İnsanın en temel ihtiyaçlarından biri olan suya yıllardır para ödüyoruz. Damacana suyun tarihi daha çeyrek yüzyıl bile değil ama artık aile bütçesinin ağır bir yükü oldu. Özellikle son bir yılda fiyatı yüzde 160 oldu
Neoliberal vahşi kapitalizmin ekonomideki egemenliğine bağlı olarak kamu kaynaklarının kısılması, 1990’li yılların başından itibaren özellikle büyük şehirlerde altyapı çalışmalarını frenleyince ortaya çıkan ‘şebeke suyunun içilememesi’ sorunu, kocaman bir sektör yaratırken, üst üste gelen zamlar yoksulların belini büküyor. Son bir yılda hemen hemen tüm ürünlerde fiyat artışları yüzde 100’ü aşarken, bunlar arasında en dikkat çekici olanlardan biri de ambalajlı su ürünleri olarak öne çıktı. Geçmiş yıllarda 6 ayda bir yapılan fiyat değişikliği sıklığının neredeyse her ay gerçekleşmesi ve damacana su fiyatının 50 TL sınırına dayanması tüketicileri farklı arayışlara yöneltti. Ambalajlı Su Üreticileri Derneği (SUDER) Başkanı Hüseyin Karamehmetoğlu, “Dönüşümsüz ambalajlardan (PET, cam), bir miktar damacanaya bir miktar da şebeke sularına dönüş oldu” dedi.
Yüzde 160 zam
En fazla damacana suyun satıldığı platformlardan biri olan Getir’de yer alan bilgilere göre geçen yıl bu zamanlarda 18 TL seviyesinde olan 19 litrelik damacana su fiyatları her ay düzenli bir şekilde artış gösterdi. Önceki gün damacana fiyatı yüzde 160 artışla 46,9 TL seviyesine yükseldi. Aynı zamanda Pınar Su’nun Genel Müdürlük koltuğunda oturan Hüseyin Karamehmetoğlu, suyu meydana getiren maliyet kalemlerine de dikkat çekerek, “Ambalajlı su ürünlerinin neredeyse yüzde 90-96’sı su değil diğer maliyetlerden oluşuyor. Yani tüketicilerimiz suya değil ambalaj malzemeleri ve taşımaya para ödüyor” şeklinde konuştu. Karamehmetoğlu, şöyle devam etti: “Aralık 2021 ile Aralık 2022 arasında motorin yüzde 140, otoyol ve köprü geçiş ücretleri yüzde 56, asgari ücret yüzde 82, elektrik faturaları yüzde 277 ve sanayide kullanılan doğalgaz faturaları ise yüzde 322 arttı. Bu artışların yanı sıra çift yönlü nakliye süreci olduğu için de damacana fiyatlarına motorin zammı ve köprü otoyol ücretlerindeki artışlar ister istemez damacana fiyatlarına yansıdı.”
Şebekeye dönüş var
Nüfusun artmasına rağmen su pazarı hacminin salgın öncesi dönemin gerisinde kalması, şebeke suyuna yönelime işaret ediyor. Karamehmetoğlu, “Maliyet enflasyonu ile oluşan fiyat artışları, bazı tüketicileri farklı arayışlara yönlendirdi. Bu çerçevede dönüşümsüz ambalajlardan bir miktar damacanaya, bir miktar da şebeke sularına dönüş olduğunu söyleyebiliriz” dedi.
1997’den beri hayatımızda
Damacana suyun sektör haline gelmesinin tarihi, 1990 – 1995 yılları arasındaki büyük kesintilere kadar gidiyor. İstanbul’da kriz haline gelen su sorunu önce bizzat belediyenin başlattığı su istasyonları ile bir miktar hafifletilmeye çalışıldıysa da daha sonra bu özel ellere doğru kaydı ve nihayet 1997’de su işinin bir sektör haline gelmesinin önü tamamen açıldı. 1997 yılı itibariyle ambalajlı su sektörünün ilk şirketleri Türkiye’de faaliyetlerine başladı; bu arada açık su istasyonları da yasaklandı.
Böylece gelinen nokta şirketlerin tam egemenliği oldu. 2021 yılında Türkiye’de su pazarı hacmi 11,1 milyar litreye ulaşırken, sektördeki toplam ciro yaklaşık 9,3 milyar TL’ye ulaştı. Bu arada, 2021 yılında TÜİK verilerine göre toplam ihraç edilen ambalajlı su da 385.453 ton ve toplam ciro ise 58.312.674 dolar oldu.
HABER MERKEZİ