi. Bilmez, İmralı’da her şeyin daha kötüye gittiğini belirterek, “Türkiye artık bir hukuk devleti değil, bir kanun devleti de değil” dedi. Bütün yaşananların Öcalan’a yaklaşımla bağlantısı olduğunu söyleyen Bilmez, ”İmralı’daki hukuksuzluklar 99’daki komployla başladı” ifadesini kullandı.
Bilmez, ne Öcalan’ın yakalanma koşulları ne de kurulan mahkemelerin adil ve hukuki olduğunu belirtti. “Şu anda İmralı’da her şey daha kötü” diyen Bilmez, Öcalan’ın yıllardır hiç kimseyle görüştürülmediğini belirtti. Bilmez, “İmralı’da mutlak bir tecrit var” diyerek hiçbir iletişim kanalının olmadığını söyledi. Bilmez, “İmralı’da hukuk yok, hukuksuzluk var” dedi.
‘Eleştiri zamanında yapılmalı’
Avukat Bilmez, Avrupa kurumlarının daha cesur davranmasını isteyerek, “Türkiye’ye eleştiri yapılacaksa, zamanında yapılmalı. Yoksa AKP ve liderinin inşa etmek istediği sistemi inşa ettikten sonra söylenecek sözlerin bir anlamı kalmayacak” dedi.
HABER MERKEZİ