Doğal alanların yok edilmesine göz yumulan altın madenlerinin 3 kuruşluk devlet hakkı ile yağmalanmasına göz yumuluyor. Kömür madenciliğinde ise yeni yönetmelikle devlet hakkı için değişikliğe gidildi
Yusuf Gürsucu
T.C. Enerji ve Tabii Kaynakları Bakanı Fatih Dönmez, Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in, ‘Türkiye’de çıkarılan altın ve gümüş madenleri’ ile ‘Bu madenlerden elde edilen devlet hakkının ne kadar olduğuna’ ilişkin soru önergelerini cevapladı. Dönmez yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Ülkemizde son 3 yılda 19 şirkete ait 25 ruhsat sahası kapsamında 120,39 ton metal altın üretimi gerçekleştirildiğini belirtti. Son 5 yılda altın üretimi yapan ruhsatlara 2 milyar 529 milyon 532 bin 120 TL devlet hakkı tahakkuk ettirilerek tahsil edilmiş.”
Tüm madenlerin devlet hakkı
Dönmez, tüm madenlerden devlet hakkı olarak 2021 yılında tahakkuk eden gelir toplamının ise 2 milyar 396 milyon 99 bin 705 TL olduğunu belirtti. Ruhsat sahiplerince beyan edilen rezervler ile kamu kurumlarının keşfettiği rezervler birlikte hesaplandığında toplam 1890 ton metal altın rezervine ulaşıldığını bildiren Dönmez, “Aynı şekilde 2021 yılı işletme faaliyet raporlarındaki gümüş üretim beyanları üzerinden yapılan hesaplamalarda yaklaşık 36 bin 500 ton metal gümüş rezervine ulaşılmaktadır” dedi.
Sermayeye servet aktarılıyor
Bakan Dönmez’in 2021 yılı sonuna kadar 5 yıllık sürede 120,39 ton altın üretimi yapıldığını ve devlet hakkı olarak 2,5 milyar TL aldıklarını söylemesi dikkat çekici. 120 ton altın son değerlere göre yaklaşık 134 milyar liraya ulaşırken devlet hakkı için 2,5 milyar lira alınması kamusal karşılık olarak ortaya çıkıyor. Yaklaşık yüzde 2’lik bir devlet hakkı için büyük bir doğa yağması yaşatılırken, bu yağmayı yerli-milli sözleriyle süsleyen iktidar doğal yaşamdaki yağma üzerinden bir avuç sermayeye servet aktarmayı kesintisiz sürdürüyor.
Devlet payında kömür için değişiklik
Maden Yönetmeliği, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından yayımlanarak yürürlüğe girdi. Yönetmelik 21 Eylül 2017 tarihinde yayımlanan Maden Yönetmeliğini ise yürürlükten kaldırdı. Yeni yönetmelikle beraber, enerji hammaddelerinin çıkarıldığı IV. Grup, “b” bendi kapsamındaki (kömür) madenlerde söz konusu olan devlet hakkı yüzde 2’den yüzde 3’e çıkarıldı. Ayrıca yeni yönetmelikle devlet hakkına ilişkin teşviklerde; ürettiği tüvenan madeni yarı mamul veya mamul hale getirmek üzere işlemek amacı ile yurt içinde kendine ait tesislerde işleyip ek katma değer sağlayanlardan, bu tesislerde üretimde değerlendirilen maden miktarı için hesaplanan devlet hakkının yüzde 50’si alınmayacak.
Termik santrallere kıyak mı?
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in, Meclis’te bir soru önergesine verdiği yanıtta binlerce sayıdaki tüm madenlerden devlet hakkı olarak 2021 yılında tahakkuk eden gelir toplamının 2 milyar 396 milyon 99 bin 705 TL olduğunu açıklamış olması ise Türkiye coğrafyasının yarısının yağmalanması karşılığı alınan yıllık ücreti kapsıyor olması dikkat çekici. Açıklanan devlet hakkı yönetmeliği ile termik santrallerin kömür madenciliğini destekliyor. Termik santraller kömürü üretip kullanılır hale getirdikten sonra santralde yakıyor olmasıyla devlet hakkı yüzde 1,5 uygulanacak. Ayrıca üretilen kömür miktarı ise şirketin beyanına göre belirlenecek. Termik santrallere her türden atığı yakma özgürlüğünün verilmiş olması kontrol mekanizmasını işlemez hale getirecek.
Reverv geliştirme hakkı
Yeni yönetmelik, görünür rezerv geliştirme hakkını da mevzuata dahil etti. Görünür rezerv geliştirme hakkı; “ruhsat sahibi ile veya ihalelik sahalara ilişkin Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğüyle (MAPEG) gerçek/tüzel kişiler ve/veya kamu kurum ve kuruluşları arasında yapılan sözleşme kapsamında, Ulusal Maden Kaynak ve Rezerv Raporlama Koduna göre hazırlanmış rapor ile belirlenen görünür rezervden, bu görünür rezervi ortaya çıkaran gerçek/tüzel kişiler ve/veya kamu kurum ve kuruluşlarının aldığı pay” olarak tanımlanıyor.
Ruhsatlar 5 yıldan 20 yıla uzadı
İşletme ruhsatının düzenlendiği tarihten itibaren muhtemel rezerv alanlarının IV. Grup maden işletme ruhsat sahalarında on yıl içinde Ulusal Maden Kaynak ve Rezerv Raporlama Kodu’na göre kaynak ve/veya rezerv haline getirilmesi zorunlu olacak. 10 yıl içinde kaynak ve/veya rezerv haline getirilmeyen alanlar taksir edilecek. Bu süre IV. Grup madenler için daha önce 5 yıl olarak belirlenmişti. Maden işletme ruhsatları, açıklanan şartları karşılayan madenler için azami ruhsat süresini geçmeyecek şekilde 20 yıllığına uzatılabilecek.
Nükleer düzenleme
Yeni düzenleme Nükleer Düzenleme Kurumu’na (NDK), madenlerde faaliyet alanına giren konular hakkında uygunluk görüşü verme yetkisi tanıyor. NDK ruhsata konu madenin üretilmesi aşamasında ortaya çıkarılan pasanın değerlendirilmesine ilişkin MAPEG’den alınan izni gösteren ve IV. Grup “ç” bendi kapsamındaki uranyum, toryum, radyum gibi elementleri içeren radyoaktif mineraller ve diğer radyoaktif maddelerin çıkarıldığı maden tesisleri için yetkilendirme yapacak. İktidarın önümüzdeki süreçte radyokatif maden üretimini teşviğe hazırlandığı iddiaları yapılırken, Kaz Dağları’nda bile MTA eliyle sondajlar yapıyor olması dikkat çekici.
İliç’te kazanan Kanadalı şirket
Erzîngan’a (Erzincan) bağlı İliç’in Çöpler mevkiinde 12 yıldır doğal yaşam alt üst edilip yağmalanırken, yağma alanı genişleyerek, Dersim ve Divriği coğrafyalarına doğru ilerliyor. İliç’te devasa büyüklükte doğal alan yerle bir edilip altın üretilme sürecinde tek kazanan Kanadalı SSR Madenclik ile AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yakınlığıyla bilinen Çalık Holding’in Lidya Madencilik şirketidir. Bölgede doğal yaşam yıkıma uğratılırken, İliç’te yer alan devasa büyüklükteki siyanür yüklü atık havuzu Fırat Nehri’nin hemen üstünde yer alıyor. Doğa yağması yanında Fırat Nehri üzerinde oluşturduğu yaşamsal tehdide 3 kuruşluk devlet katkısı için göz yumulurken, bu göz yummanın ardından özel ve grift parasal işlerin dönme olasılığı ise çok yüksek.
Büyük hisse Kanadalıda
Geçtiğimiz günlerde Kanadalı SSR Madencilik, Lidya Madencilik ile ortak girişimleri olan ve yine Erzîngan ve Dersim coğrafyasını içeren alanlar üzerinde yeni maden alanlarının ruhsat sahibi Kartaltepe Madencilik’teki hissesini yüzde 30 daha arttırmak üzere ortağı ile anlaşmaya vardıkları açıkladı. 150 milyon dolara karşılık gelen hisse alımı sonrası SSR’ın Kartaltepe’deki hisse oranı yüzde 80’e ulaşıyor.
Çakmaktepe büyüyecek
Kartaltepe şirketi, Çakmaktepe’nin Uzatısı Rezervlerinin yaklaşık 200.000 onsu dahil olmak üzere yaklaşık 207.000 ons altın rezervi olduğu belirtilen 9.200 hektarlık sekiz ruhsattan oluşuyor. Ruhsatlar ek olarak 408.000 ons ölçülmüş ve belirlenmiş maden kaynağı ve 394.000 ons çıkarsanmış kaynağı barındırdığı belirtiliyor. Ayrıca yine aynı şirkete ait olan Mavi Altın Kuşağı verilen bölgeye doğru genişleme adımları atılıyor. Kartaltepe şirketinin web sitesinde, Çakmaktepe,’nin Çöpler’in maden ömrüne katkı sağlamak amacıyla kurulan ilk uydu maden işletmesi olduğu ve 1,6 milyon ton cevherin Çöpler’de işlenerek altın üretildiği belirtiliyor. 2018’in dördüncü çeyreğinden beri faal durumda olan Çakmaktepe’nin büyüme potansiyelinin bulunduğu ise özellikle vurgulanıyor.
80 bin hektar orman
Mavi Altın sahasında ise, kuzeyde yeni keşfedilen Ardıç’tan güneyde yer alan Mavidere Altın – Bakır porfiri yatağına kadar uzandığı ve 20 km uzunluk ve 6-7 km genişliğe sahip olan bu alanda birden fazla cevherleşme yatağı tespit edildiği belirtiliyor. Bu bölge, gelecekte yapılabilecek muhtemel keşifler ile Çöpler’in oksit üretimine katkı sağlayacağı vurgulanıyor. Çöpler Altın Madeni’ne yakın birçok lisanslarla, zengin altın ve bakır sahalarını barındırdığını ve en önemlilerinin ise Çakmaktepe ve Ovacık ilçesine bağlı Cevizlidere köyü, Sin köyü ve Mamlis üçgeninde bulunan 80 bin hektar ormanlık alanda maden girişiminin Mavi Altın Kuşağı adını verdikleri sahalar olduğu belirtmekte. Tunç Pınar Madencilik A.Ş eliyle yürütülen bu yağma da yine SSR ve Lidya ortaklığı sürüyor.
Aynı ortaklık Balıkesir’de
Alacer Gold’un (SSR Madencilik) Türkiye dışında, ABD Nevada’daki Battle Mountain-Eureka dağları boyunca uzanan Marigold madeni, Kanada’da Saskatchewan’daki Trans-Hudson Koridoru boyunca yer alan Seabee madeni ve Arjantin’deki Bolivya gümüş kuşağı boyunca uzanan Puna madenleri olarak nitelenen sahaları sahip. Şirket Erzîngan ve Dersim coğrafyası dışında 11 yıl süreceğini açıkladığı Balıkesir Gediktepe madeni ile altın başta olmak üzere gümüş ve bakır cevherlerini kazanmak istiyor. 2013’te Lidya Madencilik’in lisansını aldığı Gediktepe’de Lidya yüzde 50, SSR’nin yüzde 50 oranında ortaklık kurarak hazırlıklara başladığı belirtiliyor.