Sivas Katliamı hükümlüsü affedildi. İHD’li Onaran hasta tutuklulara dikkat çekti: Amasız, fakatsız bırakın!
Yadigar Aygün
Sivas’taki Madımak Oteli’nde 1993 yılında 35 kişinin diri diri yakılarak katledildiği katliamla ilgili yargılamada ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan Ahmet Turan Kılıç’ın (86) kalan cezasının AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan imzasıyla kaldırılmasına yönelik tepkiler sürüyor. Gazetemize konuşan İnsan Hakları Derneği İstanbul (İHD) Şubesi Cezaevi Komisyonu üyesi Hatice Onaran, AKP’nin ayrımcılık yaptığına dikkat çekerek cezaevinde kalamaz raporu olan tutukluların serbest bırakılması gerektiğini söyledi.
‘Çifte standart uygulanıyor’
Yaşlı, engelli, çocuk, hamile ve cezaevlerinde kalma koşulu olmayan insanların cezaevlerinde kalmaması gerektiğini vurgulayan Onaran, Sivas Katliamı sanığına uygulanan affın çifte standart olduğunu söyledi. AKP’nin ayrımcı bir tutum sergilediğinin altını çizen Onaran, “Sivas Katliamı sanığı serbest bırakıldı. Yaşlı insanların cezaevlerinde kalmaması gerekiyor. Bu insanı bu yaştayken cezaevinden neden çıkardınız demiyoruz ama yaşadığımız sürece baktığımızda cumhurbaşkanının ve adalet bakanının hiçbir ağır hasta ve siyasi tutukluya inisiyatif kullanmadığını gördüm. Doğal olarak bu serbest bırakmaya karşı toplumda tepki oluştu. Diri diri tüm dünyanın gözleri önünde yakılan insanların öldürülmesinden baş sorumlu olarak cezaevinde kalan birisi serbest bırakılırken onlarca ağır hasta tutuklu yaşam mücadelesi veriyor. Hapishanelerde her gün hak ihlalleri yaşanıyor. Yetkililer her şey normalmiş gibi davranıyorlar. Tutukluların hastaneye sevkleri dahi yapılmıyor. Ağır tecrit koşulları dayatılıyor” dedi.
Onlarca yaşlı tutuklu var
Ağır hasta tutukluların cezaevinde yaşamını yitirdiğini dile getiren Onaran, AKP’nin adaletsiz davrandığını ve yaptığı ayrımcılıkları şu örneklerle açıkladı: “Cezaevlerinde 557’si ağır bin 334 hasta tutuklu var. Geçtiğimiz yıl ağır hasta tutuklu Koçer Özdal yoğun bakımda 2 ay kaldı. Kanser tüm vücuduna yayıldı. Çok uğraştık ancak bırakılmadı. Yatağa kolundan kelepçeyle bağlı kolu mosmor bir şekilde yaşamını yitirdi. 2012’de ağır hasta tutuklu Ali Haydar Yıldız, Metris Cezaevi’nde yaraları kurtlanarak, vücudu çürüyerek yaşamını yitirdi. Tekirdağ’da birkaç gün önce hasta tutuklu Hüseyin Polat götürüldüğü hastanelerde tutuklu koğuşu yok denilerek geri gönderildiği için öldü. Ben size 80 yaşında onlarca tutuklu ismi sayabilirim. Tutuklu Hasan Aslan 80 küsur yaşında hala cezaevinde” diye belirtti. Yetkililerin siyasi ve hasta tutuklulara karşı kör, sağır ve dilsizi oynadığını belirten Onaran, AKP’nin uyguladığı bu adaletsizliğe bir an önce son vermesi gerektiğini vurguladı. Onaran, “Tutuklular bize elini uzatıyorsa biz o eli tutmaktan asla vazgeçmeyeceğiz. O sesleri duymamazlıktan gelmeyeceğiz. Hapishanede kalamayacak binlerce tutuklu var. Bu tutukluları amasız, fakatsız, sermaye aracına dönüştürmeden bir an evvel serbest bırakmak için adım atmalılar” dedi.
Zeynep Altıok: Mücadelemizi sürdüreceğiz
Madımak’ta yakılarak katledilen şair Metin Altıok’un kızı Zeynep Altıok, katliam sanığının affedilmesine karşı tepkisini dile getirdi. Jinnews’ten Habibe Eren’e konuşan Altıok, İnsanlığa dair suçlarda devlet sırrı, zaman aşımı ve af gibi konuların muaf tutulması gerektiğini söyledi. Duruma şaşırmadıklarını söyleyen Altıok, “Bu duruma şaşırmadık. En başından beri Cumhurbaşkanı sanıkları zaten mağdur olarak görüyordu. İnsanların diri diri yakıldığı Ortaçağ’ı andıran korkunç bir katliamın zaman aşımına uğramasından memnuniyet duyan ve bunu ‘hayırlı’ bulan bir Cumhurbaşkanı var. Sonraki süreç boyunca da adaletin tecelli edebilmesi için ‘devletin devamlılığı’ ilkesine bağlı kalarak atılması gereken adımların hiçbirini yapmayan bir iktidarın olduğunu biliyoruz” dedi.
Altıok, bunun kabul edilemeyeceğini söyledi. Sivas Katliamı davası boyunca bütün aksak ve kusurlu durumunun en son aşamasının sanığa verilen af kararı olduğunu belirten Altıok, “Mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz” dedi. Her hastanın tahliye ya da affedilmesinin mümkün olmadığını vurgulayan Altıok, şöyle dedi: “Hukuki normların işletilmesi esastır. Adil bir hukuk devleti olduğu koşulunda zaten bu mekanizmalar sağlıklı işleyecektir. Şimdi burada herkesin serbest kalması değil, açık ve aşikar bir şekilde ayrımcılığın üzerine vurgu yapmakla yükümlüyüz. Örneğin, kamuoyunun gündeminde olan Selahattin Demirtaş’ın çok ağır bir durumu olduğu söylenmesine rağmen doktor muayenesine sevkine bile izin verilmezken sayısız bakıma muhtaç ve cezaevi koşullarında yaşamını devam ettiremeyecek düzeyde kimse için işletilmeyen merhamet, sadece bir kişi için son derece manidar bir şekilde işletiliyor. Bu hak tek kişiye özel olarak Cumhurbaşkanı tasavvuru ile işletiliyorsa burada bir yanlışlık ve çarpıklık vardır.” Altıok, hasta tutuklulara ilişkin tüm partilerin temsilcilerinin içinde bulunduğu bir komisyon çalışması ile özel bir düzenlemenin yapılması gerektiğini söyledi.
Yaşam savaşı veriyorlar
Ağır hasta tutukluların durumuna dikkat çeken Hatice Onaran, “Kendilerine bakamayacak durumda olan üç ağır hasta tutuklu yaşam savaşı veriyor” dedi. Onaran, “Boyundan aşağısı felçli olan Abdullah Turan, belden aşağısı felçli Serdal Yıldırım ve elleri bilekten ve dirsekten kesik konumda olup tüberküloz ve KOAH hastalığı nedeniyle aylardır kan kusan Ergin Aktaş aynı hücrede birbirlerine bakmaya çalışıyor. Abdullah Turan, 22 yaşında gencecik bir insan. Bu insanları cezaevlerinde öldürmeyelim. 86 yaşındaki insan ne kadar değerliyse 22 yaşındaki de aynı şekilde değerli olmalı. Adli Tıp Kurumu (ATK) raporları olmasına rağmen hale serbest bırakılmıyor. Ağır engelleri olmalarına rağmen ağırlaştırılmış müebbet koşulları dayatılıyor. Bu çifte standardın göstergesidir” dedi.