Munzur Gözeleri’nin yapılan çevre düzenlemesine ilişkin DEDEF Genel Sekreteri Şen, ‘Karşı çıkışlarımıza rağmen bir yıkım gerçekleşti fakat bu yalnızca bir proje değil. Bu aynı zamanda Dersim’in kültürüne bir saldırıdır’ dedi
Dersim’in Ovacık ilçesinde bulunan Munzur Gözeleri’nde, 5 Ağustos tarihinde “çevre düzenlemesi” adı altında başlatılan ve iş makinelerinin kullanıldığı yıkım çalışmaları sürüyor. Kültürel ve tarihi değeri olan gözelere yapılan saldırıya tepkiler ise sürüyor. Yöre sakinleri tarafından kutsal kabul edilen Munzur Gözeleri’ndeki çalışmaların durması için yapılan bütün başvurular sonuçsuz kalırken, Munzur Çayı üzerine köprüler inşa edilmesi planlanıyor. “Doğallığı bozulmayacak” denilen gözelere giren iş makinelerinin yıkımı sürerken, mermer ve betonarme kesme taşlardan merdiven yapımına başlandı bile.
‘Talan porjesi’
Dersim Dernekleri Federasyonu (DEDEF) Genel Sekreteri Hasan Şen, Munzur Gözeleri’nin tahrip edilmesinin Alevilere yönelik bir saldırı olduğunu söyledi. Munzur Gözeleri’nin bin yıllardır Dersimliler tarafından kutsal kabul ettikleri, Munzur Baba Gözeleri olarak adlandırdıkları bir yer olduğuna vurgu yapan Şen, “2017 tarihinde Munzur Gözeleri’nin bir peyzajla düzenleyeceğini öğrendik. Munzur Gözeleri’nin en üst noktasına büyük bir amfi tiyatronun yapılması, ardından mescit yapılması için düzenlenen bir talan projesiydi bu” dedi.
‘Köklere bir saldırı’
Alevilerin inanç ve kültür merkezi olarak gördükleri bu yeri, iktidarın kendi mescidi haline çevirmeye çalıştığını söyleyen Şen, “Alevilerin inançlarını gerçekleştirdikleri, mumlar yakıp dilekler diledikleri, ibadetlerini yaptıkları bu alanı turizm için kullanacakları bir şekle büründürmek Alevileri yok etme anlamına geliyor. Kendi kirli fikirlerini Aleviler üzerinden yürütüyorlar” dedi. Munzur’un insan baskısı altında olduğuna dikkat çeken Şen, “O baskının altında bir kirlilik olduğu yönünde halktan birçok itiraz aldık. Sonrasında Munzur Gözeleri’nde bir inceleme başlattık. Valilik usulsüz bir şekilde bu projeyi başka bir şirkete verdi. Askerin, polisin, kolluk kuvvetlerinin tanklar eşliğinde girdiği Munzur’da tüm itirazlarımıza rağmen başlayan çalışmaya karşı biz Munzur’un zaten doğal bir peyzaj alanı olduğunu ve bu doğal peyzaj alanında yeni bir peyzaj yapılmasına ihtiyaç olmadığını savunuyoruz. Dersim halkı olarak buna rızamız yoktur. Tüm karşı çıkışlarımıza rağmen bir yıkım gerçekleşti fakat bu yalnızca bir proje değil. Bu aynı zamanda Dersim’in kültürüne bir saldırıdır” diye kaydetti.
‘Bu saldırılar yeni değil’
İktidarın bu proje ile Dersim’in yer altı ve yer üstü varlıklarını paraya çevirmek istediğini dile getiren Şen, sermaye için atılan her adımın hızlıca gerçekleştirmek istendiğine vurgu yaptı. Barajlar projesi, HES’ler, arazi tahsisleri, avcılık, orman yangınlarını birbirinden ayırmamak gerektiğini ifade eden Şen, “İktidar içinde bulunduğu ekonomik krizi aşmak için ne kadar olanak varsa hızlıca tahrip ederek paraya çevirmeye çalışıyor” dedi. Alevilere yönelik saldırıların yeni olmadığının altını çizen Şen, “Bugün belki çok güçlü olduklarını düşünerek topla, tankla, tüfekle direnenleri baskılamaya çalışabilirler ama bu böyle sürmeyecektir. Yarın bu ülkede koşullar değiştiğinde direnenler hakkını alacaktır” diye konuştu. Şen, son olarak direniş çağrısı yaparak, “Sermayenin attığı adımlara karşı halklar kendilerini yerelde koruyabilecek bir direniş göstermelidir” dedi.