Altın madenciliği alanında faaliyet yürüten şirketler kârlarını 10’a katlama peşinde. Beyana dayalı üretimle yüzde 1-2 oranında vergilendirilen madenler yeni sistemle çoğalacak
Altın Madencileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Yücel, 10 kazanabilecekken 1 kazanabildiklerini açıkladı. Hasan Yücel, ocaktan çıkarılan madenlerin katma değeri yüksek ürünlere dönüştürecek yatırımların yeterince teşvik edilmediğini, çoğunlukla ham veya yarı işlenmiş olarak yurtdışına satıldığını belirterek, “Madencilikten 10 kazanacakken 1 kazanmaya devam ediyoruz” dedi. Yücel’in, “Yeni yönetimin alacağı teşvik kararları madencilik sektöründeki yeni yatırımlara ivme kazandıracaktır. Hedef madencilikten daha fazla katma değer yaratan bir ülke haline gelmemizdir” sözlerinden altın madenlerinde siyanürle ayrıştırmanın teşvik edilmesini istediği anlaşıldı. Maden yasasına göre madenden çıkarılan ve ayrıştırılan altının şirketin beyanına göre sadece yüzde 1-2 oranında vergilendirilirken, kazançlarını 10’a katlamak istemeleri ‘Yeni Sistem’ ile birlikte altın madenciliğinin sıçrama yapacağına işaret ediyor. Bu durum ise doğal yaşamın, su havzalarının kirlenmesine ve kullanılamaz hale gelmesine neden olacağı biliniyor.
Siyanür yaşamı tehdit ediyor
Türkiye’deki altın madenciliği, siyanürlü liç yöntemiyle ayrıştırılmaktadır. Liç yığınlarından toprağa karışan siyanür hem toprağı hem de yeraltı ve yüzey sularını geri dönülmez biçimde kirletmektedir. Ayrıca Liç yığınlarından havaya saçılan çok miktarda “Hidrojen Siyanür” (HCN) badem yağı kokusu gibi koku bırakarak çok uzak noktalarda bile yaşamı zehirler. Uşak Kışladağ maden sahasında yaşanan süreçlere yönelik uzmanlar, madenin yarattığı riskin halk ve çevre sağlığı açısından kalıcı olabileceğine dikkat çekmişlerdi. Maden sahasından çevredeki dereye ağır metal yüklü olduğu kesin olan çamurların aktığının belli olduğunu kaydeden uzmanlar, “Bölgede tarımının geleceği de tehlikede. Bölgedeki tüm içme, kullanma ve sulama suları analiz ettirilmeli. Bu işletme tehlikeli ve ölümcül” olduklarını belirtmişlerdi. Türkiye’deki altın madenlerinin yarattığı sorunlarla baş edilemezken, yeni madenlerin açılacağı belli olan yeni sistem geleceğimizi açıktan tehdit ediyor.
EKOLOJİ SERVİSİ