10 Ekim Ankara Katliamı davasında IŞİD’in Türkiye emiri olarak yakalanan Kasım Güler sorulara yanıt vermedi. Mahkeme başkanı tepki gösterenlere karşı Güler’i savundu. Katliama göz yumulduğuna ilişkin deliler olduğunu belirten avukatlar, Yargıtay’ın bu delilleri görmezden geldiğini söyledi
10 Ekim Ankara Katliamının Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde firari sanıklar yönünden devam eden duruşmasında, IŞİD’in Türkiye emiri olarak yakalanan Kasım Güler tanık olarak dinlendi. Güler sorulan sorulara yanıt vermedi.
Duruşmada yaşananlar
Duruşmada avukatların sorularına “Yanıt vermek istemiyorum” diye karşılık veren IŞİD’li Kasım Güler, “Ben buraya tanık olarak geldim beni sanık yerine koyup soruyorsunuz” dedi.
MİT’in sınır ötesi operasyonuyla yakalanan ve firari sanıklar hakkında bilgi sahibi olan Güler “2014 yılında Konya’da El-Kaide operasyonu ile cezaevinde girdim ve cezaevinden çıkınca Suriye’ye gittim. DEAŞ kurulunca bir müslüman olarak kalmak istedim” ifadelerini kullandı.
2021 Nisan’ında MİT operasyonu ile Suriye’de yakalanıp Türkiye’ye getirildiğini ifade eden Güler işkence gördüğünü iddia etti.
Aileler Güler’in kaçamak cevaplarına tepki gösterince mahkeme başkanı “Müdahale ederseniz salonu boşaltırım, tanığı gönderirim” dedi. Ailelerin mahkeme başkanına “Tehdit ediyorsunuz, sanığı tanık yerine koyup savunuyorsunuz” diye tepki göstermesinin arasından mahkeme başkanı duruşmaya 15 dakika ara verdi.
Aileler duruşmadan çıkan mahkeme heyetini alkışlarla protesto etti, 15 dakikalık ara sürecinde tepki olarak mahkeme salonunda bekledi.
Mahkeme Başkanı’nın dönmesi ile duruşma devam etti.
Dinlenilmesine devam eden Kasım Güler, Ekim 2015’ten sonra canlı bombaları da örgütleyen IŞİD Adıyaman örgütünün sorumlusu olan Mustafa Dokumacı ile Rakka’da mescitte üç-dört kez konuştuğunu ancak eylemleri hakkında bir bilgisi olmadığını söyledi.
Sanık avukatları ailelere hakaret etti
Daha önce duruşmalardaki beyanı nedeniyle mahkeme tarafından hakkında IŞİD propagandasından suç duyurusunda bulunulan sanık avukatının ailelere hakaret etmesi nedeniyle mahkemede gerginlik çıktı. Mahkemeye yine ara verildi.
Daha önce duruşmalardaki beyanı nedeniyle mahkeme tarafından hakkında IŞİD propagandasından suç duyurusunda bulunulan sanık avukatının ailelere hakaret etmesi nedeniyle 15 dakika ara verildi. #10EkimAnkaraKatliamı
— 10 Ekim Ankara Katliamı Davası (@10EkimDavasi) October 6, 2022
Aranın ardından beyanlarına devam eden sanık avukatı ” Benim hakkımda Işidli avukat diyen gazeteci Erk Acerer sonra Almanya’da bıçaklandı ama maalesef ölmedi.” ifadesini kullandı.
Savcının tutuklu sanık Erman Ekicinin tutukluluğunun devamına, firari sanıkların yakalama kararlarının infazının beklenmesine ve taleplerin mahkeme tarafından değerlendirilmesi mütalaası üzerine duruşmaya ara verildi.
‘Önlem almayanlar katliamın bir parçası’
Verilen aranın ardından Ebul Sâme kod adını kullandığını kabul eden Kasım Güler, dosyaya gelen “Ebul Sâme” kod adlı vali tanımını ise reddetti.
Kasım Güler’in beyanlarının ardından söz alan Sevinç Hocaoğulları, yıllardır kamu görevlilerinin miting alandaki müdahale ve sorumluluğunun göz ardı edildiğini ve tam tersine ailelere davalar açıldığını kaydederek, açılan davaları tek tek hatırlattı. Kamu görevlilerin yargılanmasını talep ettiklerini belirten Sevinç, sorumlu görevlilere tek bir dava açılmadığını hatırlattı. Sevinç, “Yargı ve kolluk katliam mağdurlarına müdahale ederken sorumluları cezasızlıkla karşılıyorlar. Bugün adliye sarayı bile yüksek güvenlikli önlemlerle korunuyor. Yüksek güvenlikli bir adliyede adalet sağlayabilir misiniz? Sağlayamazsınız. 10 Ekim günü o mitingde önlem almayanlar bu katliamın parçası ve sorumlusudur” ifadelerini kullandı.
Yargıtay’ın da dosyaya bakışı
Aradan sonra söz alan Avukat Eylem Sarığolu, soruşturmaya ilişkin Yargıtaya gönderdikleri dosyanın, 250 sayfalık beyanına sadece 7 sayfa ile cevap verildiğinin altını çizdi. Sarığolu şu ifadeleri kullandı: “Yargıtay kararını nereden tutarsak tutalım elimizde kaldığı bir halle karşı karşıyayız. Biz soruşturulmasının yürütülmesine ilişkin taleplerimizi, toplanmayan delilerin toplanmasını belirttik. 7 Kasım 2016’da başlayan yargılama boyunca hep aynı şeyi söyledik, örgütün şemasını ortaya çıkardık ama tüm taleplerimize rağmen 4. Ağır ‘dosyayı kapatıyorum’ dedi. Altını çizerek söylüyorum Yargıtay’a 200 klasör gitmiş, 200 sayfalık temyiz dilekçesi ve delilere rağmen 26 sayfalık Yargıtay kararı geldi elimize bunun 19 sayfası zaten sanıkları değerlendiriyor, geriye kalan 7 sayfada temyize ilişkin görüşler. Bizim taleplerimize ilişkin tek bir cümle ise yok. Bu kadar yazılmış, çizilmiş delil ve dosya varken Yargıtay’ın davayı alelacele kapatması yargının da Yargıtay’ın da dosyaya bakışını gösteriyor. ”
Yargıtay adalete gözlerini kapatmış’
Kamu görevlileri ilişkin” dokunulmazlık” duvarı örüldüğüne dikkat çeken Sarığolu, çok sayıda IŞİD’linin takip edildiğini ve örgütsel faaliyetlerini takip eden kamu görevlilerinin ifade için bile çağrılmadığını belirtti. Mahkeme başkanına, “Kasım Güler’e Müslüman Gençler Derneği’ni sordunuz. Neden sordunuz çünkü o derneğin nasıl olduğuna ilişkin bir fikriniz var. Antep’teki yetkililer bu dernekleri görmedi mi orada nasıl örgütlendiklerini ve orada nasıl DAEŞ faaliyeti yürüttüklerini görmediler mi?” diye sordu.
Katliama göz yumulduğuna ilişkin deliler olduğunu belirten Sarıoğlu. “Yargıtay bu klasörleri nereye koydu? Yargıtay bu deliller karşısında gözlerini kapatmıştır, gözlerini kapattığı şey adalettir, kapattığı insanların yaşam hakkıdır, adil yargılanma talebidir. Yargıtay’ın şu an ki tutumu yargı tarihinde kayıtlara geçmek zorundadır. Yargının buna nasıl sırtını döndüğünü tarih yazacak” dedi.
Avukat Senem Doğanoğlu, iki firarı sanık dışındaki sanıkların Suriye’ye olduğunun bilindiğini söyleyerek, anlaşmalar çerçevesinde Türkiye’nin sanıkların getirilmesini ilişkin Suriye ile yazışmasını talep ettiklerini belirtti.
Sınırlar delik deşik
Avukat İlke Işık, İstihbarat konusunda tek bir ilerleme bile sağlayamadıklarını söyleyerek, istihbaratın sanıklara yönelik belge ve bilgi paylaşmadığını kaydetti. Işık, “Sınırların olmadığı, sınırların delik deşik olduğu ve DAİŞ’in kontrol ettiği bir dönemden bahsediyoruz. İlhami Bali sınırlarda pazarlıklar yapıyor. İlhami Bali’ nin bu ülkede konuşulmasına engel olamazsınız, istihbarat ile ilişkisi konuşulmasın istiyorsunuz. İnsanlar hala 2015’te bu ülkede ne oldu diye soruyor” diye konuştu.
Kayıp evraklar var
Sanıklardan Yakup Şahin’in yakalandıktan sonra yer gösterdiği ve mühimmat depolarının adreslerinin verdiği raporların Ankara Emniyeti tarafından adeta ayıklanarak dosyadan çıkarıldığını, delil karartıldığını aktaran Işık, Ankara Emniyeti hakkında hala tek bir soruşturmanın olmadığın ve soruşturma açılması talebinde bulunduklarını mahkeme heyetine beyan etti. Işık, davanın başlangıcından bu yana “Nasıl bir yargılama yapıldığının ne yapılmaya çalışıldığının gayet farkındayız. Ama biz de mücadelemizi ve inadımızı devam ettireceğiz” dedi.
Dava ertelendi
Mahkeme heyeti, tek tutuklu sanık Erman Ekici’nin tutukluluk halinin devamına ve Türkiye’de yakalanan IŞİD yöneticisi Hattat Ghazal Al Sumaidai hakkındaki soruşturma evrakının istenmesine karar vererek duruşmayı 27 Aralık Salı gününe erteledi.