Erdoğan’ın muhalefetin içine elini atarak herkesi yönlendirme ve ‘umut yaratma’ çabası, daha ilk gününde Amed mitingi sonrasındaki söylemlerle açığa çıktı. PKK ise ‘hayal kurmayın’ uyarısı yaptı
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin yeni yasama yılının başladığı 1 Ekim günü TBMM Genel Kurul Salonu’na girdiğinde DEM Partili milletvekillerinin elini sıkması ve AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “İçeride barışın tesisi önem kazanıyor” gibi sözleri Kürt sorunu için yeni bir sürecin başlamakta olduğu spekülasyonlarını yaratırken, bu sözlerin üzerinden daha üç gün geçmeden tehdit dili yeniden gündeme geldi.
Pazartesi günü kabine toplantısı sonrası basın açıklaması yapan Erdoğan, Türkiye’nin sınırlarının hemen ötesinde her gün yeni bir çatışma patlak verirken siyaset kurumunun eski alışkanlıklarla yoluna devam etmesinin mümkün olmadığını söyledi ama bu arada Amed’de engellere rağmen yapılan “Özgürlük Mitingi”ni kastederek, Kürtlere “Aklını başına alma” çağrısı yaptı. Böylece, önceki hafta Türkiye’ye yönelik bir İsrail saldırısı kurgusu üzerinden yapılan “İç cephemizi tahkim etme” çağrısının gerçek anlamının “muhalefeti bir kez daha Yenikapı hizasına davet etme” olduğu açığa çıktı.
Yine tehdit geldi
Aynı gün 109. Dönem Kaymakamlık Kursu Kura Töreni’nde konuşan Erdoğan, son süreçte Kürtçeye yönelik ağır baskı ve halay/düğün yasaklarını görmezlikten gelerek, “Sırf anasının dilin konuştuğu için milyonlarca vatandaşımız haksızlığa ve hukuksuzluğa maruz bırakıldı” ifadelerini kullandı. Kabine toplantısı sonrasında ise aynı Erdoğan, Amed’de Valilik yasağına rağmen PKK Lideri Abdullah Öcalan’a özgürlük şiarıyla bir araya gelen DEM Partilileri kastederek, “Dün bazı illerimizde ortaya çıkan son derece kışkırtıcı terörü ve şiddeti öven sahneleri de kesinlikle tasvip etmiyoruz. Terörle ve şiddetle arasına mesafe koyması beklenenlerin tam tersine terör diline sarılması samimiyetsizliğin işaretidir” dedi. Erdoğan, “Uzatılan elin sıkıca tutulmak yerine kopartılmaya çalışılmasına biz izin vermeyiz. Bölgemizde bunca ateş varken, bu ateş her geçen gün ülkemize yaklaşırken herkes aklını başına almalıdır” ifadesini kullandı.
Bahçeli: Masa yok!
Partisinin dünkü grup toplantısında konuşan Bahçeli de, “Uzattığım el, Türkiye’de birleşelim, Türk milletinde kenetlenelim tebliğidir” diyerek Kürtlere ‘Türk olma’ çağrısı yaparken, İmralı’da mutlak tecrit altında tutulan ve 43 aydır kendisinden haber alınamayan PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın ismini anmayarak, “örgütü tasfiye et” çağrısı yaptı. Bahçeli, “Buyursun terörün bittiğini, örgütünün tasfiye edileceğini tek taraflı ilan etsin. Devletin terörle masaya oturmasını hiç kimse beklemesin” dedi.
‘Kimse hayal kurmasın’
Bir yanda iktidar ortakları böyle spekülatif açıklamalar yaparken, diğer yanda ise konunun muhataplarından biri olan PKK cephesinden “kimse hayal kurmasın” uyarısı geldi. Yeni Özgür Politika gazetesine konuşan PKK Yürütme Kurulu Üyesi Murat Karayılan, “DEM Parti’ye verilen merhabaya o kadar anlam yüklememek, büyütmemek gerekiyor. Hatta bazı kişiler ‘acaba yeni bir süreç mi başlayacak?’ diyor. Böyle bir şey yoktur. Kimse böyle hayaller kurmamalıdır. Onlar hala her gün Kürtleri öldürüyor. Savaş var, Önder Apo üzerinde tecrit var. Tayyip Erdoğan muhalefete ayar vermek, kendine göre dizayn etmek istiyor. Hatta elini onların içine kadar uzatarak oynamak istiyor; tereddüde sürüklemek istiyor” dedi.
‘Bir emare yok’
Dün Yeni Özgür Politika’ya konuşan DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar da, bu konudaki soruyu “Ciddi bir değişim-dönüşümü sağlayabilecek herhangi bir emare yok. Ne ekonomik ne politik ne hukuki hiçbir emare var” şeklinde yanıtladı. Uçar, halkın CHP’ye bir yol açtığını ama onların da veriler krediyi harcadığını belirtti. Uçaer, “İktidarın siyasetsizliği, Türkiye’deki seçmenleri önemli oranda CHP’ye yöneltti. Aslında bu, toplumun CHP’ye verdiği bir şanstı ve CHP’nin bu şansı değerlendirme potansiyeli günden güne azalıyor” ifadelerini kullandı.
Yasakçı yasaklara karşıymış!
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın önceki gün kendi yasak ve saldırılarını görmezden gelerek sarf ettiği “Sırf inancını özgürce yaşamak istediği için sırf anasının dilini konuştuğu için milyonlarca vatandaşımız ötekileştirildi, ötelendi, maalesef haksızlığa ve hukuksuzluğa maruz bırakıldı” sözlerine Kürtlerden yanıt geldi. MED-DER Eşbaşkanı Remzi Azizoğlu, “Doğru söylüyor ama inanan kalmadı” dedi. Erdoğan’a “Cumhurbaşkanısın, bunları uygula” çağrısı yapan Azizoğlu, “Kürtçe nedeniyle bizleri geçtiğimiz günlerde gözaltına aldılar, tutukladılar. Dil çalışması yapan kurumlarımıza saldırılar oldu. Kürtçe yazılamalar silindi. Kürt isimlere izin vermediler. Hesaplarına gelince böyle diyorlar, hesaplarına gelmeyince aksini diyorlar” diye kaydetti.
Son 7 ayda Kürtçe uyarı yazılarının silinmesinden konser yasaklarına, şarkılardan ders vermeye en az 22 engel ve yasak yaşandı. Wan, Mêrdin, Amed ve Êlih başta olmak üzere birçok kentte, yaya geçitlerine yazılan “Pêşî Peya /Önce Yaya” uyarı yazıları silindi. Birçok kentte de Kürtçe müzikler eşliğinde halay çekenler ya gözaltına alındı ya da tutuklandı. 24 Eylül’de Amed’te Mezopotamya Dil ve Kültür Araştırma Derneği (MED-DER), Payîz Pirtûk ile Anka Dil ve Sanat Eğitim Kooperatifi’ne eş zamanlı baskın düzenlendi, 30 kişi gözaltına alındı, MED-DER eski Eşbaşkanı Rıfat Ronî ise tutuklandı.
HABER MERKEZİ