Yenişehir’in Ofis semtinde özel savaş politikalarının merkezi haline getirilen Sanat Sokağı’na eski ruhunu kazandırmaya çalışan esnaflar, Diyarbakır Sanat Sokağı Koruma ve Güzelleştirme Derneği adı altında birleşti
Kurdîstan’da, devlet eliyle geliştirilen özel savaş politikası uyuşturucu, fuhuş, madde bağımlılığı ve ateşli silahla ölümlerin artmasına neden oluyor. 2000’li yılların başında oluşturulan ve kent merkezinin önemli noktalarından olan Amed’in Yenişehir ilçesinin Ofis semtinde bulunan Sanat Sokağı da uzun süredir uyuşturucu ve fuhuşla anılır hale geldi. Kentin en işlek sokaklarından biri olan Sanat Sokağı’nda, uyuşturucu ve fuhuşa karşı harekete geçen esnaf, Diyarbakır Sanat Sokağı Koruma ve Güzelleştirme Derneği adı altında birleşti.
Uyuşturucu ve fuhuşa karşı mücadele eden esnaflardan Ramazan Şimşek, işlettiği kafesinde Kürt kültür sanat etkinliklerine ağırlık vererek, sokağa eski yapısını kazandırmaya çalışıyor. Şimşek, sokağın nasıl uyuşturucu ile anılmaya başladığını ve buna karşı esnafın yapmak istediklerini MA’dan Eylem Akdağ’a anlattı.
‘2016’dan sonra sokakta sanatsal etkinlik hiç olmadı’
Sanat Sokağı’nın 2000’li yılların başında kurulduğunu hatırlatan Şimşek, “Kuruluş amacı kentteki kültürel ve sanatsal etkinliklerin bu sokakta buluşmasıydı. Nihayetinde ilk aşamasında böyle bir görev de üstlendi, festivallerin, kimi resim sergilerinin düzenlendiği, sokak müziklerinin olduğu, gençlerin gelip sosyalleştiği, zaman zaman da toplu demokratik taleplerin dile geldiği bir sokaktı. Zaten her kentin kendine özgü, kentin kimliğiyle buluşan sokağı vardır. Bütün büyük şehirlerde olan bir durumdur, İstanbul’da Taksim, Ankara’da Kızılay, İzmir’de Konak, Diyarbakır’da da Sanat Sokağı… Lakin bu durum belli bir süreden sonra adeta tersine çevrildi. Özellikle 2016’dan sonra terse dönen bir durum söz konusu oldu. Sokakta sanatsal etkinliklerin hiç olmadığı, toplumun neredeyse kaçtığı ve gittikçe toplum nezdinde ahlaki açıdan doğru bulunmayan durumların öne çıkarıldığı bir süreç yaşandı” diye belirtti.
‘Yozlaşma mekanizmaları devreye sokuldu’
Bu değişimin sadece Sanat Sokağı ile sınırlı olmadığını, kentin tamamına yayıldığına dikkat çeken Şimşek, “Özellikle yaşanan çatışmalı durum, Türkiye’de yaşanan siyasal sorunlar, Diyarbakır’da çok daha yoğunca yaşandı. Bu yaşanan durumlar toplumda ciddi bir geleceksizlik ve dağılma durumu meydana getirdi. Gençliğin enerjisinin nereye akıtılacağı konusunda sorunlar doğdu. Biraz daha gençleri toplumsal meselelerden uzak tutmak, toplumun biraz daha dejenere edilebileceği, yozlaşabileceği mekanizmaların devreye sokulduğunu görüyoruz. Böyle bir gerçeklikle yüz yüzeyiz” dedi.
‘Bu sokak kentin sokağı’
Son yıllarda Sanat Sokağı’nın kavgalarla, uyuşturucu ve fuhuşun yanı sıra kimi mafyatik grupların isimleriyle anılmaya başladığını kaydeden Şimşek, “Bu sokak bu kentin sokağı, birileri böyle bir yaklaşım içerisinde olabilir, sokağı sanatsal etkinliklerin, kültürel faaliyetlerin merkezi olmaktan uzaklaştırma girişimleri olabilir ama buna karşı duruşumuz önemlidir. Sahip çıkılması önemlidir. Son 5-6 yılda sorunlar yaşandı ve bu yaşanılanlar toplumu bu sokağa karşı soğuttu. Birçok insan sokağa gelmek istemediğini ifade ediyor” ifadelerini kullandı.
Bulunduğu sokakta işlettiği kafede 8 Temmuz’da Kürt sanatçıyla konser düzenlediklerini anlatan Şimşek, “Konsere gelen insanlar, 7 yıl sonra ilk defa bu sokağa geldiklerini söyledi. Bu kentin sokağı ama insanlar 7 yıl sonra geliyor. Toplumun sokaktan kopuk olmasına karşı tam aksine sokağa sahip çıkılması gerekiyor.
‘Bilinçli toplum, örgütlü bir şekilde karşı koyuş’
Sanat Sokağı’nda bulunan esnafın dayanışma içerisinde bir dernek kurarak, sokağın özüne kavuşması çabası içerisinde olduğunu ifade eden Şimşek, şunları söyledi: “Yalnız bu yetmez. Bunu daha da genişletmek gerekiyor. Tüm kesimlerin özeleştirisel yaklaşarak, buna müdahil olması gerekiyor. Bilinçli geliştirilen bir yozlaştırma ve dejenerasyon durumu söz konusu, bunun karşısında bilinçli toplumun ahlaki bir yaklaşımı olmalı. Böylesi merkezlerde bilinçli toplum örgütlü bir şekilde karşı koyuş gerçekleştirirse, bahsettiğimiz sorunlara da toplumun kendi refleksiyle bir yanıtı ortaya çıkmış olur.”
‘Amed’in kendine özgü bir ruhu, kimliği var’
“Amed’in kendine özgü bir ruhu, kimliği var, bu kimliği ve ruhu taşıyacak duruma tekrardan gelene kadar sorumlulukla hareket etmeye devam edeceğiz” diyen Şimşek, “Amed halkına da ‘Amed’in kendi kimliğine, ruhuna sahip çıkması’ çağrısında bulunuyorum. En başta Sur, Sanat Sokağı gibi önemli yerlere sahip çıkmak gerekiyor. Bir bilinç durumu Amed’te her zaman var, bundan sonra daha da çoğalırsa, geliştirilmek istenen uyuşturucu, fuhuş, yozlaştırma politikalarını bir bütünen Amed’in kendi öz kimliğiyle boşa çıkaracağına inanıyorum” dedi.
AMED