Cumartesi Anneleri’ne karşı TOMA’ları ve çevik kuvvetleri seferber eden hükümet, HDP önünde oturan ailelere hizmet etmek için ise seferber oldu. Yandaş medya ise daha aileler gelmeden olay yerinde peyda oluyor
Kayıp yakınlarının eylemini yasaklayan, anneleri yerlerde sürükleyen ve bir annenin cansız bedenini 7 gün sokakta bekleten devletin kurumları var gücüyle HDP binası önünde oturma eylemi yapanları hem yönlendiriyor hem de destek veriyor. Diyarbakır’da 70 yaşındaki Hacire Akar, 21 yaşındaki oğlu Mehmet Akar’ın dağa kaçırıldığı iddiasıyla 22 Ağustos’ta Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’ne giderek kayıp müracaatında bulundu. Yaptığı müracaat ardından HDP Diyarbakır il binasına giden anne Akar, oğlunun parti binasına girdikten sonra bir daha çıkmadığını ve buradan dağa kaçırıldığını iddia ederek, HDP’lileri suçladı ve oturma eylemine başladı. 23 Ağustos’ta ise dağa kaçırıldığı iddia edilen Mehmet Akar, Mezopotamya Ajansı’na (MA) ulaşarak, hakkındaki iddiaların yalan olduğunu ve ailesi tarafından zorla evlendirilmek istenmesi üzerine evden kaçtığını söyledi.
Mehmet Akar’ın Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğü’ne giderek ifade vermesi ardından, annesi Akar il binası önündeki eylemini sonlandırdı. Bu eylemin ardından S. Çetinkaya’dan haber alamayan Fevziye Çetinkaya ve eşi Şahap Çetinkaya ile 4 yıl önce oğlu Azat Akkoyun’un dağa gönderildiğini iddia eden Remziye Akkoyun, 2 Ağustos’ta HDP Diyarbakır il binası önünde oturma eylemi başlattı. Bu eyleme Dersim’in Pülümür ilçesinde 2 Ekim 2015’te askerlik yaptığı sırada, HPG’liler tarafından alıkonulan Müslüm Altıntaş’ın ailesi, Diyarbakır’ın Lice ilçesinde 24 Temmuz 2015’te HPG’liler tarafından alıkonulan Vedat Kaya’nın ailesi ve Diyarbakır’ın Lice ilçesinde 28 Temmuz 2015’de HPG’liler tarafından alıkonulan Sedat Yabalık’ın ailesi de katıldı.
24 Temmuz 2015’ten bu yana valilik kararlarıyla veya OHAL kapsamında alınan kararlar gerekçesiyle bütün eylem ve etkinliklerin yasaklandığı kentte, HDP’lilerin bile açıklama yapamadığı partinin il binasının önünde ailelerin oturma eylemi gerçekleştirmesine izin verilmesi dikkat çekiyor. Bunun yanı sıra aileleri sabah saatlerinde araçlarıyla alarak parti binasına getiren polis, ailelerin yemek ihtiyaçlarını da karşılıyor.
Devletin yaklaşımı
1990’lı yıllarda JİTEM tarafından kaçırılan ve bir daha haber alınamayan, gözaltında kaybedilen kayıpların akıbetini sormak ve faillerin yargılanması için her hafta eylem gerçekleştiren Cumartesi Anneleri ve kayıp yakınları, OHAL kapsamında engellenmeye başlandı. OHAL’in kaldırıldığı 20 Temmuz 2018’den sonra eylemlerine devam eden Cumartesi Anneleri ve kayıp yakınları, Eylül 2018 ile birlikte bu kez “Süper Vali” yetkileri kapsamında alınan yasaklama kararlarıyla engellenmeye başlandı. Bu engellemeler sırasında Ağustos 2018’de Galatasaray Meydanı’nda, 1995 yılında 30 yaşındayken gözaltında kaybedilen Hasan Ocak’ın annesi Emine Ocak ve diğer annelerin yerlerde sürüklenmesi, devletin Kürt anasına yaklaşımını ortaya koymuştu. PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle başlatılan açlık grevi eylemleri üzerine çocuklarının taleplerinin karşılanması için eylem yapan annelerin yerlerde sürüklenmesi, darp edilmesi, ırkçı ve cinsiyetçi küfürlere maruz kalması da devletin “Acılı annelere” yaklaşımının bir diğer göstergesi olmuştu.
Devlet medyası
Devletin yaklaşımı böyleyken, HDP il binası önünde devletin resmi ajansı Anadolu Ajansı (AA) öncülüğünde kamp kuruldu. İktidar medyasının, sokağa çıkma yasakları sırasında öldürülerek, cenazesi 7 gün boyunca sokak ortasında bekletilen Taybet İnan’ı, yıllardır çocuklarının akıbetini soran Cumartesi Anneleri ve kayıp yakınlarına yönelik müdahaleler, açlık grevi eylemleri sırasında çocuklarının taleplerinin karşılanması için yaptıkları eylemler sırasında yerlerde sürüklenmesini görmemesi; çocuklarının dağa gönderildiği iddiasıyla HDP il binası önünde oturma eylemi gerçekleştiren anneleri manşetlerine taşıması dikkat çekiyor.
DİYARBAKIR