Eğitim Sen İzmir 1 Nolu Şube Kadın Sekreteri Şengül Birgül, anadilde eğitim hakkının engellenmesiyle, bireylerin ve toplumların yok sayıldığını belirterek, ‘Bir çocuğun anadilde eğitim hakkını engellemek demek o çocuğun sağlıklı düşünmesinin ve sağlıklı iletişiminin okul dışına bırakılması demektir’ dedi
2024-2025 eğitim-öğretim yılı, bugün itibariyle başladı. Okul öncesi ve ilkokul 1’inci sınıf öğrencileri için ise “uyum eğitimi” nedeniyle okullar 2 Eylül’de açılmış olsa da ders zilinin bugün çaldığı, yeni müfredatın da uygulanacağı bu eğitim-öğretim yılında öğrenciler ve veliler için zorlu bir süreç de başlıyor.
Eğitim alanında birçok sorunun olmasının yanında, en büyük sorunlardan biri de anadilde eğitim hakkının engellenmesi. Anadilde eğitimin önemine dair değerlendirmelerde bulunan Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) İzmir 1 Nolu Şube Kadın Sekreteri Şengül Birgül, anadilde eğitim hakkının en temel haklardan biri olduğunu ifade etti. Şengül, yeni döneme dair değerlendirmelerde bulundu.
Anadilde eğitimin en temel haklardan bir tanesi olduğunu vurgulayan Birgül, hiç kimsenin anadilini kullanmaktan yoksun bırakılmaması gerektiğini ifade etti. Şengül, “Anadil insanın kişiliğinin, kimliğinin, duygusal ve zihinsel gelişiminin ayrılmaz bir parçası niteliğini taşır. Bir çocuğun anadilde eğitim hakkını engellemek demek o çocuğun sağlıklı düşünmesinin ve sağlıklı iletişmesinin okul dışına bırakılması demektir. Yani çocuk okul dışında sağlıklı düşünür, okul içerisinde çocuk, bazı olumsuz kişiliklere bürünmüş olur. Bunlar da kaygı, stres, yalnızlık, korku, öfke, utanç, üzüntü, kendini yetersiz hissetme. Bir çocuk eğer bunlarla okulda büyürse ömür boyu okuldan nefret edecektir” dedi.
‘Tek dilli eğitim öğrenciler için bir travma’
Bir çocuğun anadilinde eğitim almamasının onun akademik başarısını doğrudan etkilediğine dikkat çeken Birgül, Türkiye’de eğitimin tek dilli olması nedeniyle kendisinin de çok zorlandığını paylaştı.
Anadilinin Kürtçe olduğunu kaydeden Birgül, “İlkokula başlayana kadar evde Kürtçe konuşuyorduk. Okula başladım, birden hiç bilmediğim bir dille karşı karşıya geldim. O benim için büyük bir travma oldu diyebilirim. Okuldan korkmuştum. Öğretmenim iyi biriydi, onun sayesinde okulu sevmeye başladım. Bir çocuk için gerçekten travmadır bu. Birey ne kadar çok dil bilirse ufku o kadar geniş olur. Türkiye’de eğitimin tek dilli olması, anadilinde eğitim görmeyen öğrencileri yeniliğe kapalı, öngörüsüz, dar düşünen bireyler haline getirmektedir. Bu çocuklar için çok kötü bir durum” şeklinde konuştu.
‘Öğrencileri asimile etmeye çalışmak devlete yarar sağlamaz’
Birgül, anadilin bir halk için müze niteliğinde olduğunu, bir kültürün taşıyıcısı ve aynası olduğunu sözlerine eklerken, Türkiye’de eğitim dilinin tek dilli olmasının da çocuk ve ailesinin kültürünün yavaş yavaş yok olması anlamına geldiğini belirtti. Anadiliyle eğitim görmeyen çocukların aileleriyle olan iletişiminin azalmasına neden olduğuna işaret eden Şengül, “Bir çocuğun anadilde eğitim hakkının engellenmesi, çocuk kadar ailelerde de büyük bir sorun kaynağı haline geliyor. Çünkü anadilin yok sayılması, bireyin, ailenin ve hatta toplumun yok sayılması demektir. Bir bireyin ve ailesinin yok olması onu, asimilasyona veya kendine entegre etmeye çalışan bir devlete hiçbir yarar sağlamaz. Bu da unutulmamalı” ifadelerini kullandı.
‘Laik, bilimsel, anadilde eğitim’
Türkiye’de tek dilli eğitime ilk olarak karşı çıkması gerekenlerin veliler olduğunu söyleyen Birgül, veliler gibi eğitim emekçilerine de büyük iş düştüğünün altını çizdi. Öğretmenlerin, anadilde eğitim hakkını her platformda, her zaman dile getirmesi, bağlı oldukları sendikalar veya sivil toplum kuruluşlarında bu durumu gündemleştirmeleri gerektiğini ekleyen Birgül, son olarak şu ifadelere yer verdi:
“Bu konunun medyada yer almasına katkıda bulunmamız gerekiyor. Okulların önünde, Milli Eğitim’in önünde, Bakanlığın önünde basın açıklamaları yapmamız gerekiyor. Anaokulu, ilkokul, ortaokul ve liselerde, anadilde eğitim hakkı için her zaman çaba göstermemiz gerekiyor. Bizim Eğitim Sen olarak en önemli ilkelerimizden bir tanesi laik, bilimsel ve anadilde eğitimdir. Bunu her meydanda dile getirdik ve bu hakkı kazanana kadar da sürekli dile getirmeye devam edeceğiz.”
Haber: Nazlıcan Nujin Yıldız\JINNEWS