‘Hak Arama Özgürlüğünün Güçlendirilmesi’ kampanyası kapsamında yapılan panelde konuşan Amed Baro Başkan Yardımcısı Mehdi Özdemir, ‘Cezasızlık politikası Kürt coğrafyasında sistematik halde uygulanıyor. Onarıcı bir adalet anlayışıyla faili kolluk olan olaylarda yargılamaların önü açılabilir’ dedi
Eşit Haklar İçin İzleme Derneği (ESHİD), Adil Yargılanma Hakkına Erişim Derneği (AYHED), Kadına Özgürlük ve Eşitlik Derneği (KÖVED), Mezopotamya Göç İzleme ve Araştırma Derneği, Üniversiteli Kuir Araştırmaları ve Lezbiyen Gey Biseksüel Trans İnterseks Dayanışma Derneği (ÜniKuir) ile Zan Sosyal Siyasal İktisadi Araştırmalar Vakfı, “Hak Arama Özgürlüğünün Güçlendirilmesi” kampanyası kapsamında Amed Barosu’nda panel düzenledi.
Mezopotamya Göç İzleme ve Araştırma Derneği yöneticisi Ceylan Palamut, dezavantajlı grupların adalet erişimi noktasında birçok engelin bulunduğunu söyledi. Palamut, kampanyayı başlatma nedenlerine değindi. Palamut, kampanya hedeflerine dair şu maddeleri sıraladı:
- Yasalardaki mevcut koruma güvencelerinin dezavantajlı gruplar bakımından gözden geçirilerek sorun alanlarında gerekli hukuki ve politika değişikliklerin yapılması,
- Dezavantajlı gruplar içinde hak farkındalığını arttırmaya ve hak arama mekanizmalarına başvuru yapma konularına odaklı özel programlar uygulanması,
- Hukuki usullerde kültürel ve dil bariyerlerinin ortadan kaldırılmasına yönelik değişikliklerin yapılması ve alternatif başvuru mekanizmaları oluşturulması,
- Adli yollara başvurmak isteyen kişilere masraflar için ekonomik destek programının oluşturulması,
- Adli yardım sisteminin dezavantajlı grupların ihtiyaçları odağında güçlendirilmesi ve mahkemeler ya da diğer mekanizmalara başvurular için avukata erişim desteğinin sağlanması,
- Misilleme tehdidine karşı yasal güvencelerin arttırılması, misillemeleri kamu görevlileri tarafından yapılması halinde cezai müeyyidelerin ağırlaştırılması konularına dikkat çekmek için kampanya başlatmış bulunmaktayız.
Ağır hak ihlallerine maruz bırakılıyoruz
Zan Sosyal Siyasal İktisadi Araştırmalar Vakfı Başkanı Resul Temur, adaletin hem onarıcı hem de önleyici bir mekanizma olduğuna işaret etti. Temur, oluşan mağduriyetlerin topluma yayılmaması açısından adaletin yerine getirilmesi gerektiğinin altını çizdi. Temur, “Devletler günümüzde kendisini toplumun yerine konumlandırmış durumda ve toplumsal durumlara karşı her türlü hak arayışını doğrudan kendisine yönelik komplo olarak algılıyor. Bu sebepten dolayı da hak arayışı özellikle toplumsal anlamda bir arayış haline geldiğinde ciddi anlamda bir misilleme ile karşılık buluyor” diye konuştu.
Kimi davaların zamana yayılarak yıldırma politikasının yürütüldüğünü belirten Temur, hakkın aranmasının yıldırma politikasıyla engellenmeye çalıştığını ifade etti. Temur, hukuk kuruluşlarının ihlale maruz kalan kesimlerin yanında olduğu göstermek amacıyla böylesi bir çalışmayı yürüttüklerini ifade etti.
Amed Baro Başkan Yardımcısı Mehdi Özdemir, Türkiye’de adalete ulaşımda sorunlar olduğunu söyledi. Özdemir, “Bizler ağır insan hakları ihlallerine maruz bırakılan yurttaşlarız. Faili kolluk güçleri olan işkencelerde ve katliamlarda herhangi bir şekilde soruşturma yürütülmemekte ya da şikayetlerde mağdur olarak tanımlayacağız kişilere yargı tehdidi uygulanmakta. Kürt coğrafyasında Türkiye’nin her ilinde yaşanan insan hakları ihlallerine karşı yurttaşların yanındayız ve mücadele içindeyiz. Cezasızlık politikası Kürt coğrafyasında sistematik halde uygulanıyor. Onarıcı bir adalet anlayışıyla faili kolluk olan olaylarda yargılamaların önü açılabilir. Bu açıdan, bu proje hepimiz için ön açıcı bir proje” diye kaydetti.
‘Hak arayışımızdan asla vazgeçmememiz gerekiyor’
Şirnex’in Qileban (Uludere) ilçesine bağlı Roboskî köyünde 28 Aralık 2011’de savaş uçaklarının bombardımanı sonucu birçok yakının kaybeden Veli Encü, “Roboski Katliamı öncesi ve sonrası bir hayatımız vardı” dedi. Encü, katliamdan sonra hayatlarının çok değiştiğini söyledi. Katliamın 3’üncü ayında katliamla ilgili yaptığı açıklamalar ve paylaşımlar nedeniyle hakkında davalar açıldığını anımsatan Encü, “Devletin savcıları beni takibe aldı. Bir yıl boyunca telefonlarım dinlendi. Savcı sözlü olarak beni tehdit etti. Birçok engelle karşılaştık. Bunu niye yaptılar? Roboski Katliamının faillerinin peşine düşmememiz için tüm imkanları seferber ettiler. Ama biz hiçbir zaman adalet mücadelemizden vazgeçmedik. ‘Ankara’nın karanlık dehlizlerinde kaybolmayacak’ denilen dosya, karanlık dehlizlerde yok edilmeye çalışıldı” ifadelerini kullandı.
Askerlerin ailelere “Bu katliamın peşine düşmeyin, devlet yaptı. Peşine düşerseniz olumsuzluklarla karşılaşabilirsiniz” dediğini aktaran Encü, şunları söyledi:
“Bu durum normalleşmeye başladı. Birçok önemli dava bugün cezasızlıkla sonuçlanıyor. Ne yazık ki hukuk yoluyla bu mağduriyetlerin failleri aklanabiliyor. Birçok baskıya maruz kaldım ama tüm bunlara rağmen adalet mücadelesinden vazgeçmemek gerekiyor. Hakkımızda davalar açabilirler, tehdit edebilirler ama bunlardan dolayı geri adım atılırsa benzer hukuksuzluklar yaşanır. Hak arayışımızdan asla vazgeçmememiz gerekiyor.”
Kaynak: MA