Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tartışma ve protestolarla başlayan üç günlük Almanya ziyareti şimdi de maddi boyutuyla tartışılıyor. Ziyaretin Almanya’ya 8,7 milyon euro masrafa mal olduğu belirtilirken, muhalefet hükümete ziyaretin maliyetini açıklama çağrısı yaptı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın üç günlük Almanya ziyareti önceki gün sona erdi. Almanya kamuoyunun tepki ve ısrarlarına rağmen demokrasi ve insan hakları konusunun göstermelik olarak gündeme geldiği, tişörtünün üzerinde “gazetecilere özgürlük” yazısı olduğu için basın toplantısından gazeteci kovulduğu, Almanya hükümeti tarafından faaliyetleri yasaklanan Almanya “Almanyalı Osmanlılar” (Osmanen Germania) adlı çetenin karşılamalarda görüntülendiği ziyaretin şimdi de maddi boyutu tartışılıyor. Bild gazetesinin haberine göre Erdoğan’ın ziyareti sırasında Berlin ve Köln’de 10 bine yakın polisin görev yapmasından dolayı Almanya’nın kasasından en az 8,7 milyon euro para çıkacak. Protokol ve cumhurbaşkanlığı sarayında Erdoğan için verilen resepsiyonun masrafları bu masrafa dahil değil. Erdoğan’ın şovuna dönüşen resepsiyona 100 kişi davet edilmişti. Sol Parti Milletvekili Sevim Dağdelen Erdoğan’ın üç günlük ziyaretinin devlete maliyetini Federal Meclis’e verdiği önerge ile sordu. Soru önerisinin önümüzdeki günlerde Merkel hükümeti tarafından cevaplanması bekleniyor.
‘Şık’ bulmamış
Öte yandan Erdoğan Almanya ziyareti dönüşünde uçakta hükümete yakın gazetecilere ziyaretle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Erdoğan değerlendirmesinde yemekte bir araya geldiği Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier’in Türkiye’de tutuklu olan gazeteciler, sendikacılar, avukatlar ve siyasetçiler için endişeli olduğunu dile getiren konuşmasına değindiği belirtildi. Erdoğan, Steinmeier’in sözlerinin ‘şık’ olmadığını savundu. Erdoğan’ın şu ifadeleri kullandığı belirtildi: “Akşam yemeğindeki konuşmada o tür bir yaklaşım sergilenmesi çok şık olmadı. Biz sizinle görüşmeyi yapmışız, bu konuları da görüşmüşüz.
Akşam yemeğinde yapılan bir konuşmada onları tekrar dile getirmenin gereği yoktu. Almanlar bile herhalde bundan rahatsız oldular. “Steinmeier yanlış yaptı, Erdoğan da haklı tepkisini ortaya koydu” şeklinde konuşanlar olmuş. Biz bizim ülkemizde, bir misafirimizi yemeğe davet edip, ondan sonra böyle bir girişimde bulunmayız. Medya şöyle der, şunu yazar şeklinde yersiz yaklaşımlarla ya da iç politika adına o tür tavır sergilenmesinin doğru olmadığı kanaatindeyim.” Öte yandan Erdoğan ziyaretin ardından Twitter’da yaptığı açıklamada “Gerçekleştirdiğimiz devlet ziyaretinin kadim Türk-Alman dostluğunu perçinleyeceğine inanıyorum” ifadelerini kullandı.
Erdoğan, “Almanya ile geçmişte yaşadığımız sancılı dönemi artık geride bırakıyoruz. İlerletmekte kararlı olduğumuz Avrupa Birliği üyelik süreci kapsamında da reformlarımız devam edecek. Vize serbestisi konusunda kalan 6 kriteri en kısa sürede yerine getireceğiz” dedi. Suriye’de Almanya ile Türkiye’nin aynı bakış açısına sahip olduğunu belirten Erdoğan, “Almanya’nın Suriye meselesinin bilhassa insani boyutuna gösterdiği hassasiyet Türkiye için memnuniyet vericidir” ifadelerini kullandı.
Neler yaşandı?
Erdoğan’ın ziyareti Almanya kamuoyunda büyük tepki görmüş ve ziyarette yetkililerden Erdoğan’a demokrasi ve insan hakları konularında baskı yapılması istenmişti. Ayrıca ziyaret sırasında “Erdoğan Hoşgelmedin” platformu tarafından binlerce kişinin katılımıyla Berlin ve Köln’de protesto amaçlı mitingeler düzenlenmişti. Erdoğan’ın Almanya Başbakanı Angela Merkel ile yaptığı görüşmede de demokrasi ve insan hakları konusu Merkel tarafından göstermelik olarak gündeme getirilmişti. Alman hükümetinin AKP iktidarının Kürtlere karşı uyguladığı “güvenlik ve savaş konsepti”ne destek mesajı veren Merkel, son dönemde Kürtlerin yürüyüşlerine ve kurumlarına yönelik polis baskısını örnek gösterdi. Merkel, Kürtler ile Fethullah Gülen Cemaati’ni aynı görmediğini, Cemaati “terör örgütü” ilan etmek için yeterli delil olmadığını, ama PKK için olduğunu belirtmişti. Erdoğan ile Merkel’in basın toplantısı sırasında bir gazeteci Türkiye’de tutuklu bulunan gazetecilerin durumuna dikkat çekmek amacıyla giydiği “Gazetecilere özgürlük” yazılı tişörtü nedeniyle salondan çıkartılmış, Merkel ise olayı izlemekle yetinmişti.
EURO 2024 yorumu
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisi Almanya’da olduğu gün Türkiye’nin de aday olduğu Euro 2024 turnuvasının ev sahipliğinin Almanya’ya verilmesine dair konuştu. Köln’de gazetecilerle bir araya gelen Erdoğan, konuya ilişkin soru üzerine şunları söyledi: “Açık konuşayım, çok da önemsemedim. Bu hep böyle dönüyor. İki dünya kupasını veriyorsun, bir Avrupa kupasını veriyorsun. Aynı ülkede bunu yapıyorsun. Türkiye’ye gelince şöyle böyle diyorsun. Tesis ise, bizim şu anda Almanlardan geri kalan bir halimiz yok. Çok modern ve kilometre olarak çok daha iyi tesislerimiz var. Hayırlı olsun. Neticede masraftan kurtulmuş olduk.”
Türkiye’ye silah satışı azaltıldı
Almanya Ekonomi Bakanlığı, Yeşiller Partisi Milletvekili Omid Nouripour’un Türkiye’ye silah ihracatıyla ilgili sorularını yanıtladı. Alman Haber Ajansı’nın (dpa) haberine göre, 14 Mart’ta yemin ederek görevine resmen başlayan Alman hükümeti, o tarihten bu yana Türkiye’ye 916 bin 902 euro değerinde 16 silah ve teçhizat satışına onay verdi. 1 Ocak-14 Mart arasındaki sürede ise Türkiye’ye 9 milyon 700 bin euro değerinde 34 ihracata onay verildi. Almanya hükümeti 2017 yılında, Türkiye’ye 34 milyon 200 bin euro değerinde 138, 2016’da ise 83 milyon 900 bin euro değerinde 213 silah ve teçhizat satışına yeşil ışık yakmıştı. 2016 yılında, Türkiye Almanya silah sanayisinin en fazla silah ihracatı yaptığı 20 ülke arasında yer alıyordu. 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminden bu yana Almanya’dan Türkiye’ye silah ihracatı azaldı. Bu yılın mart ayından beri ihracat rakamlarında daha da azalma kaydetti. Türkiye 20 Ocak 2018 tarihinde Kuzey Suriye kenti Afrin’e başlattığı operasyonda Alman yapımı Leopard 2 tanklarını kullanmıştı. Leopard 2 tanklarının kullanıldığının ortaya çıkması Almanya kamuoyunda Türkiye’ye silah ihracatına ilişkin tartışmalara neden olmuştu. Hükümet kamuoyundan gelen baskılar üzerine, silah satışının askıya alındığını açıklamış ve bundan sonraki kararların yeni hükümete bırakıldığını duyurmuştu.
DIŞ HABERLER