Ankara-Şam diyalog sürecine dair değerlendirmeler yapan gazeteci Hediye Levent, Türkiye’nin asıl hedefinin Kürtlerin oluşturduğu yapıyı ortadan kaldırmak olduğunu belirterek, Şam’ın buna yanaşmadığını söyledi
Uluslararası güçler, DAİŞ tehdidinin başladığı 2014 yılından itibaren, radikal İslamcı tehdidin Suriye’de yaratacağı kalıcı istikrarsızlık potansiyeli nedeniyle 2011’de başlattıkları Esadsız bir Suriye planını erteledi. Ancak Kuzey ve Doğu Suriye’de Kürtleri kendine tehdit gören Türkiye, organize ettiği silahlı gruplarla Suriye’ye müdahalesini sürdürdü. Vekil güçlerin yetersiz kaldığı durumda bizzat, kendi ordusu ile Suriye topraklarına girdi.
Girdiği topraklarda paramilter grupları koruma kalkanı sağlayan Türkiye, İdlip’te de DAİŞ’ten ayrılan radikal İslamcı grubu da himayesine aldı. Uluslararası güçlerin “Esadsız” Suriye politikasını askıya aldığı dönemde, Türkiye de Suriye’deki politikasını “Kürtsüz Suriye”yi tek hedef haline getirdi. Hatta uluslararası güçlerin bu politik değişikliğe gitmeden Türkiye’nin DAİŞ’in Kuzey ve Doğu Suriye’ye saldırısıyla bugünkü politikasının temelini attığını tespitleri de mevcut.
Türkiye’nin Suriye savaşının getirdiği maliyet, silahlı grupların kendisi için oluşturacağı tehdit, BM’nin Türkiye’nin Suriye’de bulunması işgal olarak değerlendirmesi, mülteci sorunu ve Kürtlerin kurduğu statünün varlığının sonlandırılamaması Türkiye’yi yeni arayışlara itiyor. Bu politikanın sinyali uzun süredir ülkelerin istihbarat örgütleri tarafından görüşmeleri yürütülürken, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, önce Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’la görüşebileceklerini mesajı verdi, ardından bunun için “Her an davetimiz olabilir” açıklaması yaptı.
Erdoğan’ın bu dönüşümünün nedenlerini Suriye ve Türkiye ilişkilerini yakından takip eden gazeteci Hediye Levent değerlendirdi.
‘Şam’ı Kürtlere karcı birlikte hareket etmeye ikna etmeye çalışıyor’
Türkiye’nin birkaç yıldır Suriye politikasını değiştirme eğilimi gösterdiğini ifade eden Levent, mevcut koşullarda “bu yönde bir normalleşmenin zor olduğunu” söyledi. Bu zorluğun nedenlerinden birinin TSK’nın Suriye’de fiilen bulunması ve Suriye’deki silahlı grupları desteklemesi olduğunun kaydeden Levent, “Şam, Türkiye’ye açıkça şunu diyor: ‘Normalleşme istiyorsanız TSK’yı Suriye’nin kuzeyinden çekin. Ayrıca silahlı gruplara verdiğiniz desteği de kesin’ diyor” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin Şam’ın şartlarını kabule yanaşmadığının altını çizen Levent, Ankara’nın Kuzey ve Doğu Suriye’deki Kürtlerin oluşturduğu siyasi ve askeri yapıyı kendine tehdit gördüğünü, bundan dolayı da Suriye’den çıkmak istemediği gibi Şam’ı Kürtlere karşı birlikte hareket etmeye ikna etmeye çalıştığını vurguladı. Şam hükümetinin ise bu öneriye şimdilik yanaşmadığını kaydeden Levent, dolayısıyla mevcut koşullarda Suriye’yle bir normalleşme sürecinin pek olası olmadığını değerlendirdi.
‘Müslüman Kardeşler’in güçten düşmesi politikayı değiştirdi’
Normalleşme için Ankara’nın Şam’a taviz vermesi gerektiğini ifade eden Levent, Erdoğan’ı Esad’la görüşmeye iten nedenler olduğunu vurgulayarak, “Bu nedenlerden bir tanesi, Arap ayaklanması döneminde Türkiye ağırlıklı olarak Müslüman Kardeşlere destek vererek o bölgede nüfuzunu genişletmeye çalışıyordu. Elbette ki Suriye’deki vekâlet savaşı başında Türkiye’yle birlikte hareket eden çok sayıda ülke vardı. Yani Amerika, Suudi Arabistan’da bu ülkelerin içinde yer alıyordu. Ancak yıllar içinde Arap ayaklanmasının ciddi göç akınlarına sebep olması, bölgede ekonomik krizleri tetiklemesi ve İŞİD benzeri radikal örgütlerin işi hızlandırmasıyla Suriye’deki vekalet savaşına dahil olan ülkeler, yavaş yavaş çekilmeye başladı. Müslüman Kardeşler’in de hızlı bir şekilde güçten düşmesi de Türkiye’nin bu politikayı değiştirmesindeki etken oldu diyebiliriz” diye konuştu.
‘Sığınmacıların bir kısmını geri göndermek istiyor’
Körfez ülkelerinden Suriye’ye oradan da Avrupa’ya uzanacak ticaret yollarının Türkiye’nin politika değişikliğine gitmesinin başka bir neden olduğunu ifade eden Levent, “Bu çerçevede Suriye’de asgari düzeyde de olsa bir istikrarın sağlanması gerekiyor” dedi.
Bu değişikliğin başka bir sebebin de sayıları 4 milyonu bulan Suriyeli sığınmacılar meselesi olduğunun altını çizen Levent, “Artık AKP tabanında da tepkiler var. Bu nedenle Ankara Şam ile uzlaşarak, sığınmacıların bir kısmını geri göndermek istiyor” ifadesini kullandı.
‘Silahlı grupların maliyeti artıyor’
Şimdiye kadar sıraladığı nedenleri “tali” olarak nitelendiren Levent, Türkiye’nin kontrolünde olan İdlip’teki radikal İslamcıların Türkiye için bir güvenlik riskine işaret ederek, “Bu Türkiye’ye güvenlikle ilgili sıkıntı yaratıyor. Türkiye, desteklediği silahlı gruplara ciddi bütçeler akıtıyor. Dolayısıyla bunun Türkiye’ye bir ekonomik maliyeti de var. Bu yüzden Türkiye, Suriye’yi de kapsayan bir bölgesel projelere dahil olup, ekonomik ve siyasi açıdan bunlardan faydalanmak istiyor. Bunun içinde Şam’la ilişkisini düzeltmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.
‘Silahlı gruplar tedirginliklerini taşkınlıklarla ortaya koyuyorlar’
Türkiye’nin “Suriye Milli Ordusu (SMO)” adını verdiği silahlı grupların Ankara-Şam arasında sorun olduğunu, bu grupların Ankara-Şam normalleşmesine karşı olduğunun altını çizen Levent, Ankara’nın bu grupları Esad yönetimine entegre etmeye çalıştığını, Esad’ın ise bunları “terörist” gruplar olarak görüp buna yanaşmadığını anlattı. Bu durumun silahlı gruplarda tedirginlik yarattığını dile getiren Levent, “Bu nedenle bu silahlı gruplarda Ankara ve Şam arasında normalleşmeye dair herhangi bir açıklama yapıldığında tedirginliklerini, Türk bayrağının yakılması askeri araçların taşlanması gibi eylemlerle taşkınlıklarla ortaya koyuyorlar” diye belirtti.
‘Türkiye’nin asıl hedefi Kürtler’
Tüm bu nedenlerin yanında Türkiye’nin asıl hedefinin Kuzey ve Doğu Suriye’de Kürtlerin oluşturduğu yapıyı ortadan kaldırmak olduğunu vurgulayan Levent, “Şam hükümeti buna çok yanaşmak istemiyor. Çünkü Suriye Ordusu çok uzun bir süredir savaşta, dolayısıyla Suriye Kürtleriyle karşı karşıya gelmesi halinde Suriye Ordusu’nun genel olarak daha fazla yıpranacağını düşünüyor. Daha doğrusu yeni bir iç savaşın önünü açmak istemiyor” dedi.
Ankara ile Şam’ın Suriye Kürtlerine yönelik bakışının farklı olduğunu dile getiren Levent, Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’deki yapıyı PKK ile ilişkili gördüğünü, Şam’ın ise bu yapıyı Amerika’yı Suriye’ye getiren “kapı” olarak gördüğünü söyledi.
Haber: Esra Solin Dal\MA