Örneklerin öğrettiği oluyor. Hayat emsal kararlar arşivi. Tekrarlar yasaklanmıyor, olsun. Özgürlük ve onun mücadelesi bunu gerektirir. Örnekler bazen taklitleri doğurur. Öyle bir handikap var. Bu handikap öğretilen her şeyde etki ediyor. Taklit çünkü öğrenilen bir şeydir. Bu yüzden sürekli dürtmeli insan kendini ve çevresini, hep ayık(!) olmalı.
Tabi ki taklidi imkansız şeyler de var. Özgürlük diyelim, taklit edilemez bir şeydir. Ölmek diyelim, bir defaya mahsustur. Tekrar ile taklidin işbirliği var. Düşündükçe, yazdıkça, hatırladıkça ne çok şey var, der insan. Hayatta her şey var.
Burada, bu ülkede, tekrar ve taklit birbirine karışıyor. Huzursuzluk, huy burada. Korku salgın gibi birçok yerde. En çok da kanıksanmışlık bulaşıyor. Burada mümkün olan her hükmün yeniden doğuşu var. Yani tekrarı var. Bin yıl da geçse tekrarı dayatacak kendini; kötülüğün, iyiliğin, mücadelenin, korkunun, ihanetin ve cesaretin. Çoğalır bunlar, çoğaldıkça hatırlatan şeylerin huyudur bu.
İşaret edilen her yer keşfedilmeyi, işlevli hale gelmeyi, yakınlaşmayı ve yaşanmayı çağırır. Ben mümkün bir hükümüm, der. Duyan olur mu peki? Büyük bir mümkün bu, her yere sirayet etmiştir. Çağrılınca gelmeyen ne kaldı ki zaten. Ses güçtür, ses veren olunca daha da güçlenir. Mırıldanmaktan koro halinde bağırmaya kadar gider. Her cesarete vokal lazım, her çağrıya koro oluşturmak lazım. Burada lazım olan ne çok şey var.
Neyin en çok çağrıldığını listelemek, büyük bir amme hizmeti olur. Ülkeden ülkeye kıyas edilirse bu çağrılan şeyler, birtakım doğrular ve yanlışlar ortaya koyar. Burada mesela vahşet çağrılıyor. Sonraki gün bir gazetenin üçüncü sayfasında en fazla beş yüz punto ile duyuruluyor. Talan, sömürü, tecavüz, linç ilk akla gelen, çağrılmasa da gelen. Çünkü tekrarına hasta bir durum bu. Bağımlısı bu taklidin. Yokluğu, büyük hata!
Sıradanlaşan kötülükler pataklıyor bizi, serseme çevirip yenisine hazırlıyor. Bu bir emsal karar, alışkanlığın verdiği mayışma isteği. Sonra tekrar, sonra bir daha tekrar. Aynı nakaratta buluşturup diziyor tespih tanesi gibi. Benzemek ihanettir gibi bir şey düşünüyorum. Belki eski bir motto, belki sürekli bir tembih. Nedense hep aklımda, bir dua gibi. Hazırlık, savunma ya da itiraz sayılır. İhtiyaç diyor aklımın bir yeri, isyan diyebilir birileri, yine de olsun.
Kötü haberler, kötülük yapan şahıslar görüyoruz bugünlerde. Aklayanlar ve savunanlar aynı kulvarda, benzeş yollarda. Manzaraları yok bunların. Gittikleri yolda ağaçlar kesilmiş, kuşlar öldürülmüş. Hazmedemedikleri güzellikleri katletmişler. Burası zayıf gördüğüne tecavüzü serbest bırakan, öteki gördüğünün katlini vacip bulan bir ülke. Ona göre yaşamak, buna rağmen devam etmek yeri. Evet, yaşamak her yerde aynı anlamda buluşmuyor. Baht, şans veya başka bir tesadüf, neden olmasın?
Suçun itirafı gurur kaynağı olabiliyor. Organize olan her suç sözcüsünü dinler ve savunur. Bir kitle oluşmuştur, birileri yeter ki yön göstersin, işaret etsin, açıklamaya girişsin. Uyur ve uyutur etkili bir taktik. Yine evet, taktikler taklittir. Ve sanki bazı kötülükler coğrafya beğeniyor. Davet ediyor da eylemleri, icabet etmeye teşne kötülük anında organize hücum ile davranıyor yeniden, aynı yerde başkalarına.
Birbiriyle konuşmaya adalet terazisi, birbirine danışmaya ceza yetisi, sevmeye iktidar mücadelesi girip karışmış. Anladık ve anlattık. Dinledik, başımıza gelip sonra yeniden anımsadık. An ile anlatılanı tarttık. Doğru bazen ilktir ama. Doğru bazen henüz gelmemiş olandır. Doğru belki yanlış anlatılan adrestir. Doğrular yanlışları götürünce haklı mı çıkar? Bazen ve belki ve de asla!
Diyelim ki her yer yangın yeri. Varsayalım çember daralıyor. Öyle de oluyor. Sonra şerh koyuluyor; vardı, oldu ve bitti. Çünkü o vardı, onlar dedi, şöyle yaptılar ve başardılar. İşte bu yol gösterir, başka bir yoldan çıkarıp menzile ulaştırır. Hatırlamak denilir, yad etmek farz edilir ve iştah açar. Umut burada ikileme girmeyi tabuta sığma telaşı sanır. Başka davranır, başka sanır ve anında yeniden yol almaya şahit olur. Devamını getiren her itiraz hep isyan. Diyorum ki ne unutulsa da isyan unutulmaz. Diyorum ki mücadele asla yalnızlık çekmez.
Roller çalınıyor, tahrik edilip tahrip ediliyor. Olsun ve devamı gelsin. İsyanını dünyaya miras bırakanlar yorulmasın yeter. Tanıklığını yakınlığıyla bir araya getirenler sağ kalsın, o da yeter. Yetmeyen ne varsa devamını beraberinde getirsin. Bu dilek, bu umut, bu inat dermanını kovalayan bir dert olarak kalsın. Yorulmak uzak dursun, yılmak gelmesin, o da yeter.