Eğitime erişim sorunları katlanarak devam ederken, Eğitim-Sen Kadın Sekreteri Derya Yulcu, ‘Yoksul çocukların, dezavantajlı çocukların, anadiliTürkçe olmayan çocukların eğitimden uzaklaştığı bir dönem’ dedi
Tartışmalara ve eğitimcilerin uyarılarına rağmen dün birçok öğrenci yüz yüze eğitime başladı. Milli Eğitim Bakanı (MEB) Ziya Selçuk ise geçen günlerde yaptığı açıklamada, 1 buçuk milyon çocuğun uzaktan eğitime erişimiyle ilgili sorun olduğunu belirtmiş ardından yüz yüze eğiteme başlayacaklarını duyurmuştu. Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) pasif kalması ve ebeveynlerin yaşadıkları sorunları Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (EĞİTİM-SEN) Kadın Sekreteri Derya Yulcu değerlendirdi.
Sorunlar daha da arttı
Türkiye’de eğitim sisteminin tarihi boyunca gerektiği gibi olmadığını belirten Derya Yulcu, Eğitim-Sen olarak eğitim sisteminin özellikle cinsiyetçilikten arındırılması için mücadelelerinin hep var olduğunu vurguladı. Yulcu, “Eğitim sisteminin ilkeleri tüzüğünde de yer alıyor, kamusal, bilimsel, laik, demokratik, eşitlikçi ve anadilde olması gerektiğini ifade ediyoruz. Ve bunlar evrensel ilkelerdir. Bir eğitim sisteminin niteliği bu ilkeler varsa ancak vardır. Tabi salgın sürecinden öncede eğitim sistemimizde ciddi sıkıntılar vardı. Bu süreç var olan sorunları daha da zorlaştıran bir hale getirdi. Tabi temel eğitim yüz yüze olur, özellikle küçük çocukların sağlıkları açısından, gelişimleri açısından çok önemli” diyerek ancak yeterli tedbir alınmadan yüz yüze eğitimin öğrencilerin ve velilerin sağlığını riske atmak olduğunu söyledi.
Eğitimde ayrımcılık
Kamusal bir eğitimin olmadığını söyleyen Derya Yulcu, eğitimin özelleştirildiğini ve eğitim sisteminin niteliksizleştirildiğini kaydetti. Bu durumun siyasi bir tercih olduğuna dikkat çeken Yulcu, bu koşullarda eğitime belirli bir ücret ayrılmadığını ifade etti. Eğitim parasız olmasının temel yurttaşlık hakkı olmasına rağmen uzun bir süredir alınamadığını dile getiren Yulcu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yine uzaktan eğitim sürecinde bu parasız eğitim hizmetini alamadığımız bir süreç gördük. Uzaktan eğitime ulaşamadığı için Çınar öğrencimizin hayatını kaybetmesi çok üzücü. Ama üzülmek yetmiyor elbette, bunun hesabını da sormak gerekiyor. Çınar’ın ailesi çok zorlanarak bilgisayar almışlar ve internet sıkıntısı olduğu için onunla uğraşırken çatıdan düşerek hayatını kaybetti. Bu süreçte özellikle yoksul çocuklar eğitime erişirken çok ciddi sorunlar yaşadı. Halen televizyonu olmayan, bilgisayarı olmayan, internet bağlantısı olmayan milyonlarca çocuktan bahsediyoruz. Bu süreç dünyada milyonlarca öğretmeni milyarlarca öğrenciyi ilgilendiren bir süreç aynı zamanda. Yoksul çocukların, dezavantajlı çocukların, anadili Türkçe olmayan çocukların çok daha zorlandığı ve eğitimden uzaklaştığı bir süreç.” “Hem okullar açılsın çocuklarımız eğitimden kopmasın dedik hem de evde televizyonu bilgisayarı telefonu olmayan tüm çocukların parasız bilimsel eğitim görmesi için bu süreçte de mücadelemizi yürüttük” diyen Yulcu, MEB’in görev ve sorumluluklarını yerine getirmesini istedi.
ANKARA/ JINNEWS