Gübretaş, çiftçiye ihanet edip altın madeni işine girmek istedi. Ancak yaşanan kriz ve kredi bulamama hali Gübretaş’a bu olanağı vermezken, tüm gelişmelerle bu madenin dış ortaklı olarak iktidar çeperindeki bir şirkete verileceği netleşmeye başladı
Yusuf Gürsucu
Bilecik’in Söğüt İlçesi’nde Gübretaş’a ait araziler üzerinde Gübretaş tarafından altın madeni girşimi sürerken, alan genişletilip büyük teşviklerle zehirli bir gelecek örülmekte. Geçtiğimiz aylarda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzası ile alınan acele kamulaştırma kararı sonrası maden sahası genişletilip bölgede yurttaşlara ait arazilerin mülkiyeti hazineye devredilmiş ve siyanür havuzlarını da içeren tesis kurulumuna başlandığı belirtilmişti.
109 ton altın
Bölgede yapılacak yatırım için teşvik belgesi 109 ton altın rezervi olduğu iddiasıyla Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından onaylanarak Resmi Gazete’de yayımlandı. Gübretaş Maden Yatırımları A.Ş.’ye verilen teşvik tutarının 4 milyar 634 milyon 477 bin 508 lira olduğu öğrenildi. Gübretaş, kurulacak tesis üzerinden yılda 1 milyon 252 bin 800 ton cevheri siyanürle işleyip altın elde edeceği açıklamalarda yer almıştı.
Cengiz’e devredilmiyormuş
Ancak Gübretaş’ın Gübretaş Maden Yatırım A.Ş.’yi kurarak giriştiği bu işte ortaya çıkan rantın büyük olması iktidarın bu rantı çeperindeki şirketlere devredilmesi noktasında birçok söylenti ortaya çıktı. Bu söylentilerin başında sahanın Cengiz Holding’e devredileceği yer alırken, Cengiz Holding bir açıklamda bulunarak, “Bilecik/Söğüt’teki altın madeni sahasının Cengiz Holding’e devredileceği iddiası gerçeği yansıtmamaktadır, iddia edilen devir süreciyle ilgisi bulunmamaktadır” denildi.
Cengiz’in itirazındaki ip uçları
Ancak açıklamadaki vurgular Cengiz Holding’in ilişkisinin bulunmadığı yönünde olunca 2 önemli şey öne çıkıyor. Birincisi Gübretaş Maden Yatırım A.Ş.’yi kurarak bir üst yüklenici pozisyonuna geçmek istediğini gösterirken, sahanın devredilme sürecinin değil, rödevans sözleşmesiyle sürecin işletileceğini gösteriyor. Bir diğer şey ise Cengiz Holding açıklamasında ‘devredilmesi söz konusu değil’ ifadesi rödevans sözleşmesine işaret derken, Cengiz’in yerine farklı bir havuz şirketinin bu işe girişebileceğini gösteriyor.
Önce FETÖ’ye ikram edilmişti
2012 yılında Koza Altın’ın altın madeni işletmesiyle ilgili, Koza Altın ile Gübretaş arasında yaşanan Söğüt altın madenine ilişkin davada Koza Altın’ın Söğüt madeni işletmesi iptal edilirken, Fetö’yle kolkola oldukları dönemde ‘Koza Altın’a ikram edilen’ arazi dava sonucunda Gübretaş’a iade edildi. Madeni bir an önce işletmeye almak için çalıştıklarını vurgulayan Tarım Kredi Genel Müdürü ve Gübretaş Maden Yatırımları A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı olan Fahrettin Poyraz, “Şu anda makine ekipman ve siparişlerini verdiğimiz ilave bir yatırım yapıyoruz” dedi.
Yabancı ortaklı yerli işbirlikçi
Poyraz, “Hedefimiz 2022 yılının sonunda ilk altını dökmek. Orada Türkiye ekonomisi açısından brüt yaklaşık 6 milyar dolara tekabül eden bir büyüklük var. Biz bu 6 milyar dolarlık değeri oradan çıkartmak için bu yıl, önümüzdeki yıl ve 2023 yılı içinde toplamda 450 milyon dolarlık bir yatırım öngörüyoruz. Gübretaş maden yatırımları olarak da bundan sonraki dönemlerde Söğüt ve dışındaki diğer sahalarda da inşallah çalışmalara gireceğiz” sözleri yağmanın genişleyeceğini gösterirken Gübretaş’ın adeta maden şirketi haline getirilmesini izliyorduk. Fakat Türkiye’de yaşanan ekonomik kriz nedeniyle Gübretaş’ın ya da iktidarın böyle bir yatırıma tek başına kredi bulması olanaksız. Bu nedenle yabancı ortaklı ve yerli işbirlikçi bir şirkete bu maden sahasının devredileceğini söylemek gerekiyor.
Siyanür ölüm demek
Türkiye’de çevre hareketini ortaya çıkaran Bergama köylülerinin mücadelesi maden girişimini engelleymezken, siyanür ile özdeşleşen ölüm, antik çağda sağlık merkezi olan ve kapısında “buraya ölüm giremez” yazan Bergama’dan Türkiye’ye giriş yaptı. Bergama’nın ardından Uşak Eşme-Ulubey arasındaki Kışladağ’da faaliyetler genişleyerek sürdü. Kanadalı El Dorado Gold’un Türkiyedeki şirketi TÜPRAG, “Avrupa’nın En büyük altın madeni – Turkish Delight” sloganlarıyla başlayan ve madenin resmi açılışından 15 gün önce gerçekleşen kaza sonrası açığa çıkan siyanürden resmi rakamlara göre 1500 Eşme ve Köylüsü zehirlendi. Zehirlenen halk Eşme hastanesini doldururken, resmi yetkililer siyanür kazasının üstünü “Eşmenin şebeke suyuna kanalizasyon karışması nedeniyle meydana gelen bakteriyel zehirlenme” diyerek örtbas etmeye çalışılmış ancak TTB’nin çabalarıyla yurttaşların kan örneklerinde olması gerekenden 30 kat fazla siyanür olduğu açığa çıkmıştı.
Türkiye coğrafyasına yayıldı
TÜPRAG Şirketi bir başka madenini de İzmir’e 20 km uzaklıktaki Efemçuruku’nda başlattı. İzmir’e içme suyu sağlayan barajlar havzasında bulunan madenin çalışabilmesine olanak sağlamak için kentteki 200-300 bin insanın içme suyunu sağlayacak olan Çamlı Barajı’nın yapımına AKP hükümeti izin vermedi. Kentin tek yüzeysel su toplama havzasında bulunan, alfons tipi üzümleri ile ünlü, orman köyü Efemçukuru bugün kapasite arttıran altın madeninin işgali altında bulunuyor. Kaz Dağları, Kozak yaylası, Gümüşhane, Erzincan İliç, Kayseri, Nevşehir, Eskişehir, Ordu, Ağrı, Istranca Dağları, Sivas Bakırtepe’de, Artvin Cerattepe’de, Dersim Ovacık’ta ve ülkenin onlarca yerinde irili ufaklı altın madenciliği sürerken, yeni girişimler ise aralıksız devam ederek, yaşam siyanürle zehirleniyor.