Karaburun’da batan mülteci teknesinde yaşamını yitiren 34 kişi arasından kurtulan tek kişi olan Mıhabet İsmael, tekne batınca oğluyla uzun süre denizde kaldıklarını belirterek, ”Oğlum, ‘anne korkuyorum, öleceğiz’ diyordu. Gözlerimin önünde öldü. Çok bağırdık, çok seslendik ama bizi duyan olmadı” dedi.
İzmir’in Karaburan ilçesi açıklarında 10 Ekim’de mültecileri taşıyan teknenin batması sonrasında başlatılan arama kurtarma çalışmalarında 8 kişinin cenazesine ulaşılırken, 26 kişinin ise kayıp olduğu açıklanmıştı. Aynı olayda 28 saat denizde kaldıktan sonra kendi çabalarıyla kurtulan Iraklı mülteci kadın Mıhabat İsmael, eşi ve 5 çocuğunu kaybetti. İzmir Adli Tıp Kurumu’na getirilen 4 Iraklının kimlik tespiti için yakınları DNA örneği verdi. Eşi ve en büyük oğlunun cenazesini tespit eden Mıhabat İsmael, 2 Iraklının daha cenazesinin tespitinin ardından cenazelerini karayolu ile ülkelerine götürülüp defnedileceklerini söyledi. ATK’de bulunan diğer 4 cenazenin ise Afgan ve Pakistanlı olduğu öğrenildi.
Denizde 28 saat
Cenaze teşhisinden sonra konuşan Mıhabat İsmael, yaşadıklarını anlattı. Irak’tan başlayıp ölümle biten yolculuklarında 5 çocuğu ve eşini kaybettiğini belirten İsmael, güçlükle kendini ifade edebildi. İsmael, ailesiyle birlikte 5 Ekim tarihinde Irak’tan önce İstanbul’a ardından Yunan adasına geçebilmek için Foça’ya geldiklerini aktardı. Tekneyle 8 Ekim’de Foça’dan denize açıldıklarını ve 35 kişinin aynı teknede olduğunu kaydetti. İsmael, “Bugün eşimin ve oğlumun cenazelerini hemen tanıdım. Allah mekanlarını cennet eylesin. Çok büyük bir acı yaşıyorum. Ben her şeyi gördüm, tekne batarken biz 8 kişi fırladık denizin içinde kaldık. Aynı yerde suyun içinde uzun süre o 8 kişi ile kaldım. Çoğunluğu zaten çocuklardan oluşuyordu. Hepsi gözlerimin önünde öldü, ben hala nasıl yaşıyorum bilmiyorum. Bir şeylere tutunarak 28 saat denizin içinde kaldım. Kimse beni kurtarmadı kendi çabalarımla denizden kurtuldum ve polise gidip haber verdim. Saat on gibi sudan çıktım, önce birkaç evin kapısını çaldım açmadılar. Sonra yola çıktım öyle polise rast geldim. Onlara anlattım, bir komiser Kürtçe biliyordu ona anlattım. Ondan sonra olay yerine gittiler.
‘Anne korkuyorum, öleceğiz’
İsmael, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir oğlum tek benim yanımdaydı denizde. Zaten tekne batarken, rüzgar olduğu için herkes içerdeydi. Ben bir oğlum ve birkaç kişi dışarıdaydık. Tekne batınca biz denizin üstünde kaldık, diğerleri tekne ile denize battılar. Benimle kalan oğlum, sürekli ‘anne korkuyorum, öleceğiz’ diyordu. Gözlerimin önünde öldü. Çok bağırdık, çok seslendik denizin içindeyken ama bizi duyan olmadı. O an herkes ölmüştü, kurtulacağımız hiç düşünmedim. Yüzmede bilmiyordum sadece dalgalar beni kıyıya sürükledi ve kurtuldum.
Bu acıyı nasıl unutabilirim. Teknede 11 çocuk vardı, şimdi hepsi kayıptır. 3’ü de kadındık. Kandırdılar bizi, tekneyi süren hiçbir şeyi bilmiyordu. Bizden parayı ilk alan zaten o kandırdı. Benim tek umudum artık geriye kalan cenazeleri almaktır. Eşim çocukları için bir şeyler yapmak, daha iyi bir hayat istiyordu. O yüzden biz de kalktık bu yolculuğa çıktık. Şuan ailemden kimse kalmadı geriye, ben de Irak’a dönüp hayata tutunmaya çalışacağım. Akrabalarım yardımcı olacak.”
Kaynak: MA