Amedspor’a yine her yerde saldırılıyor. Takımın ismi Amed; bunu da Kürt halkının dili, kültürü ve kimliğiyle özgür yaşamasını isteyenler kullanıyor düşüncesiyle saldırılıyor. Amedspor’un siyasi bir yaklaşımı olmasa da Amedspor şahsında Kürtlüğe saldırılıyor. Kendini Kürt görmeye saldırılıyor. Amedspor’a saldırıyı sağlatan kesinlikle AKP iktidarı ve lideri Tayyip Erdoğan’dır. Kürt şehirlerindeki belediyelere kayyum atarım demek; her türlü yerelliği reddetmek olmaktadır. Amedspor da yerel özellikleri olan bir takım. Böyle olunca da saldırı yapılıyor.
Amedspor’un deplasman maçlarına gittiği birçok yerde ‘Kahrolsun PKK’; ‘Şehitler ölmez, vatan bölünmez’ sloganları atılıyor. Sakarya’da buna ekranlarda Kürdistan’daki askeri operasyonları ve polis baskınlarını gösterme de eklenmiş. Bazı basın organları ve TV’ler Kürt gençlerinin infaz görüntülerinin de ekranlarda yansıtıldığını söylemektedirler. Bu durum şurada burada yıllarca Kürt gençlerine, Kürt işçilerine yapılan saldırının bir parçasıdır. En başta da Kürt gençlerine saldırıdır. Çünkü Amedspor en başta da Amedli gençlerin takımıdır.
Her şehrin yerel takımı vardır. Fenerbahçeli, Beşiktaşlı, Galatasaraylı taraftarlar da vardır. Ancak Kayserispor, Adana Demirspor, Antalyaspor, Antepspor gibi yerel takımlar vardır. Bunların da önemli seyirci potansiyelleri vardır. Çoğu da gençlerdir. Amedspor da Amed’in yerel takımıdır. Hatta Trabzonspor gibi bölgesel destek gören bir takımdır. Bu açıdan bu saldırı en başta da Amedli gençlerin takımınadır. Herhalde deplasman maçlarına gitseler orada Sakaryalı, Bursalı, Konyalı ya da herhangi bir şehrin taraftarlarının saldırılarına uğrarlar.
Bu durumda Amedli gençler ve Amedsporlu taraftarlar ne yapacaktır? Tabi ki takımlarına sahip çıkacaklardır. Böyle bir saldırıya Samsunspor takımı uğrasa tüm Samsunlular sokağa dökülür. Bu açıdan Amedli gençlerin de sokağa çıkıp kendi takımlarına sahip çıkması kadar doğal ve demokratik bir tutum olamaz. Sadece siyasi partilerin ve bazı sivil toplum örgütlerinin sahip çıkması yetmez. Bu takım Amedlilerin ve gençlerin takımıysa tüm taraftarın sahip çıkması gerekir. Yoksa bu saldırılar engellenemez. Eğer taraftarlar takımına sahip çıkarsa o zaman bu kadar kolay saldırı yürütemezler. Öte yandan taraftarlar takımlarına sahip çıkarsa UEFA, Türk devletini ve Türkiye Futbol Federasyonu’nu uyarır. Böylece polis saldırganları korumaz, engellemek zorunda kalır. Eğer tepkiler zayıf kalırsa bu tür saldırılar başka şehirlerde de sürer. Bu durum da takımın ligden çekilmesiyle sonuçlanabilir.
Kuşkusuz Amedspor’a saldırıya sadece Amedli gençler ve taraftarlar değil bölgedeki Kürt illerindeki tüm taraftarlar da sahip çıkmalıdır. Öte yandan insan hakları örgütleri ve tüm demokrasi güçleri de Amedspor’a yönelik saldırıya karşı tutumlarını ortaya koymalıdır. Çünkü sorun sadece bir takıma saldırı değildir. Demokratik güçleri ilgilendiren şoven ve faşist bir saldırıdır. Bu açıdan tüm anti-faşist grup, çevre ve şahsiyetler de bu saldırıya karşı çıkmalıdır. Sanatçıların da bu saldırıya karşı çıkma sorumlulukları bulunmaktadır. Demokratik sivil toplum kuruluşları, demokratik siyasal çevreler de bu saldırılara karşı tutumlarını ortaya koymalıdır.
Bu saldırılar Kürt halkıyla Türkiye halkları arasında derin uçurumlar yaratmaya yöneliktir. Hiç kimse de bu saldırı Kürtlere yönelik değildir, diyemez. Kesinlikle Kürtlere yönelik bir tutumdur. Dolayısıyla bu saldırıyla halklar arasındaki güvensizlik ve gerilimler artmaktadır. Bu açıdan Türkiye halklarının kardeşliğinden yana olan herkes de bu saldırılara karşı çıkmalıdır.
Amedspor geçen yıl çok ağır cezalara maruz kaldı. En iyi futbolcusu olan Deniz Naki’ye ‘çocuklar ölmesin, maç seyretsin’ dediği için 12 maç ceza verildi. Takım seyircisiz maç oynama cezası aldı. Amedspor üzerindeki baskılar nedeniyle sponsor bulunamadığı gibi Futbol Federasyonu’nun üvey evladı oldu. Bu nedenle takım zar zor ayakta kalmaktadır. Öyle bir baskı uygulanmaktadır ki, takım 3. Lige düşsün! Bu saldırıların bir amacı da budur. Aslında Futbol Federasyonu da bu saldırıların bir parçasıdır. Çünkü federasyon istese bu saldırıları durdurur. Saldırıda bulunanlar ceza almak bir yana ödüllendirilmekte ya da teşvik edilmektedir. Bu açıdan Amedspor’a yapılan saldırıya karşı olanlar aynı zamanda Futbol Federasyonu’nu da eleştirmeli, protesto etmelidir. Belki o zaman federasyon sorumluluğunu hatırlar ve saldıran şehirlerin takımlarına cezalar vererek bu saldırıların önüne geçer.
Demokrasi mücadelesinin bir parçası olarak bu saldırıya karşı çıkmak gerektiği gibi Amedliler, özellikle de Amedli gençler daha fazla takımlarına sahip çıkmalı, Amedspor’un maçlarında stadyumu doldurmalıdırlar. Amedspor’a saldırı tüm Kürtlere saldırı olduğundan, sadece Amedlilerin değil tüm Kürtlerin de bu saldırıya karşı çıkmaları ve tutum koymaları gerekir.