Antarktika’da hava 21 derecelere ulaştı. 2048 yılına kadar maden, petrol ve doğalgaz aramaları yasak olan bölge için yağmalama adımları hızlanırken, Türkiye de bölgede alan kapma hesabında
Türkiye’nin Antarktika’ya düzenlediği ‘4. Bilim Seferi’ kapsamında yola çıkan ekibin, geçici ‘Türk Bilim Üssü’nün bulunduğu Horseshoe Adası’na ulaştığı bildirildi. Sefer Lideri Prof. Dr. Ersan Başar, zorlu koşullar altında gerçekleşen seyahatin ardından kıtaya ayak bastıklarını ve ‘bilimsel’ faaliyetlerin başladığını söyledi. Başar yaptığı açıklamada, “Horseshoe Adası’nda iki adet GNSS istasyonu kuracağız” dedi. Türkiye, kurduğu geçici üsle Antarktika’daki araştırmalarını bir üst seviyeye çıkarmayı ve danışman ülke statüsüne geçmeyi hedeflediği belirtiliyor.
Hedef petrol ve maden!
2013’te Ulaştırma Bakanı olan Binali Yıldırım’ın bürokratlarına verdiği talimatta amacın maden, petrol ve doğalgaz yatakları olduğunu söylediği basına yansımıştı. Güvenlik Bilimleri Üniversitesi’den (Polis Akademisi) Prof. Dr. Kemal Başlar, “Dünyanın 17. büyük ekonomisi olmanın gerekleri, küresel bir güç olarak Türkiye ve prestij arayışları, Antarktika maden ve petrol rezervlerinin işletmeye açılma olasılığı” üzerine yazılar kaleme almıştı. Antarktika’da, 29 ülkeye ait 101 yerleşik üs var. Yazın kıtadaki toplam araştırmacı sayısı 5 binlere ulaşırken, kışın ise bu sayı bin 100’ün altına düşüyor.
Antarktika Antlaşması
Antraktika Antlaşması’yla, ‘yeraltı ve yer üstü kaynakları’ 2048’e kadar koruma altında yani o tarihe kadar yağmalamak yasak. Antarktika kıtası için 29 ülke karar verici durumda iken Türkiye’nin de içinde bulunduğu 24 ülke ise gözlemci statüsünde. 1961’de yapılan anlaşmaya göre, Antarktika kıtasının geleceğinde söz sahibi olmak ve ilgili kararlarda oy hakkı elde edebilmek için kıtada bilimsel araştırmaların yapılması gerekiyor. 1988 yılında anlaşmayı imzalayan ve karar vericiler içinde olmak isteyen Türkiye bölgede üs kurdu. Kıtada üs kuran tüm ülkelerin başlıca amacının petrol, gaz ve maden olduğu ve tamamının yağmacı anlayışla 2048’i bekledikleri bilinirken, küresel ısınma nedeniyle bölgede hava sıcaklıklarının kış ortasında 21 dereceleri görmesi buzulların 2048 yılını bulmadan çok daha önce eriyeceğini gösteriyor.
Dünyanın kaderi buzullara bağlı
Harvard jeofizikçilerinden Jerry Mitrovica, Antarktika’nın iklim değişikliğinin sıfır noktası haline geldiğini belirttiğini hatırlamak gerekiyor. Antarktika sıcak bir okyanus içerisinde yer aldığı için ısınma dünya ortalamasından yüksek. Geçtiğimiz 50 yılda 3 santigrat derecelik artış görüldü. Britanya Antarktik Araştırmaları’ndan Peter Convey, Robert adındaki adada kalıcı kar ve buzulların hâlâ bulunduğunu fakat artık az olduklarını söylüyor. Bitki biyoloğu Angelica Casanova, 1995’te adaya geldiğinden beri fazla değişiklik olduğunu söylüyor. Isınan su buzu alttan eritmeye başlıyor ve buz suya karıştığında buzulların üst kısmı da suya düşüyor ve erimeye başlıyor. Dünyanın kaderi ise buzulların erimemesine bağlı.
Penguen nesli tükeniyor
Güney kutbunda yaşayan penguen türleri küresel ısınma yüzünden yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Doğal Hayatı Koruma Vakfı’nın (WWF) açıklamasında, Antarktika’da başlıca dört penguen türünün yaşadığı, iklimin ısınması yüzünden bu hayvanların neslinin tükenme riskinin ortaya çıktığı belirtildi. Dört tür arasındaki “Adelie” penguenlerinin nüfusunun şimdiden yüzde 65 azaldığına işaret edildi. Diğer penguen türlerinin sayısı da yüzde 30 ila 60 arasında azalma yaşandığı belirtildi. Kıtada üs kurmak isteyen ülkelerin politikaları penguenlerin soyunu tüketecek hızda artıyor.
EKOLOJİ SERVİSİ