‘Ev hapsi’ kararıyla tahliye edilen Mahmut Alınak, Kürtçe’nin Türkçe ile eşit statüde yer alması için BM’ye yaptığı başvurunun birilerini rahatsız ettiğini söyledi. Alınak ayrıca kendisi için önemli bir dayanışma olduğunu vurguladı
Müebbet hapis cezasıyla yargılanan ve dün çıkarıldığı ilk duruşmada “ev hapsi” cezasıyla serbest bırakılan Kürt siyasetçi Mahmut Alınak, tutuklanması, hakkında hazırlanan 300 sayfalık iddianame ve salgın sürecinde Kars T Tipi Kapalı Cezaevi’nin koşullarına ilişkin Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Adnan Bilen’e konuştu.
‘Gülüp geçtim’
İlk olarak hakkında hazırlanan 300 sayfalık iddianame ve yöneltilen suçlamalara değinen Alınak, iddianamedeki suçlamalara gülüp geçtiğini ifade etti. Suçlamalarn bir çekirdeğin kabuğunu bile doldurmayacak nitelikte olduğunu belirten Alınak, düşünceleri nedeniyle yargılandığını vurguladı:
“Belli ki makalem ve sivil itaatsizlik eylemlerim AKP’yi çok rahatsız etmişti. Özellikle Birleşmiş Milletlere (BM) Kürtçe ve mazlum dillerin Türkçe ile eşit hale getirilmesi için başvuru yapmıştım. Savcı bunu da örgüt çalışması olarak karşımıza çıkardı. Mahkemede de belirttim, en ilkel toplumlarda bile dil yasağı yokken, Kürtçe ve diğer mazlum dillere uygulanan bu yasağın ne insanlık ne hukukla herhangi bir ilgisi yoktur. BM’ye başvurum, doğal olarak birilerini çok rahatsız etti. Oysaki son derece insani ve masum bir taleple BM’ye gittik. Özellikle bu yaşamsal meselinin BM’ye taşınması rahatsızlık yarattı. Bu yöndeki çabalarımın önüne geçilmesi amaçlandı. Meselenin uluslararasılaşması rahatsızlık yarattı.”
‘Kelepçe yerine ölmeyi tercih ettim’
Cezaevi koşullarına dikkat çeken Alınak, 10 kişiyle birlikte 20 metrekarelik hücrede tutulduklarını belirterek bu şartlarda salgından korunma imkanının mümkün olmadığını söyledi. Cezaevi avlusunda oluşan buzda kayarak düştüğünü ve ağır bir darbe aldığını aktaran Alınak, şunları kaydetti:
“Beni kelepçeleyerek hastaneye götürmek istediler. Ancak ben kelepçeyi kabul edemezdim. Ya ölüm ya da kelepçe tercihinde bulunacaktım. İç sesim kelepçedense, ölümü tercih etme yönünde bir karar vermenin zorunlu olduğunu, ölümü tercih etmem gerektiğini bana söyledi. Bu nedenle kelepçe takmaktansa ölmeye karar verdim. Yazılı belge istediler, ben de bunu kabul ettikten sonra hastaneye götürüldüm.”
Dayanışma gösterenlere teşekkür
Gözaltı ve cezaevine götürülme sürecine kadar çok önemli bir dayanışma ile karşılaştığını söyleyen Alınak, “HDP’ye, CHP’ye, aydınlara, düşünürlere ve duyarlı medyaya çok teşekkür ederim. Kürt halkına ve destek veren halklara teşekkür ederim. Verilen destek, bana göre negatif şartlara rağmen, gerek Kürt meselesinde gerekse insan hak ve özgürlükleri konusunda büyük bir duyarlılığın olduğunu ortaya çıkardı. Toplum hala duyarlı ve canlıdır. Bunu tutuklamamda gösterilen tepkiden gördüm. Bu ümit verici ve kötü şartlara rağmen ümidimizi korumamız gerektiğine işaret etmektedir” dedi.
Alınak, cezaevinde demokrasi ve özgürlük nöbeti tuttuğunu, bu nöbeti ev hapsinde de sürdüreceğini ifade etti. Cezaevinde, gençlik yılları Diyarbakır’da geçen bir tutuklunun geçirdiği değişimi işlediği ve “Değişim” adı verdiği yeni bir roman kaleme aldığını dile getiren Alınak, romanın kısa bir süre sonra tamamlanacağını söyledi.
KARS